Ticaret Hukukunda Marka Sahibinin Hakları
Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesi sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını temin edebilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması koşuluyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabileceği ifade edilmiştir.
Marka Sahibinin Hakları Nelerdir?
Tescilli markayı kullanma hakkı marka sahibine aittir.
Marka sahibi bu hakkına dayanarak kendisinden izin alınmadan markasının başkası tarafından ticaret alanında kullanılmasını engelleyebilir.
Marka sahibi SMK’nın 7/2 maddesine göre;
- Tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin,
- Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından karıştırılması ihtimali olan bir işaretin,
- Aynı benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın,
Kendisinden izin alınmadan kullanılmasının yasaklanmasını isteyebilir.
Belli bir itibara sahip olan tanınmış tescilli markalar söz konusudur. Böylece tanınmış markaların sahiplerine daha geniş bir koruma sağlanmış ve bunların ya da benzeri işaretlerin farklı mal veya hizmetler de bile olsa kullanılması, tanınmış marka sahibinin iznine bağlanmıştır.
Bu sayılan hallerde marka sahibi; ilgili işaretin, mal veya ambalajı üzerine konulmasını, işareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi ve bu amaçlarla stoklanmasını veya o işaret altında hizmet sunulmasını, işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesini, işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve rakamlarında kullanılmasını ya da işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasını yasaklayabilir.
Marka sahibi işaretin ticaret unvanı veya işletme adı olarak kullanılmasını da yasaklayabilir. Dolayısıyla marka sahibi, markasının başka bir şirketin ticaret unvanında ek olarak kullanılması halinde bu ticaret unvanının kullanılması yasaklayabilir.
Marka hakkı, hukuki işlemlere konu teşkil edebilir. Bu bağlamda marka hakkı devredilebilir, miras yoluyla intikal edebilir, lisans konusu olabilir ve rehin verilebilir.
Marka sahibi tescil ettirdiği markasını aralıksız kullanmakla yükümlüdür. Bu anlamda markanın kullanılması markanın ticaret hayatında işlevine uygun şekilde kullanılması demektir.
Markaya Tecavüz Halleri Nelerdir?
Marka hakkına tecavüz sayılacak haller 556 sayılı KHK ile belirlenmiştir.
Marka hakkına tecavüz halleri,
- Taklit etmek,
- Taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak,
- Lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya üçüncü kişilere devretmek,
- İştirak, yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
- Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak.
Marka haklarına ilişkin dava ve işlemlerin takibinin vekil aracılığıyla yürütülmesi hak kaybının engellenmesi açısından oldukça önemlidir. Ekin Hukuk Bürosu olarak marka hukuku alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN