Tasarrufun İptali Davası
Tasarrufun iptali davası İcra ve İflas Kanunu’nun 277.maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Kanunda iptal davası olarak ifade edilmektedir.
Borçlunun, üçüncü kişiyle alacaklıyı zarara uğratmak ve mal kaçırmak amacıyla yaptığı işlemlerin etkisini sonlandırmak için tasarrufun iptali davası açılır.
Tasarrufun iptali davası ile haciz veya iflas yolunda borçlunun alacaklıdan mal kaçırmasını önlemek amaçlanmaktadır.
Tasarrufun iptali davası şahsi bir davadır. Alacaklı davayı kazanırsa mal borçlunun mülkiyetinden çıkmamış gibi takibe devam ederek alacağına kavuşabilir. İptal kararları kesinleşmeden icra edilebilir.
A. İptale Tabi Tasarruflar
İptal davasının konu işlemler kanunda gösterilmiştir. Bu işlemlerin ortak özellikleri:
- Hukuken geçerli bir işlem ve
- Tasarruf işlemi olmasıdır.
İvazsız Tasarruflar
Hacizden veya aciz belgesi verilmesinden veya iflasın açılmasından önceki iki yıl içinde yapılmış olan karşılıksız kazandırmalar iptale tabidir. Kanuna göre bütün bağışlamalar iptale tabidir ancak olağan hediyeler iptale tabi değildir.
Aciz Halinde Yapılan Tasarruflar
İcra ve İflas Kanunu’nun 279.maddesinde sayılan işlemler hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması halinde aciz belgesinin verilmesinden veya iflasın açılmasından önceki bir sene içinde yapılmışsa iptale tabidir.
Borçlunun aciz halinde olduğu bir yıllık dönemde yaptığı iptale tabi tasarruflar:
- Borç için verilen rehinler,
- Para ve alışılmış ödeme araçlarının dışında yapılan ödemeler,
- Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler,
- Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler.
İİK m.279’daki tasarruflardan yararlanan üçüncü kişi borçlunun aciz halinde olduğunu bilmediğini ispat ederse iptal davası dinlenmez.
Zarar Verme Kastıyla Yapılan Tasarruflar
Borçlunun alacaklıyı zarar uğratmak için yaptığı bütün işlemler iptale tabidir. Bu sebebe dayanarak dava açılabilmesi için işlem tarihinden beş yıl öncesine kadar olan dönemde borçluya karşı haciz ya da iflas takibi yapılmış olması gerekmektedir.
Kanununa göre zarar verme kastının karine olarak kabul edildiği haller:
- İşlemin tarafının borçlunun eşi, altsoy veya üstsoyu, üçüncü dereceye kadar (dahil) kan veya kayın hısımları, evlatlığı veya evlat edineni olması.
- Bir ticari işletme veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamı veya önemli bir bölümünü edindikten sonra o iş yerini fiilen devralıp işletmeye başlayanlar.
B. Yargılama Usulü
Tasarrufun iptali davasında görev ve yetki genel hükümlere belirlenir. Görevli mahkeme sulh hukuk ya da asliye hukuk mahkemeleridir. Ancak istihkak davasına karşı açılan iptal davasında icra mahkemeleri görevlidir.
Tasarrufun iptali davası iptale tabi işlemin yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılabilir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.
Tasarrufun iptali davasında basit yargılama usulü uygulanır.
Mahkeme her türlü delili inceleyerek karar verir. İptal davası sonunda verilen karar maddi anlamda kesin hükümdür.
Hacizdeki iptal davasının davacısı elinde borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıdır. Aciz belgesinin varlığı dava şartıdır.
Aciz belgesinin aranmadığı haller:
- Alacaklının iflas idaresi veya dairesinin verdiği yetkiye dayanarak açtığı dava,
- İstihkak davasına karşılık olarak açılan dava,
- Amme alacaklarının tahsilinde açılacak dava (6183 sayılı kanun).
İflasta iptal davası iflas idaresi tarafından açılır.
İptale tabi tasarrufla lehine işlem yapılan üçüncü kişi bu yolla edindiği malı iyiniyetli bir başka kişiye devretmişse bu iyiniyetli kişinin kazanımı korunur.