Ticari İş ve Ticari İşletmelerin Tabi Olduğu Hükümler
Ticaret hukuku, ticari iş ve işlemlere uygulanan hukukun bir dalıdır.
Ticari iş, TTK m. 3 ve m. 21 uyarınca düzenlenen konularla, bir ticarethane, fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerden sayılır.
Ticari İş Kavramı Nedir?
Bir işin, adi veya ticari iş olarak nitelendirilmesi, bu işe hangi hükümlerin uygulanacağının belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Ticari hükümler, ticari hayatın gerekleri dikkate alınarak, genel hükümlere kıyasen daha farklı ilkelere dayanmaktadır.
Örneğin ticari işlerde teselsül karinesi, gecikme faizi oranları gibi hususlar ticari hükümlerde farklılık yaratmaktadır.
Ticari İşin Belirlenmesi
Ticari iş kavramı açıklanırken TTK m.3 ve TTK m. 19 esas alınır.
TTK m. 3 kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerden olduğunu hükmetmiştir.
TTK m. 19 ise bir tacirin borçlarının ticari olmasının asıl olduğunu belirtmiştir. Ancak gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.
Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğer için de ticari iş sayılmaktadır.
TTK m. 3’e Göre Ticari İş
Bu maddeye göre ticari iş, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerdir.
- TTK’da düzenlenen hususlar: TTK’da düzenlenen işler ticari iş sayılır. Bu hususların ticari iş niteliğinde sayılması için ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediği veya tacir tarafından yapılıp yapılmadığı önemli değildir. Dolayısıyla bazı hususlar “şeklen ticari iş” niteliğindedir. Örneğin bono, çek, taşıma işleri, haksız rekabet, çatma işleri
- Ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiiller: Bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticaridir. Bu ibareyi geniş yorumlamak gerekir; ticari işletmede yürütülen faaliyet ile doğrudan veya dolaylı bir ilişkisi bulunan her türlü işlem ve fiil, ticari iş olarak kabul edilmelidir. Ticari işlem ve fiil kapsamına hukuki işlem, hukuki işlem benzerleri, vekaletsiz iş görme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme girmektedir.
Ticari İş Karinesi
TTK m. 19/1 uyarınca bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Bu hükme göre kural olarak tacirin tüm işlem ve fiilleri ticaridir. Ancak gerçek kişi tacir işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını karşı tarafa açıkça bildirirse ya da somut olayın özellikleri işin ticari iş sayılmasına engelse, tacirin borcu adi borç niteliğindedir.
Bu durumda tacir tüketici sıfatını haiz olabilir. Tacirin borçlarının ticari olması kuralının tüzel kişiler bakımından bir istisnası yoktur. Buna göre tüzel kişi tacirin her türlü işlemi ticari sayılır. Tüzel kişi tacir tüketici olarak kabul edilmez. Ancak aksi yönde görüşler de bulunmaktadır.
Bir Taraf İçin Ticari Sayılan İşler
Taraflardan yalnız biri için ticari nitelikte olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır (TTK m. 19/2).
Gerçek kişi tacir, yaptığı sözleşmenin ticari işletmesiyle ilgisi olmadığını bildirse bile, eğer sözleşmenin karşı taraf bakımından ticari nitelikteyse, bu sözleşme TTK m. 19/2 uyarınca ilk tacir bakımından da ticari sayılır. Ancak yaptığı sözleşmenin ticari işletmesiyle ilgisi olmadığını bildiren tacir tüketici sayılır ve TKHK’nın bazı hükümlerine tabi olur.
Ticari İş Sayılmanın Sonuçları
Ticari iş sayılmanın sonuçlarını ayrı ayrı değerlendirmek gerekirse;
Ticari İşlerde Müteselsil Sorumluluk
TTK m.7/1 uyarınca iki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerlerse, kanunda veya sözleşmede aksi kararlaştırılmış olmadıkça müteselsilen sorumlu tutulurlar.
TTK m.7/1’in uygulanabilmesi için borcun tüm borçlular bakımından ticari iş niteliğinde olması gerekmez. Borcun sadece borçlulardan biri bakımından ticari olması yeterlidir.
Borcun sadece alacaklı bakımından ticari iş olduğu hallerde, tarafların arasında bir sözleşme ilişkisi varsa, bu borç da borçlular bakımından ticari sayılacağından, müteselsil borçluluk söz konusu olur.
Teselsül karinesi, ticari bir borca kefalet halinde gerek asıl borçlu ile kefil gerek kefiller arasındaki ilişkilerde de geçerlidir. Ancak sözleşmeyle bunun aksi kararlaştırılabilir. Ticari işlerde teselsül karinesinin uygulanması TKHK m.4/6 ile sınırlandırılmıştır
Ticari işlerde Faiz
TTK m. 8/1’e göre ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1. maddesi uyarınca Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde on iki oranı üzerinden yapılır. Ancak Kanuni faiz oranının, 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık % 12’den % 9’a indirilmesi 19/12/2005 tarihli ve 2005/9831 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kararlaştırılmıştır.
- Kapital faiz: Belli bir para tutarını talep etme hakkına sahip olan alacaklıya, bu paradan yoksun kalması nedeniyle vadeye kadar ödenen faiz türüdür.
- Temerrüt faizi: Para borcunu zamanında ödemeyerek temerrüde düşen borçlu tarafından ödenmesi gereken faiz türüdür.
BK m. 88 uyarınca kapital faiz oranı adi işlerde de serbestçe belirlenebilir. Ancak üst sınır vardır. Buna göre belirlenecek oran, mevzuat hükümlerine göre belirlenen faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.
BK m. 120/2 temerrüt faiz oranı da adi işlerde serbestçe kararlaştırılabileceğini hükmetmiştir. Ancak bu oran mevzuat hükümlerine göre belirlenen oranın yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Ticari İşlerde Faizin Özellikleri:
Ticari işlerde faizin ayrı ayrı başlıklar halinde değerlendirilmesi de fayda sağlayacaktır. Buna göre;
Öngörülmemiş Olsa Dahi Faize Hak Kazanılması
Eğer ödünç sözleşmesi ticari iş niteliğindeyse, sözleşmede kararlaştırılmamış olsa dahi ödünç alanın kapital faiz ödemesi istenebilir.
Ticari işletmesi gereği bir iş veya hizmet gören tacirin, sözleşmede belirtilmemiş olsa bile ücret isteme ve verdiği avanslar yaptığı masraflar için ödeme tarihinden itibaren faiz talep etme hakkı bulunmaktadır.
Faize Faiz Yürütülmesi (Bileşik Faiz)
Faizin, belli dönemlerin sonunda anaparaya eklenmesi ve bundan sonra oluşan yeni toplama tekrar faiz uygulanması bileşik faiz olarak adlandırılır.
Her iki tarafın tacir olduğu cari hesaplarda, her iki taraf bakımından ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde ve kambiyo senetlerinde müracaat hakkı kullanılırken temerrüt faizine faiz yürütülür.
Daha Yüksek Oranda Temerrüt Faizi İstenebilmesi
Hem adi hem ticari işlerde temerrüt faizi yıllık yüzde dokuz oranından hesaplanır. Ancak TC. Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı bu orandan fazla ise, ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. (%16,75- 19.12.2020)
Faiz Oranları Nedir?
Faiz oranları, hangi faizin uygulandığına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Kapital Faiz
Ticari işlerde taraflar uygulanacak kapital faiz oranını serbestçe belirleyebilirler. Ancak belirlenen faiz oranı aşırı derecede yüksek olup tacirin ekonomik varlığını tehlikeye sokuyorsa hâkim bu faiz oranını indirebilir. Ayrıca tacir müzayaka halinin varlığına dayanarak sözleşme ile bağlı olmadığını da bildirebilir.
Kapital faiz ödemesinin kanunen gerekli olduğu hallerde, taraflar sözleşmede uygulanacak faiz oranını belirlememişlerse, kapital faiz oranı ilgili mevzuat hükümleri uyarınca yıllık yüzde dokuz olarak hesaplanır.
Temerrüt Faizi
Para borcunu içeren ticari işlerde taraflar, borçlunun temerrüde düşmesi halinde istenecek temerrüt faizi oranını serbestçe belirleyebilirler. Böyle bir belirleme yapılmamışsa, temerrüt faizi, kapital faiz oranı olan yıllık yüzde dokuz oranından hesaplanır.
3095 sayılı Kanun’un 2/II maddesine göre, TC Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı yüzde dokuzdan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.
Kambiyo senetlerinde hamil, müracaat borçlularına başvurduğunda diğer kalemlerin yanında “vadenin gelmesinden itibaren işleyecek faiz”i de talep eder. Ödeyen müracaat borçlusu da kendinden önceki borçlulardan, ödeme tarihinden itibaren ödediği tutarın faizini ister.
Kambiyo senetleri TTK’da düzenlendiğinden ticari iş niteliğindedir; bu nedenle temerrüt faizi “TC Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı” üzerinden talep edilebilir.
Yabancı para borcunun faizinde sözleşmede daha yüksek akdi faiz veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.
Faiz ile İlgili Bazı Sorunlar
Uygulamada uygulanan faizin türü ve oranı, birçok hak kaybına ve uyuşmazlığa sebep olmaktadır.
Faizin Anaparayı Geçip Geçemeyeceği
Gerek adi gerek ticari işlerde kapital faiz anaparayı geçebilir. Aynı durum temerrüt faizi için de geçerlidir.
Bileşik Faiz Uygulaması
Bileşik faiz kural olarak yasaktır. Ancak TTK’da bazı hallerde bileşik faiz uygulanmasına olanak tanınmıştır;
- Cari hesap sözleşmeleri
- Her iki taraf için de ticari olan ödünç sözleşmeleri
Bu iki hal dışında bileşik faiz uygulaması yapılırsa, işletilen faiz yok hükmündedir.
Temerrüt faizinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde temerrüt faizine faiz yürütülemez. Ancak bunun birtakım istisnaları vardır;
- Tarafların aralarında anlaşmaları,
- Kambiyo senetlerinde müracaat hakkının kullanılması.
En Yüksek Sınırı Aşan Ticari İşlemlerin Hukuki Akıbeti (TTK m. 1530/1)
TTK m. 1530 f. 1’in ikinci kısmında “ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların kabul etmiş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler, en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır ve bu sınırdan fazla olan edimler hata ile yapılmış olmasa dahi geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu hallerde BK m. 27/2, 2. cümle uygulanmaz.
Ticari İşlerde Zamanaşımı
TTK m. 6/1 uyarınca kanunda aksine hüküm olmadıkça ticari hükümler koyan kanunlarla tayin olunan zamanaşımı süreleri sözleşme ile değiştirilemez. Ancak taraflar bir alacağın muaccel olacağı tarihi serbestçe belirleyebileceklerinden hatta muacceliyet tarihini değiştirebileceklerinden dolaylı olarak zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarihi de değiştirmiş olurlar.
Ticari Hükümler
TTK m. 1/1 uyarınca TTK’daki hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler ticari hükümlerdir. Ticari işe uygulanacak hükümler sırasıyla:
- Emredici Hükümler
- Sözleşme Hükümleri
- Tamamlayıcı ve Yorumlayıcı Ticari Hükümler
- Ticari Örf-Adet
- Genel Hükümler.
Ticaret Hukuku; tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla her aşamada büyük önem taşımakta ve uzmanlık gerektirmektedir. Ticaret hukuku alanında yapılacak işlemlerde hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ticaret hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN