Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası Nedir?
Vergi ziyaı suçu, Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir.
Vergi zıyaı cezasının belirlemesi tahakkuk ettirilemeyen vergi miktarı üzerinden yapılır. Vergi ziyaı cezasının miktarı ziyaa uğratılan verginin bir katı olmaktadır.
Vergi Suçları Nelerdir?
Vergi suçları; mükelleflerin kendilerine yüklenen ödevleri yerine getirmemeleri ya da vergi kanunlarına aykırı davranmaları durumunda oluşur ve bu fiillerin karşılığında birtakım cezalar uygulanmaktadır.
Yükümlülüklerine uymayan mükelleflere ceza verilmesinin iki sebebi vardır. Bunlar;
- Vergi alanında istenilmeyen davranışların engellenmesi
- Vergi hukuku ilkelerine göre adaletin sağlanması
Bu amaçlar ışığında cezalar; sadece cezalandırılan kişinin kusuru varsa uygulanmalı, cezalar olması gerekenden ağır olmamalıdır.
Vergi Usul Kanununun 331. maddesine göre; “Vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler, bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar ile cezalandırılırlar.”
Vergi cezaları; idari ve cezai nitelikli cezalar olmak üzere ikiye ayrılır. Vergi suç ve cezaları Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir. İdari cezaları idare uygularken diğer cezalar mahkemeler tarafından uygulanmaktadır.
Vergi ödevinin yerine getirilmemesi sonucu vergi idaresi tarafından uygulanan genellikle para cezası niteliğindeki yaptırımlara idari yaptırımlar denilmektedir. Bu cezalar idare hukuku ilkelerine göre uygulanmaktadır.
İdari yapıdaki cezalar;
- Vergi Ziyaı Cezası,
- Usulsüzlük Cezası,
- Özel Usulsüzlük Cezası,
- Bilgi Vermekten Çekinme.
Hürriyeti bağlayıcı cezalar ise mahkeme tarafından verilmektedir. Bunlar;
- Vergi Kaçakçılığı,
- Vergi Mahremiyetini İhlal,
- Mükellefin Özel İşlerini Yapma.
Vergi Ziyaı Suçu Nedir?
Vergi Usul Kanununun 344. maddesinde ; “341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.” Düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu maddeye bakıldığında suçun unsurlarını madde metninden çıkarmak mümkün değildir. Bu nedenle maddede atıf yapılan Vergi Usul Kanununun 341. Maddesinin incelenmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanununun 341. Maddesinde;
“Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.
Yukarıki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.” Düzenlemesi mevcuttur.
Vergi Usul Kanunda düzenlenen vergi ile ilgili yükümlülükler zamanında yerine getirilmemiş veya eksik yerine getirilmişse bu durumda vergi ziyaı suçundan bahsedilebilmektedir. Yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin yanı sıra kişisel ve medeni haller hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma şeklinde de vergi ziyaı suçuna sebebiyet verilebilir. Sonuç olarak vergi ödevinin yerine getirilmesi için kanunda öngörülmüş olan sürelere riayet edilmemesi halinde vergi zıyaından bahsedilmesi söz konusudur.
Vergi ziyaı suçundan bahsedilebilmesi için ödevlerin zamanında yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi yeterli olmayıp ayrıca bu durum sonucunda verginin tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.
Vergi Ziyaı Suçu Nasıl Oluşur?
Vergi Ziyaı Suçu, vergilendirme ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi halinde ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunma ile oluşur.
Söz konusu hususları ayrı ayrı incelemek gerekirse;
Vergilendirme ile İlgili Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi Veya Eksik Yerine Getirilmesi Nedir?
Vergi Usul Kanununda “Mükellefin Ödevleri” şu şekilde sayılmıştır;
- Bildirimlerde bulunmak,
- Defter tutmak,
- Muamelelerini vesikalandırmak,
- Beyanname vermek,
- Vergi karnesi kullanmak,
- Muhafaza ve ibraz görevlerini yerine getirmek zorundadır.
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Nedir?
Mükelleflerin şahsi ve ailevi durumları günümüz vergilendirme sisteminde önemli bir yere sahiptir. Yani kişinin şahsi ve ailevi durumları göz önüne alınarak vergi miktarlarında belirlemeler yapılmaktadır. Ancak bu kişilerin şahsi ve ailevi durumları ancak onların beyanları ile tespit edilebilmektedir.
Şayet mükellefler bu hususlarda gerçeğe aykırı beyanda bulunurlarsa ve bu sebeple vergi borçlarında herhangi bir hukuka aykırı indirime sebebiyet verirlerse bu halde vergi ziyaı suçu vücut bulacaktır.
Vergi Ziyaı Suçunun Temel Cezası Nedir?
Vergi Usul Kanununun 344. Maddesinde vergi ziyaı suçu;
“341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.” Düzenlemesine yer verilmiştir.
Vergi zıyaı cezasının belirlemesi tahakkuk ettirilemeyen vergi miktarı üzerinden yapılır. Vergi ziyaı cezasının miktarı ziyaa uğratılan verginin bir katı olmaktadır.
Vergi Ziyaının Daha Ağır Ceza Gerektiren Nitelikli Hali Nedir?
Vergi Usul Kanununun 344. Maddesinin 2. Fıkrasında;
“Vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır.” Düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde kapsamında Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde sayılan kaçakçılık fiillerini gerçekleştirenlere vergi ziyaı cezası 3 katı oranında uygulanmaktadır.
Ancak 3 kat oranında vergi ziyaı cezasına hükmedilebilmesi için kaçakçılık suçuna ilişkin fiillerin gerçekleşmesi yeterli olmayıp vergi cezasının üç kat uygulanabilmesi için kaçakçılık suçundan dolayı ceza mahkemesince verilmiş olan mahkûmiyet kararı aranmaktadır.
Ayrıca Vergi Usul Kanununun 367. Maddesinin 4. Fıkrasına göre; “359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.” şeklinde düzenlendiği üzere, kaçakçılık suçu işlediği sabit olan bir kişinin bu suçtan dolayı cezalandırılması, vergi zıyaından ya da usulsüzlükten cezalandırılmayacağı anlamına gelmemektedir.
DANIŞTAY 9. DAİRE E. 2017/3778, K. 2020/595, T. 11.2.2020 Bölge İdare Mahkemesi kararının; kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının bir kata indirilmesine karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz iddialarının incelenmesine gelince; Bilerek sahte fatura kullanılması Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi uyarınca kaçakçılık suçunu oluşturmakta olup, aynı Kanunun 344. maddesinde ise vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde vergi ziyaı cezasının üç kat olarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, davacının kullandığı sahte fatura oranının maliyetler arasındaki oranının fazla olması, bu faturalara ilişkin ödemelerin tevsik edici hiç bir belge ile kanıtlanamaması, mükellefin takip eden yıllarda da sahte fatura kullanması, hakkında sahte belge kullanmaktan dolayı vergi suçu raporu düzenlenmiş olması tespitlerine yer verilmiş olması ve davacıya düzenlenen faturaların sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler olduğu sonucuna varılması karşısında, söz konusu faturaların bilerek kullanıldığı kanaatine varıldığından vergi mahkemesinin vergi ziyaı cezanın bir kata indirilmesine ilişkin kısmına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. |
Vergi Cezasında Nasıl İndirim Yapılır?
Vergi Usul Kanununun 344. Maddesinin 3. Fıkrasında belirtilen hallerde vergi cezasında indirim yapılması mümkündür. Bu madde kanunda şu şekilde düzenlenmiştir;
“Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır.”
Bu madde uyarınca vergi incelemesine başlanmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmeden ödeme yapan iyiniyetli yükümlülerin bu durumu korunmaktadır. Sonuç olarak mükellefin vergi incelemesi başlamadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce beyanname vermesi halinde cezanın yüzde elli oranında uygulanması gerekmektedir.
Vergi Hukuku ve Ceza Hukuku; oldukça kapsamlı olup mülkiyet hakkınıza ilişkin herhangi bir hukuki destek talebinde bulunmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişim kurarak uzman ve tecrübeli avukatlarımızla görüşme gerçekleştirebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Av. Ezgi YÜCEL