Sigorta Sözleşmesi ve Sigorta Poliçesi Nedir?
Sigorta sözleşmesi, sigortacının sigorta güvencesini ve sigorta ettirenin de prim ödeme borcunu üstlendiği her iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Sigorta sözleşmesi sigortacı ile sigorta ettirenin karşılıklı iradelerinin örtüşmesi ile kurulur. Uygulamada ise sigorta sözleşmesi, hazır basılı teklifnamelerin sigorta ettiren tarafından imzalanması ve sigorta şirketinin poliçe düzenleyerek müşterisine vermesi ile kurulmaktadır.
Geçerli bir sigorta sözleşmesinde bulunması gereken unsurlar:
- Taraflar
- Lehtar
- Sigorta menfaati
- Prim
- Riziko
- Sigorta bedeli
Sigorta sözleşmesi herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşmenin zorunlu unsurlarında yazılı veya sözlü olarak anlaşmaları ile sigorta sözleşmesi kurulmuş olur. Sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların iradelerinin uyuşması gerekmektedir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nda sigortacının susması sonuca bağlanmıştır. TTK m.1405/1 hükmüne göre “Sigortacı ile sigorta sözleşmesi yapmak isteyen kişinin, sözleşmenin yapılması için verdiği teklifname, teklifname tarihinden itibaren otuz gün içinde reddedilmemişse sigorta sözleşmesi kurulmuş sayılır.” Sigortacılık Kanunu m.11/2 hükmü ise “Hayat sigortalarına ilişkin sözleşmelerin yapılamasına dair teklifnamenin sigorta şirketine ulaştığı tarihten itibaren otuz gün içinde sigorta şirketi tarafından reddedilmemesi halinde sigorta sözleşmesi yapılmış olur.” şeklindedir.
Taraflar arasında yazılı bir sigorta poliçesinin bulunmaması sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Ancak yazılı poliçe taraflara ispat kolaylığı sağlar.
Sigorta Poliçesi Nedir Ve Ne İşe Yarar?
Sigorta sözleşmesinde tarafların hak ve borçlarını gösteren, sigortacı tarafından düzenlenerek imzalanan, sigorta sözleşmesinin ispatını sağlayan belgeye sigorta poliçesi denir.
Sigorta sözleşmesinin yapılmasından sonra sigortacı, sigorta şartlarını içeren bir poliçe düzenleyerek sigorta ettirene vermek zorundadır. Sigortacının poliçe verme zorunluluğu TTK m.1424’te şöyle düzenlenmiştir; “ Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur.”
Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenmelidir. Uygulamada genellikle Bakanlıkça onaylanmış matbu poliçeler kullanılmaktadır.
Bazı poliçelerde prim borcunun tahsiline ilişkin kayıtlar konulmaktadır. Eğer poliçede böyle bir kayıt varsa makbuz hükmündedir; aksi takdirde makbuz hükmünde değildir.
Poliçenin düzenlenmesinden sonra sigorta genel şartlarında meydana gelen değişiklik halinde ne olacağı TTK .1425/3’te düzenlenmiştir. Söz konu madde hükmü şu şekildedir; “Kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, genel şartlarda sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın lehine olan bir değişiklik hemen ve doğrudan uygulanır. Ancak, bu değişiklik ek prim alınmasını gerektiriyorsa, sigortacı değişiklikten itibaren sekiz gün içinde prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının sekiz gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme eski genel şartlarla devam eder.”
Sigorta Sözleşmesinin Tarafları Kimlerdir?
Sigorta sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Sözleşmenin taraflarını sigortacı ve sigorta ettiren oluşturur.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda ülkemizde kimlerin sigortacılık faaliyetinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Kanuna göre sigortacılık yapacak kuruluşların anonim şirket ya da kooperatif olması gerekmektedir; gerçek kişiler sigortacılık yapamaz.
Sigorta ettiren kişinin ise sigorta sözleşmesinin tarafı olabilmesi için medeni haklarını kullanma ehliyetine (fiil ehliyeti) sahip olması ve reşit olması gerekmektedir. Bu nedenle akıl hastaları ve küçükler sigorta sözleşmesi yaptıramazlar.
Sigorta ettiren ile sigortalı kavramları birbirinden farklıdır. Sigorta sözleşmesini yaptıran ve prim ödemekle yükümlü olan kişiye sigorta ettiren denir. Sigorta sözleşmesi ile menfaatleri güvence altına alınan kişiye ise sigortalı denir. Sigorta ettiren ile sigortalı aynı kişiler olabileceği gibi farklı kişiler de olabilir.
Sözleşmenin Unsurları Nelerdir?
Sigorta sözleşmesinde yer alması gerek temel unsurlar “sigorta menfaati, prim, sigorta bedeli ve riziko” şeklindedir.
Sigorta Menfaati Nedir?
Sigorta ilişkisinin esas konusunu sigorta menfaati oluşturur. Sigorta güvencesi para ile ölçülebilen, ekonomik değeri olan menfaatleri kapsar. Ancak her türlü menfaat sigorta ettirilemez. Bir menfaatin sigorta ettirilebilmesi için kanuna ve ahlaka aykırı olmaması gerekmektedir. Sigorta sözleşmesinin yapıldığı sırada sigortalanan menfaat mevcut değilse sözleşme geçersizdir. Sigortalanan menfaat sözleşmenin yapılmasından sonra ortadan kalkarsa sigorta sözleşmesi o andan itibaren geçersiz hale gelir. Ev, araba, kar kaybı ve benzeri menfaatler sigorta ettirilebilir.
Riziko Nedir?
Sigorta sözleşmesinin temel unsurlarındandır. Gelecekte zarar verme tehlikesi olan olayların gerçekleşme ihtimaline riziko denir. Yangın, deprem, trafik kazası gibi olaylar rizikoya örnek olarak gösterilebilir.
Sigorta açısından bir olayın riziko olarak nitelendirilebilmesinin şartları:
- Olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da ne zaman gerçekleşeceği belirsiz olmalı,
- Kişinin kendisini veya malvarlığı tehdit eden bir olay olmalı,
- Gelecekte meydana gelecek bir olayla ilgili olmalıdır.
Riziko olarak kabul edilemeyen olaylar:
- Doğa kanunlarına göre gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylar,
- Sigorta ettiren veya sigortalı tarafından kasten veya hileli olarak gerçekleştirilen olaylar,
- Ahlaka aykırı davranışlar neticesinde gerçekleşen olaylar.
Prim Nedir?
Sigorta ettirenin sigortacıya ödemek zorunda olduğu ücrete prim adı verilir. Sigorta primi peşin olarak ya da taksitle ödenebilir. Sigorta primi zamanında ödenmezse sigortacı sözleşmeden cayabilir ya da sözleşmeyi feshedebilir. TTK m.1434’e göre; “İlk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre, vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması hâlinde, sözleşmeden cayılmış olunur. İzleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmez ise, sigortacı sigorta ettirene, noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla on günlük süre vererek borcunu yerine getirmesini, aksi hâlde, süre sonunda, sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar eder. Bu sürenin bitiminde borç ödenmemiş ise sigorta sözleşmesi feshedilmiş olur. Sigortacının, sigorta ettirenin temerrüdü nedeniyle Türk Borçlar Kanunundan doğan diğer hakları saklıdır. Bir sigorta dönemi içinde sigorta ettirene iki defa ihtar gönderilmişse sigortacı, sigorta döneminin sonunda hüküm doğurmak üzere sözleşmeyi feshedebilir. Can sigortalarında indirime ilişkin hükümler saklıdır.”
Sigorta Bedeli Nedir?
Sigorta poliçesinde gösterilen, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalıya ödenecek olan sigorta değerini aşmayan azami tutara sigorta bedeli denir.
Sigortacının Sorumluluğu Ne Zaman Başlar?
TTK m.1421 hükmüne göre “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.”
Sigorta Sözleşmesinde Tarafların Borçları Nelerdir?
Sigorta sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen ve sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşmedir. Bu nedenle sigorta sözleşmesi ile sigorta ettiren ve sigortacının hem hakları hem de borçları vardır.
Sigortacının borçları:
- Rizikoyu taşımak,
- Sigortalıyı bilgilendirmek,
- Sigorta poliçesi vermek,
- Masrafları ödemek,
- Sigorta tazminatını ödemek.
Sigorta ettirenin borçları:
- Prim ödeme borcu,
- Sözleşme yapılırken doğru bilgi verme,
- Rizikoyu ağırlaştırmama ve ağırlaşan rizikoyu bildirme,
- Rizikonun gerçekleşeceğini bildirme,
- Rizikonun gerçekleşmesinden sonra bilgi verme,
- Araştırma yapılmasına izin verme,
- Riziko gerçekleştikten sonra zararı azaltma ve kurtarma yükümlülüğü.
Sigorta Tazminatı Ne Zaman Ödenir?
Sigorta tazminatının ne zaman ödeneceği hususu Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK m.1427’de sigorta tazminatının ne zaman ödeneceği şu şekilde düzenlenmiştir; “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez.”
Reasürans Nedir?
Sigorta şirketlerinin kendi üzerlerindeki rizikoları sigortalatarak kendilerini güvence altına almalarına reasürans denir. Reasürans, sigortacının sigorta ettirene karşı olan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Reasürans şirketi sigortacının menfaatlerini güvence altına alır.
Sigorta Sözleşmelerinde Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
TTK m.1420’de sigorta sözleşmelerine ilişkin zamanaşımı süreleri şu şekilde düzenlenmiştir; “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Sorumluluk sigortalarında ise zamanaşımı süresi on yıldır.
Türk Ticaret Kanunu’nun haricinde diğer özel kanunlarda farklı zamanaşımı süreleri öngörülmüş olabilir.
Stj. Av. Atike KARAMAN & Av. Ahmet EKİN