Ulus Devlet Nedir?
Modern devletin temel özelliklerinden biri, üstünlük mücadelesine son vermesi ve çok sayıda yerel birimi bir siyasal merkez etrafında birleştirmesidir.
Kral hem kiliseye hem de feodal beylere ve özerk şehirlere üstünlüğünü kabul ettirmiş, egemen haline gelmiştir.
Ulusun Doğuşu
Çok sayıda feodal beyliğin ve kent devletinin uyruklarının ortak bir aidiyet duygusunu geliştirerek ulus haline gelmeleri uzun bir süreçte gerçekleşmiştir.
Pazar büyüklüğü bakımından burjuva için en elverişli ölçek, kralların üstünlük kurmaya çalıştıkları, 40-50 veya daha fazla yerel birimi barındıran ulusal ölçektir. Bu amaçla, Avrupa’nın batısında ekonomik yönden güçlenen burjuvazi, krallara ekonomik destek sağlar.
Ateşli silahlarla kraliyet orduları geniş toprakları ve ulusa dönüşecek büyük toplulukları egemenliği altına almayı başarır.
- yüzyıla gelindiğinde İngiltere, Fransa, İspanya ve Portekiz siyasal birliğini sağlamış, uyrukları arasında bir ulusa ait olma duygusunu pekiştirmiştir. İtalya bunu başaramamıştır.
Siyasal iktidarın bu köklü değişiminin teorik açıklaması en iyi Makyavel, Bodin ve Hobbes’un görüşleri çerçevesinde incelenebilir. Bununla birlikte, egemenlik teorisini kendi iç çelişkilerinden kurtaran ve mükemmel hale getiren J.J.Rousseau’dur.
Laik İktidar: Nicolas Makyavel
Modern devletin ayırt edici özelliklerinden biri, laik bir iktidar modeli ortaya koymasıdır.
- yy. da Rönesans hareketinin etkisiyle Avrupa’da durum değişmeye başlar, artık kilisenin görüşleri her yönden eleştiriye uğramaya başlar ve siyasi gücü kullananlar da daha az dini referans kullanırlar.
Prens adlı kitabı, siyasal düşünceyi derinden etkileyecek ve modern devlet teorisinin temel kaynakları arasında gösterilecektir. Başlıca fikirleri:
- İtalya’nın birliğini sağlayacak güçlü bir merkezi hükümetin savunucusudur.
- Her ne pahasına olursa olsun, İtalya’nın ulusal birliği sağlanmalıdır.
- Kitabında ideal hükümdarı ve devleti tasarlamamıştır. İtalya’nın birliğini sağlayacak bir hükümdarın ne yapması gerektiği konusunda gerçekçi olacağı konusunda uyarılarda bulunur.
- Bazı özellikler fazilet gibi gözükür fakat yıkım getirir; bazı özellikler de kusur gibi gözükür fakat güvenlik ve esenlik sağlar. Cömert bir hükümdar savurgan olur, hazineyi tüketir ve yurttaşa ağır vergiler koyar. Buna karşılık cimri olarak tanınmak daha iyidir.
- Merhametli hükümdar düzeni sağlayamaz. Uyruğunu birlik içinde tutmak isteyen bir hükümdar, merhametsizlikle suçlanmaktan korkmamalıdır.
- Korkulan insan olmak daha iyidir. Çünkü insanlar genellikle nankör, değişken, ikiyüzlüdürler.
- İhtiyatlı bir hükümdar, kendisine zararı dokunuyorsa, verdiği sözü tutmaz. Söz vermesini gerektiren şartlar değişmişse, yine sözünde durmasına gerek yoktur.
- Hükümdar, sadece yaşamını ve devletin varlığını sürdürmeyi amaçlar. Başvuracağı araçlar her zaman doğrudur. Amaç araçları meşru kılar.
İktidarın Kaynağı Konusu
İtalya’nın birliğini sağlayacak iktidarı, diğer prensliklerden, kent cumhuriyetlerinden ve kiliseden üstün görür.
Ulusun Doğuşu
Ekonomik yönden feodalizmden kapitalizme, siyasi yönden feodalizmden modern devlete geçiş sürecidir.
Amacına ulaşmak için hükümdarı sınırlayacak dini veya ahlaki bir yasa kabul edilemez.
Ortaçağ düşüncesinde her türlü iktidar Tanrıdan gelir. Fakat Makyavel, güçlü hükümdarın yetkisini Tanrıdan aldığını söylemez. Nereden aldığı konusunda da bir açıklama yapmaz, iktidarı meşrulaştırma gayreti göstermemektedir.
İlk kez bir düşünür siyaset başka, ahlak başkadır demektedir. Prens kitabında siyasi iktidarı, dini ve ahlaki kavramlardan arındırmıştır.
Makyavel’in düşüncesinde Ortaçağ anlayışını aşan tek nokta, iktidarın kaynağını Tanrıya dayandırmaması değildir. Onun halkı pasif de olsa bir siyasi aktör durumuna getiren görüşleri önemlidir. Ona göre, iktidar ilişkisinin tarafları soylular ile halktır. Soylular ile yapılacak ittifaka asla güvenilemeyeceğini, çünkü soyluların hükümdarın makamında gözü olduğunu söyler. Oysa halkın iktidarı ele geçirmek gibi siyasal hedefi yoktur, halk yalnızca iyi yönetilmek ister.
Hükümdar halka dayanarak senyörlüklere son vermeli ve ülkede rakipsiz kalmalıdır. Bunun için güçlü bir ordu kurmalıdır. Başka ülkelerden paralı asker getirmek doğru olmaz, halkı silahlandırıp ulusal bir ordu kurulmalıdır.
İktidarın Meşruiyeti
Makyavel, siyasal iktidarı ilahi kaynaktan bağımsızlaştırmıştır. Hükümdar, yetkisini kendisi dışında bir odağa dayandırmamaktadır.
Ahlak ile siyaseti ayırmıştır.
J.J.Rousseau: En güçlü, gücünü hak, boyun eğmeyi ödev biçimine sokmadıkça, hep egemen kalacak kadar güçlü değildir.
Makyavel iktidarı meşrulaştıracak bir çaba içine girmemiştir.
Prens kitabını bir devlet teorisi kitabı olarak tasarlamamıştır. Söylevler kitabında, bir kişinin kuvvetine dayalı krallıkların çok sürmediğini belirtir.
Makyavel Prens kitabında monarşiyi, Söylevler kitabında ise karma yönetimi savunmuştur. Monarşi, aristokrasi ve demokrasinin unsurlarını içeren bir yönetim biçimi, devletin uzun ömürlü olması için tercih edilmelidir.
Sonuç olarak, İtalya birliğini sağlamak üzere mutlak monarşi olarak kurulacak, birlik sağlandıktan sonra devletin sürekliliğini güvence altına almak için Cumhuriyet yönetimi benimsenecektir.
Hükümdarın en üstün iktidar olduğu, yetkisini Tanrıdan almadığı halde sürekli olduğu, dini veya ahlaki kurallarla bağlı olmadığı ama yine de meşru olduğu bir iktidar modeli teorisi ile ilgili görüşleri Bodin ve Hobbes dile getirecektir.
Artur Schopenhauer
Monarşik yönetim biçimi, insanlar için en tabii yönetim biçimidir. Bunların tümü, uğraştıkları şey ne ise, onun başına içlerinden birini geçirirler. Hatta canlıların organizmaları bile monarşi prensibine göre kurulmuştur.
Tek başına yol gösteren, sevk ve idare eden, üstünlüğü elinde bulunduran beyindir. Güneş sistemi bile monarşik bir yapıya sahiptir.
Cumhuriyet idaresi insanlar için doğal değildir. Cumhuriyetin bir dezavantajı, yetenekli insanların yüksek konumlara ulaşması monarşilere göre daha güçtür.
Monarşik yönetimlerde zekâ ve yetenek yukarıdan müdafaa ve destek görür, çünkü kral diğer insanların zekâsından yararlanmaya mecburdur.
Ayrıca cumhuriyetler kısa ömürlüdür, kolay kurulur fakat ayakta durmaları bir hayli güçtür. Monarşilerde ise durum tersidir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN