Yargılamanın İadesi (HMK m. 375)
Yargılamanın iadesi, olağanüstü kanun yollarından biridir.
Yargıtay, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı gerekçe göstererek temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozar:
- Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulamış olması.
- Dava şartlarına aykırılık bulunması.
- Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi.
- Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması
İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay hukuk genel kurulunca yapılır. Hukuk genel kurulunun verdiği karara uymak zorunludur.
Öyle bazı ağır yargılama hataları vardır ki, o kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmesi, toplumda yargıya olan güveni sarsar. Oysa maddi anlamda kesin hükmün amacı; toplumsal barışa katkıda bulunarak, yargıya olan güveni sağlamaktır. Yargılamanın iadesi kanun yolu böyle ağır yargılama hatalarının olduğu hallerde, maddi anlamada kesin hükmün ortadan kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Ancak burada hemen şu hususa da işaret etmek gerekir ki, yargılamanın iadesi yoluna her türlü ağır yargılama hatalarına karşı değil, sadece kanunda tahdidi olarak sayılmış olan nedenlere dayanılarak gidilebilir.
Yargılamanın iadesi için hükmü veren mahkemeye başvurulur. Yargılamanın iadesini isteyen taraf teminat göstermekle de yükümlüdür. Ayrıca, bu yola vekil başvuracaksa vekaletnamesinde özel bir yetki bulunmalıdır.
Yargılamanın İadesi Nedir?
Bu olağanüstü kanun yoludur. Önemli usul hukuku kurallarına aykırılık halinde yargılamanın iadesi yoluna müracaat edilebilir.
Yargılamanın iadesi, kesinleşmiş hükümlere karşı yapılır.
Yargılamanın İadesine Başvurabilme Şartları
Yargılamanın iadesine başvurabilme şartları:
- Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. (5235 sayılı kanuna aykırılık hallerinde söz konusudur. Bu, dar anlamda değerlendirilir. Görevsiz bir mahkemenin kararına karşı yargılamanın iadesine gidilemez)
- Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
- Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. (Yani vekil veya temsilci olmayan bir kişi, hiçbir muvafakat olmadan davayı görmesi vb)
- Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması
- Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
- İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. (Tanıklık, karara esas teşkil etmiş olmalıdır ve bu konuda bir ceza mahkemesinin hükmü olmalıdır. Kovuşturma tamamlanamazsa, yalan tanıklık ispat edilmelidir)
- Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. (ceza mahkemesinden kesinleşmiş bir karar aranır aksi halde bu ispat edilmelidir)
- Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
- Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
- Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
- Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması gerekir.
Bunlar dışında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu ihlal kararlarına karşı da yargılamanın iadesi yoluna gidilebilir.
Anayasa mahkemesinin yeniden yargılamaya karar verdiği hallerde, yargılamanın iadesi olduğundan müracaat edilebilir.
Yargılamanın iadesini kural olarak ilk derece mahkemesinin tarafları talep edebilir. Ancak istisnai olarak üçüncü kişilere de bu hak tanınmıştır. (HMK m. 376)
Yargılamanın iadesinin isteme süresi noktasında kanun koyucu 3 aylık ve 10 senelik zamanlar belirlemiştir. 10 senelik zaman, hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 senelik bir zamandır. 3 aylık bir zamanda ise yargılamanın iadesi sebebine ilişkin hususun bilinmesinden itibaren 3 aydır. (HMK m. 377) (bu süreler değişiklik göstermektedir, kanuna bakılmalıdır)
Yargılamanın İadesi Yoluna Başvuru Süreci
Dilekçe ile dava açılır. Karar kesinleşir, kararı vermiş olan mahkemeye dilekçe ile başvurulur ve giderler ödenir.
Bunların ardından mahkeme ön inceleme yapar. Talebin süresinde yapılıp yapılmadığına, hükmün kesinleşip kesinleşmediğine, ileri sürülen sebebin, kanundaki sebeplerden biri olup olmadığına bakar.
Bu 3 sebepten biri yoksa, esasa girmeden talep reddedilir.
Kural olarak teminat gösterilmesi mecburi değildir ancak hakim durumun gereklerine göre teminat gösterilmesine karar verebilir.
Ön incelemeden geçerse, sebepler incelenmeye başlanır. Sebepler mevcutsa, yeniden yargılama yapılır.
Vekil ya da temsilci olmayan kişinin huzurunda yapılmışsa veya iki tane kesin hüküm varsa; hüküm iptal edilir. Diğer hallerde yeniden yargılama yapılır ve yeni bir karar verilir.
Yargılamanın iadesi sonucunda verilen karara karşı da her zaman kanun yoluna gitmek mümkündür.
İcra mahkemeleri, çekişmesiz yargı kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden, bu kararlara karşı yargılamanın iadesine başvurulamaz.
Yargılamanın iadesi davası açtığımızda kural olarak hükmün icrası durmaz. Ancak mahkeme talep üzerine, gerekli gördüğü halde teminat karşılığında yargılamanın iadesine müracaat edildiğinde bu hükmün icrasını durdurabilir.
Yargılamanın İadesi Yoluna Başvurulabilecek Sebepler
Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
- Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması
- Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hakimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
- Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
- Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
- Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmi makam önünde ikrar edilmiş olması.
- İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması
- Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
- Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
- Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
- Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
- Kararın, insan haklarını ve Ana Hürriyetleri korumaya dair sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa insan hakları mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
Bazı hususlarda yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır.
Yargılamanın İadesi Süresi
Kanunda yargılamanın yenilenmesi süresi kural olarak 3 ay ve herhalde yenileme talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Ancak (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.
Yargılamanın iadesi davası, hükmün icrasını durdurmaz. Ancak dava veya hükmün niteliğine ve diğer hallere göre talep üzerine icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa, yargılamanın iadesi talebinde bulunan kimseden teminat alınmak şartıyla iade talebini inceleyen mahkemece icranın durdurulması kararı verilebilir.
Yargılamanın iadesi sebebi bir mahkeme kararına dayanıyorsa bu takdirde teminat istenmez.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN