Sözleşmenin Kurulması
Sözleşmenin oluşumu, Türk Borçlar Kanunu’nun 1. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun şekilde açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık ya da örtülü olabilir.”
Bir sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların karşılıklı ve uyumlu irade açıklamalarında bulunması gerekmektedir. Bu şartlardan ilki teklif, ikincisi kabul olarak adlandırılmaktadır.
Öneri (İcap) Ne Demek?
Öneri, sözleşme yapma çağrısı içeren tek taraflı bir irade açıklamasıdır. Bir açıklamanın öneri sayılabilmesi için, karşı tarafın tamamlayıcı irade beyanıyla sözleşmenin kurulabilmesi şarttır.
- Öneri, sözleşmenin tüm esaslı unsurlarını kapsamalıdır.
- Ayrıca, önerinin karşı tarafa yöneltilmiş olması ve öneride bulunanın, önerisiyle bağlı kalma niyetinde bulunması gerekir.
- Bu unsurlardan bir veya birkaçını taşımayan açıklamalar ise öneri değil, yalnızca öneriye davet niteliği taşır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 7. maddesine göre, talep edilmemiş bir malın gönderilmesi öneri olarak değerlendirilmez. Malı alan kişinin, onu geri gönderme ya da muhafaza etme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle, taraflar arasında bir sözleşme kurulmadığı durumlarda satıcının, ilgili malın bedelini alıcıdan talep etmesi mümkün değildir.
Önerinin Bağlayıcılığı
Önerinin bağlayıcılığı konusu genel olarak öneriyle bağlılık, önerinin geri alınması ve ölüm veya ehliyetin kaybının önerenin öneriyle bağlılığına etkisi olmak üzere 3 adet husustan oluşmaktadır.
Genel Olarak Öneriyle Bağlılık
Bir öneride bulunan kişi, önerisiyle bağlıdır. Öneren, bu bağlılık süresini, öneriyi yaparken karşı tarafa belirtebilir. Bu durumda, süreli bir öneri söz konusu olur. Ancak öneren, bağlılık süresini açıkça belirtmediyse, süresiz bir öneri kabul edilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 4. ve 5. maddeleri, hazırlar ve hazır olmayanlar arasındaki önerilere ilişkin düzenlemeleri içerir.
- Hazırlar Arasında: Eğer hazır olan birine, kabul süresi belirtilmeden bir öneri yapılır ve bu öneri derhal kabul edilmezse, öneren önerisiyle bağlı olmaktan kurtulur. Telefon veya bilgisayar gibi doğrudan iletişim araçları kullanılarak yapılan öneriler, hazırlar arasında yapılmış kabul edilir.
- Hazır Olmayanlar Arasında: Hazır olmayan birine, kabul süresi belirtilmeden yapılan bir öneri, usulüne uygun bir kabul beyanının makul bir sürede ulaşmasının beklendiği ana kadar önereni bağlar. Öneren, kabulün zamanında ulaştığını varsayabilir. Ancak, zamanında gönderilmiş bir kabul önerene geç ulaştığında, öneren bu kabulle bağlı kalmak istemiyorsa, durumu derhal kabul edene bildirmek zorundadır.
Önerinin Geri Alınması
Öneri, şekle tabi olsa bile aksi kararlaştırılmadıkça geri alınabilir. Geri alma beyanının geçerlilik şartları, Türk Borçlar Kanunu’nun 10. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, geri alma bildirimi, diğer tarafa öneriden önce ya da en geç öneriyle aynı anda ulaşmış olmalı ya da öneriden sonra ulaşmış olsa bile diğer taraf öneriden önce geri alma beyanını öğrenmiş olmalıdır. Bu durumda, öneri yapılmamış sayılır.
Bu kural, kabul beyanının geri alınması durumunda da geçerlidir.
Ölüm ya da Ehliyetin Kaybının Önerenin Öneriyle Bağlılığına Etkisi
Öneren kimsenin önerisi ile bağlı olduğu süre zarfında öneren ya da kabulcünün ölmesi veya ehliyetini yitirmesi durumunda ona düşen edim açısından şahsının önem arz edip etmediğine bakılır.
Kabul Nedir?
Kabul, karşı tarafa ulaştırılması gereken tek taraflı bir irade açıklamasıdır. Önerinin karşı tarafça kabul edilmesiyle birlikte sözleşme kurulmuş sayılır. Ancak bir açıklamanın kabul olarak değerlendirilebilmesi için bazı koşulların sağlanması gerekir. Bu koşullar şu şekilde sıralanabilir:
- Kabul beyanı, öneriye tamamen uygun olmalıdır. Öneriyi değiştiren veya ona yeni bir unsur ekleyen bir açıklama, kabul değil, yeni bir öneri niteliği taşır.
- Bir beyanın kabul olarak kabul edilmesi, öneriyle bağlılık süresi içinde karşı tarafa ulaşmış olmasına bağlıdır.
Kabulün Geri Alınması (Kabulden Dönme)
Kabulün geri alınması durumunda, önerinin geri alınmasına ilişkin kurallar aynen uygulanır. Bu durum Türk Borçlar Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.
Eğer kabulden dönme beyanı, kabul beyanından önce ya da kabul beyanıyla aynı anda karşı tarafa ulaşmışsa veya kabulden sonra ulaşmasına rağmen karşı taraf bunu kabulden önce öğrenmişse, geri alma hukuken geçerli olur. Aksi durumlarda, geri alma beyanı yerine kabul beyanı geçerli sayılır ve sözleşmenin kurulduğu kabul edilir.
Kabul Beyanının Yapılma Şekli ve Susmanın Kabul Anlamı
Kabul beyanı, özel bir şekil zorunluluğu gerektiren durumlar dışında herhangi bir şekle bağlı değildir. Kabul, sözlü olarak, yazılı şekilde ya da kanaat uyandıran bir davranışla gerçekleştirilebilir.
Öneriye karşılık kabul beyanında bulunulmaması, genelde sözleşmenin kurulmadığı anlamına gelir. Bu durumda, öneriye karşı sessizlik, ret anlamı taşır. Ancak bazı özel durumlarda, öneriye açık bir kabul beklenmemesi halinde, öneri uygun bir süre içinde reddedilmediğinde sözleşme kurulmuş sayılabilir (TBK m.6). Bu durumun istisnaları şunlardır:
- Susmanın kanunen kabul sayıldığı durumlar,
- Susmanın taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kabul anlamına geldiği durumlar,
- Susmanın dürüstlük kuralı gereği kabul anlamı taşıdığı durumlar,
- Susmanın sözleşmenin niteliği gereği kabul anlamına geldiği haller.
Sözleşmenin Kurulması ve Hüküm Doğurduğu An
Bir sözleşme, açık veya örtülü irade beyanıyla kurulabilir. Ancak sözleşmenin hangi anda kurulmuş sayılacağı ve sonuç doğurmaya başlayacağı, hukuki açıdan önem taşır.
Hazırlar Arasında Sözleşme:
Birbirlerinin beyanına anında vakıf olabilen kişiler, hazır sayılır. Bu kişiler arasında yapılan sözleşmelere “hazırlar arası sözleşme” denir.
Hazır Olmayanlar Arasında Sözleşme:
Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, tarafların beyanlarının karşı tarafın hukuki hakimiyet alanına ulaşması için bir süre gerektirdiği durumlardır. Genellikle uzakta bulunan kişiler veya gaipler arasında bu tür sözleşmeler kurulur.
Açık Bir Kabul Beyanına Gerek Olmayan Durumlar
Açık bir kabul beyanının gerekli olmadığı hallerde, sözleşme, önerinin karşı tarafa ulaştığı andan itibaren sonuç doğurmaya başlar (TBK m.11/2).
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/497 E., 2019/287 K.
- Tarafların arasında 01.07.2015-01.07.2016 tarihlerini kapsayan dönem için enerji alım satım sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından muhtelif tarihlerde davalıya yeni fiyat teklifinde bulunulduğu ve bu teklifin davalı tarafından kabul edildiği, ancak davacının daha sonra yeni fiyat üzerinden satış yapmaktan vazgeçerek 01.07.2015 tarihli ilk sözleşmede belirlenen fiyat üzerinden elektrik satışına devam etmek istediği, bunun üzerine davalının bunu kabul etmediği, sözleşmenin 31.03.2016 tarihinden itibaren hüküm doğurmayacağına dair faks yolu ile bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır.
- Davalının davacıya yeni fiyat içeren sözleşmeyi göndermesi ve davacının bu sözleşme teklifini kabul etmesi ile artık 01.07.2015 tarihli sözleşmenin sona erdiğinin ve taraflar arasında yeni bir sözleşme ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekir.
- Bu durumda sona eren sözleşmenin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm esas alınarak değerlendirme yapılması isabetsiz ise de sonucu itibari ile doğru olan hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mehmet Uğur DUDAKLI