Aile Hukuku

Yoksulluk Nafakası Nedir? Şartları Nelerdir?

Yoksulluk nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 4721 sayılı yasasına göre düzenlenmiş dört nafaka türünden biridir.

Boşanma durumunda, daha az kusurlu olan ve maddi güçlük yaşayacak eş lehine yoksulluk yardımı kararı verilebilir.

Yoksulluk Yardımı Başvuru Süresi ve Mahkemesi

Eğer boşanma davası sırasında yoksulluk yardımı talep edilmemişse, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde yoksulluk yardımı talebiyle dava açılmalıdır.

Yoksulluk yardımına ilişkin davalar, Aile Mahkemelerinde görülmektedir. Bu mahkemeler, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile yetkilendirilmiştir.

Yoksulluk Nafakası Şartları Nelerdir?

Yoksulluk Nafakası Şartları Nelerdir?

Yoksulluk nafakası talep edebilmek için üç temel şart bulunmaktadır:

  • Yoksulluğa Düşme Durumu: Nafaka talep eden eş, boşanma sonrası yoksulluğa düşecek durumda olmalıdır. Geliri, hayatını sürdürecek kadar olmayan eşler bu yardımı talep edebilir. Emekli maaşı veya diğer gelirlerin, kişinin yoksulluktan kurtulup kurtulmadığını değerlendirmek önemlidir.
  • Kusur Durumu: Nafaka talep eden eşin, boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eşin kusur durumu, nafaka yükümlüsü için önemli olmasa da, talep eden eş için belirleyici bir faktördür. Ağır kusurlu olan eş, nafaka talep edemez. Talep eden eş, diğer eşten daha az kusurlu veya eşit kusurlu olmalıdır.
  • Talep Beyanı: Yoksulluk nafakası talebi, mahkeme tarafından kendiliğinden değerlendirilemez; açıkça belirtilmelidir. Boşanma davası sırasında bu talepte bulunulmamış olsa dahi, dava kesinleşene kadar yazılı veya sözlü olarak her zaman talep edilebilir. Boşanma kararı kesinleştikten sonra ise, bir yıl içinde ayrı bir dava açarak yoksulluk nafakası talep edilebilir.

Yargıtay Kararı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/8774 Esas, 2022/2870 Karar sayılı ve 24.03.2022 tarihli ilamında; üzerine kayıtlı bir şirket, dört ev, bir yazlık, bir tarla ve bir araba bulunan kadının lehine verilen yoksulluk nafakasının hukuka uygun olduğuna karar verilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2021/8774, Karar: 2022/2870, K. Tarihi: 24.03.2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından asıl ve karşı davaların reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.03.2022 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı … vekili Av. … ile karşı taraf temyiz eden davalı-davacı … vekili Av. … Soyla geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4’üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 3.815 TL vekâlet ücretinin …’dan alınarak …’e verilmesine, aşağıda yazılı harcın …’a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran …’e geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy çokluğuyla karar verildi. 24.03.2022 (Prş.)

KARŞI OY YAZISI

Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Mahkemece davalı-davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; toplanan delillere göre ve özellikle kadın hakkında düzenlenen ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağı ile tapu kayıtlarına göre davalı-davacı kadına adına kayıtlı bir adet şirket, dört adet ev, bir adet yazlık, bir adet tarla ve bir adet araba kayıtlarının bulunduğu, davalı-davacı kadının sahip olduğu malvarlığına göre boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan sebeple, sayın çoğunluğun, yoksulluk nafakasına ilişkin hükmün bozulması yönündeki görüşüne, katılmıyoruz.

 

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Kübra DEMİR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu