Vatandaşlık ve Yabancılar Hukuku

Yabancılar Hukuku Nedir? Kaynakları Nelerdir?

Yabancılar Hukuku; bir ülkede bulunan yabancılara yabancı olmaları sebebiyle konulmuş olan kurallarını tümünü teşkil eden hukuk dalıdır.

Nitekim yabancılar bulundukları ülkede bazı haklardan tam anlamıyla yararlanabilirken birtakım haklardan sadece sınırlı olarak yararlanabilmektedirler.

Yabancı Nedir?

Yabancılar hukukunun konusu teşkil eden yabancı, bir devletin ülkesinde bulunan ve o devletin vatandaşlığını iddiaya hakkı olmayan kimse olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla yabancı sayılan kişi, başka bir devletin vatandaşı olabilirken mülteci veya vatansız olarak da değerlendirilebilir.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 3. Maddesinin ğ bendine yabancı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişi” olarak tanımlanmıştır.

Kimler Yabancı Olarak Sayılır?

Vatansız, göçmen, mülteci, geçici korumadan yararlananlar ve doğumla Türk vatandaşı olup sonradan Türk vatandaşlığından çıkan kişiler yabancı gerçek kişiler olarak değerlendirilirler.

Vatansızlar (Haymatlos)

Hiçbir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olmayan kişilere vatansız denmektedir. Vatansızların hiçbir devletin vatandaşı olmadıkları için hukuka aykırı herhangi bir fiilden dolayı devletin diplomatik korumasından yararlanamazlar.

Kanunda vatansızlar, “hiçbir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı bulunmayan ve yabancı sayılan kişi” olarak tanımlanmıştır.

Vatansızlığın tespiti bakımından görevli olan kurum Göç İdaresi Genel Müdürlüğü olup vatansız sayılan kişilere Vatansız Kişi Kimlik Belgesi düzenlemektedirler.

Vatansız Kişi Kimlik Belgesine sahip olan vatansızlar, bu belgeyi ikamet izni yerine kullanabildikleri için ikamet izninden muaf tutulurlar.

Türkiye’nin de taraf olduğu Vatansız Kişilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme ile birlikte vatansızlara temel hak ve özgürlükler bakımından devletin vatandaşları ile aynı haklara sahiptirler.

Vatansızlar taşınır ve taşınmaz mal edinme, seyahat etme, dernek kurma, mahkemelere müracaat etme, çalışma ve sosyal güvenlik ve eğitim haklarına sahiptirler.

Uluslararası Korumadan Yararlananlar

Uluslararası korumdan yararlanan kişiler mülteciler, şartlı mülteciler ve ikincil koruma talep eden yabancılar olmak üzere üçe ayrılmaktadırlar.

Mülteciler

Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle ırki, dini, tabiiyeti, belli bir gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen kişiler mülteci olarak adlandırılır. (Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu m.61)

Mültecilere ikamet izni yerine geçen Uluslararası Koruma Statüsü Sahibi Kimlik Belgesi verilir. Bu belge çalışma izni yerine de geçmektedir.

Şartlı Mülteci

Şartlı mülteci kavramı YUKK m.62’de düzenlenmiştir. Şartlı mülteciler mültecilerden farklı olarak Avrupa ülkeleri dışında bir ülkeden meydana gelen olaylar nedeniyle Türkiye’ye gelen ve ülkesine olaylar nedeniyle dönemeyen kişilerdir.

Şartlı mülteciler kural olarak güvenilir üçüncü bir ülkeye yerleştirilirler. Ancak güvenilir üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar şartlı mültecilerin Türkiye’de kalma hakkı tanınmaktadır.

Kendilerine verilen belge ile ikamet iznine sahip olurlar. Şartlı Mülteciler her ne kadar ikamet izninden muaf tutulmuşlar ise de bu belge çalışma izni yerine geçmemektedir.

İkincil Koruma Statüsü Sahipleri

İkinci koruma statüsü kişiler ancak aşağıdaki koşulların bir arada bulunması ile birlikte söz konusu haklardan faydalanabilirler:

  • Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilmeyen ve menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri döndüğü takdirde,
  • Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek olması,
  • İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak olması,
  • Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılanacak olması,
  • Nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiler.

Bu statüye sahip olan kişilere Uluslararası Koruma Statüsü Sahibi Kimlik Belgesi verilmekte olup işbu belge ikamet izni yerine geçmektedir. Bu belge çalışma izni yerine de geçmektedir.

Geçici Korumadan Yararlananlar

Ülkesinden zorla ayrılan ve geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımızı geçen yabancılara sağlanacak koruma, geçici koruma olarak adlandırılmaktadır.

Geçici korumadan yararlanan yabancılara Valilik tarafından Geçici Koruma Kimlik Belgesi düzenlenmektedir. Geçici korumadan yararlanan yabancılar bu belge ile Türkiye’de kalış hakkı sağlamakta olup ikamet izni niteliğine sahip değildir. Bu statüye sahip olan yabancılar çalışma iznine de başvurmaları şarttır.

Göçmenler

Göçmenler genel olarak, çeşitli nedenlerle bağlı bulunduğu ülkeyi terk ederek yerleşmek amacıyla başka bir ülkeye giden yabancılar olarak tanımlanırlar. Göçmen sayılabilmek için aşağıdaki koşullar aranmaktadır:

  • Türkiye soyundan olmak,
  • Türk kültürüne bağlı olmak,
  • Türkiye’ye yerleşmek amacıyla gelmek.

Türk soyundan olan ve Türk kültürüne bağlı olan kişiler ancak sınır dışı edilen veya güvenlik bakımından Türkiye’ye gelmeleri uygun görülmeyen kişiler göçmen olarak nitelendirilmez. Göçmen olarak kabul edilenler gerekli işlemlerin tamamlanmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı tarafından vatandaşlığa alınabilirler.

Doğumla Türk Vatandaşı Olup Türk Vatandaşlığından Çıkanlar

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28. Maddesinde “Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklar” düzenlenmiştir. Doğumla Türk vatandaşı olup çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoyları, bazı istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Bu kişilere kimlik yerine geçen Mavi Kart düzenlenir ve kendilerine kimlik numarası verilir.

Mavi kartlıların seçme ve seçilme hakları yoktur. Askerlik hizmetini yapma yükümlülüğünden muaftırlar. Mavi kartlılar kadroya dayalı ve kamu hukuku rejimine tabi olarak asli ve sürekli kamu hizmeti görevlerinde bulunamazlar.

Azınlıklar

Azınlıklar, bir ülkede yaşayan ve birbirlerine müşterek ırk, dil, din, kültür bağları ile bağlı olan ve kendilerini, o ülkede yaşayan çoğunluğa nazaran bu bakımlardan farklı hisseden gruplardır. Türkiye’deki azınlıklara sağalan en önemli haklar aşağıda sayılmıştır:

  • Türkiye hükümeti doğum, milliyet, dil, ırk, din farkı gözetilmeden Türkiye halkının hayat ve hürriyetlerinin korunmasını taahhüt etmiştir.
  • Kilise, havra, mezarlık ve diğer dini müessesseler her türlü korunmadan yararlanacaktır.
  • Aile hukuku ve ahkâmı şahsiye konusunda kendi örf ve adetlerini icra edebileceklerdir.

Yabancılar Hukukunun Kaynakları Nelerdir?

Yabancılar hukukunun kaynakları iç hukuk kaynakları ve milletlerarası hukuk kaynakları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Yabancılar Hukukunun Kaynakları Nelerdir?

İç Hukuk Kaynakları

Yabancılar hukukunun iç hukuk kaynakları şunlardır:

  • Anayasa,
  • Kanunlar,
  • Kararnameler,
  • Tüzükler,
  • Yönetmelikler,
  • Tebliğler,
  • Mahkeme Kararları

Anayasa

Diğer hukuk dallarında da olduğu gibi Anayasa yabancılar hukuku bakımından da başta gelen kaynaklardandır. Anayasanın 16. Maddesine göre, “Temel hak ve hürriyetler yabancılar için milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.”

Kanunlar, Kararnameler, Tüzükler, Yönetmelikler, Tebliğler

Yabancılar hukukuna ilişkin kurallar tek bir yasada toplanmış olmamakla birlikte yabancıların Türkiye’ye girişi, Türkiye’de kalışı ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den talep ettikleri uluslararası koruma konuları 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Mahkeme Kararları ve Doktrin

Mahkeme kararları ve doktrin bütün hukuk dallarında da olduğu gibi yabancılar hukukunun da bir kaynağını oluşturmaktadır

Milletlerarası Hukuk Kaynakları

Yabancılar hukukunun milletlerarası hukuk kaynakları şunlardır:

  • Sözleşmeler,
  • Milletlerarası Örf ve Adet,
  • Medeni Milletlerce Kabul Edilen Hukuk Prensipleri

Sözleşmeler

Devletler taraf oldukları iki veya çok taraflı sözleşmelerle üye devlet vatandaşlarına karşılıklı olarak çeşitli türde haklar tanımışlardır. Sözleşmeler genel itibariyle ikamet, ticaret, dostluk, suçluların geri verilmesi, konsolosluk, sosyal güvenlik gibi konularda yapılmaktadır. Anayasa’ya göre, usulüne göre onaylanmış sözleşmeler bağlayıcı nitelik kazanırlar.

Milletlerarası Örf ve Adet

Uluslararası örf ve adet kuralları uluslararası sözleşmeler gibi yabancılar hukukun asli kaynaklarındandır. Örf ve âdetin teşekkül edebilmesi için maddi bir unsur, yani emsal teşkil eden tutum ve davranışların tekrarlanması ve psikolojik unsur, belli bir tarzda hareket etmenin hukuk bakımından zorunlu olduğu inancın yerleşmiş olması gerekir.

Medeni Milletlerce Kabul Edilen Hukuk Prensipleri

Milletlerarası hukukun genel prensiplerinin bir kısmını devletlerin iç hukukta uyguladıkları genel hukuk prensiplerin milletlerarası alana aktarılmasıdır.

İyiniyet, ahde vefa, kazanılmış haklara saygı, hakkın kötüye kullanılmaması, hakkaniyet kuralı gibi kurallar örnek olarak gösterilir.

Yabancılar Hukukunun Genel Esasları

Türk Vatandaşlar Hukukuna hâkim olan esaslar eşitlik ilkesi, karşılıklı muamele esası, en ziyade müsaadeye mahzar millet kaydı, mukabele bilimsel esası ve kazanılmış haklara saygı olmak üzere beş ilkeye ayrılmaktadır.

Eşitlik İlkesi

Anayasa genel olarak temel haklardan herkesin vatandaş-yabancı ayrım yapmaksızın yararlanması esasını kabul etmiştir. Anayasa’nın 16. Maddesine göre, “Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.” Yabancıların yararlanmasından söz konusu olmadığı bazı haklar da düzenlenmiştir (siyasi haklar).

Karşılıklı Muamele Esası

Karşılıklı muamele en az iki devlet arasında uygulanan ve ülkelerinde diğerinin vatandaşlarına aynı mahiyetteki hakları tanımalarına ifade eden ilkedir. Bu ilkeye göre, bir yabancının Türkiye’de bir haktan yararlanabilmesi için Türklerin de o yabancının ülkesinde aynı tür ve nitelikteki olan haklardan yararlanmasına bağlıdır. Ancak tanınmış her hak karşılıklı muamele esasına dayanmamaktadır.

Açıkça kabul edilmediği alanlarda uygulama alanı bulmayacaktır.

En Ziyade Müsaadeye Mazhar Millet Muamelesi (En Çok Gözetilen Ulus Kaydı)

Genellikle ikamet, ticaret, gümrük ve konsolosluk sözleşmelerinde yer alan bu kayıt, lehine böyle bir hak tanınmış olan devlet vatandaşlarının, hakkı tanıyan devletin ülkesinde üçüncü devlet lehine o konuda tanınmış ve tanınacak olan hakların aynından yararlanmak hakkını verir.

Mukabele Bilimsel Esası

Devletin, yabancı bir devlet ülkesinde bulunan kendi vatandaşı gerçek ve tüzel kişilerin çeşitli türdeki haklarını ihlal eden fiillerine karşı, aynı şekilde mukabele ederek gereken kararları almasıdır.

Kazanılmış Haklara Saygı

Yabancılar hukukunda kazanılmış haklar, bir yabancının yürüklükte olan hukuk düzenine uygun olarak kazandığı hakların o hukuk kurallarının zaman içinde değişmesi halinde korunması esasına dayanır.

Yabancılar Hukuku, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Yabancılar Hukukuna ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Stj. Av Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu