Genel Hukuki Bilgiler

Miras Hukukunun Temel Kavramları

Miras hukukunun belli başlı temel kavramları bulunmaktadır. 

Miras Ne Demek?

Miras, bir kişinin ölümü sonucu geride bıraktığı malvarlığı ve hakların toplamına verilen isimdir. Ölen kişinin vefatıyla mirasçılarına geçen malvarlığı, haklar ve borçlar tereke olarak adlandırılır.

Miras, bu terekenin yasal mirasçılar arasında nasıl bölüştürüleceği ve hangi hukuki ilişkileri içerdiği ile ilgili özel hukuk kuralları tarafından düzenlenir. Bu, miras hukukunun ana konularından biridir ve ölüm sonucu ortaya çıkan bu özel hukuk ilişkilerini düzenler.

Miras Bırakan Nedir?

Miras Bırakan Nedir

Mirasbırakan terimi, bir kişinin ölümü sonucu geride bıraktığı malvarlığı ve özel hukuk ilişkilerinin düzenlendiği kişiyi ifade eder. Bu kişi, yasal mirasçılarına veya vasiyetnameye göre mirası devralan kimsedir.

Mirasbırakan, sadece insanlar için geçerli olan bir terimdir, çünkü ölüm yalnızca insanlar için söz konusu olabilir. Ölümün ardından tasarrufun etkili olduğu durumlarda ise vasiyetçi terimi kullanılır, çünkü kişi vasiyetname aracılığıyla mirasının nasıl paylaşılmasını istediğini belirtir. Bu terimler miras hukuku ve ölüm sonucu oluşan hukuki ilişkileri tanımlamak için kullanılır.

Mirasçı

Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü sonucu terekesi üzerinde hak sahibi olan kişilerdir. Mirasçılar, yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olmak üzere iki ana kategoriye ayrılırlar.

Yasal mirasçılar, kanun tarafından belirlenen mirasçılardır ve mirasa çağrılmaları mirasbırakanın ölümüne dayanır. Atanmış mirasçılar ise mirasbırakanın kendi iradesi doğrultusunda mirasa çağırdığı kişilerdir.

Yasal mirasçılar, mirasbırakanın ölümüne bağlı olarak mirasa çağrılırlar. Kanun, kimlerin yasal mirasçı olacağını belirler. Yasal mirasçılar arasında, mirasbırakanın çocukları, eşi, anne ve babası gibi yakın akrabalar bulunur. Saklı paylı mirasçılar da yasal mirasçılardan bir alt kategoriyi temsil eder. Bunlar, mirasbırakanın ölümü durumunda muhakkak miras paylarının belirli bir bölümünü almak zorundadır.

Atanmış mirasçılar ise mirasbırakanın kendi iradesi doğrultusunda mirasa çağırdığı kişilerdir. Mirasbırakan, vasiyetnamesinde belirlediği kişilere miras bırakabilir. Atanmış mirasçılar arasında mirasbırakanın arkadaşları, hayır kurumları veya diğer istediği kişiler olabilir.

Türk hukukunda, miras hukukunun temel anlayışı atanmış mirasçılık üzerine kurulmuştur. Yasal mirasçılık ise istisna durumu olarak kabul edilir. Mirasbırakan, mirasının paylaşımını vasiyetnamesi aracılığıyla atanmış mirasçılara yönlendirebilir. Ancak yasal mirasçılar da her zaman mirasa dahil olabilirler, özellikle mirasbırakanın ölümü sonucu tasarruf yapmamışsa veya terekesini belirli bir oran için atanmış mirasçılara ayırmamışsa, yasal mirasçılar mirasa çağrılabilirler.

Sonuç olarak, Türk miras hukukunda atanmış mirasçılık esas olsa da yasal mirasçılık da önemli bir rol oynamaktadır. Miras hukuku, mirasbırakanın iradesini ve yasal hakları korurken, mirasçıların haklarını da gözetir. Mirasçılar, hem gerçek kişiler hem de tüzel kişiler olabilirler, ancak tüzel kişiler sadece atanmış mirasçı olabilirler. Devlet ise, hiçbir mirasçı bırakmayan mirasbırakanın yasal mirasçısı olabilir.

Tereke Ne Demek?

Tereke Ne Demek?

Tereke, mirasbırakanın ölümü sonucu mirasçılara geçen özel hukuk ilişkilerinin bütününü ifade eden bir terimdir. Tereke, mirasbırakanın kişisel olmayan, hukuki ilişkilerini ve malvarlığını içerir. Aynı zamanda tereke kelimesi, “miras” kelimesiyle eşanlamlı olarak kullanılır. Genellikle bu iki terim aynı anlama gelir ve değiştirilebilir bir şekilde kullanılır. Tereke, mirasbırakanın mirasçılara bıraktığı malvarlığı ve bu malvarlığı ile ilgili hukuki ilişkileri temsil eder.

Tereke ve mirasbırakanın malvarlığı genellikle eşdeğerdir, ancak bazı durumlarda farklılıklar olabilir. Bu farklılıklar üç şekilde oluşabilir:

Malvarlığında Bulunan, Ancak Terekede Yer Almayan Hukuki İlişkiler

Bu, mirasbırakanın kişisel haklarını, ölümü ile sona eren ve terekeye dahil olmayan hukuki ilişkileri, hakları ve borçları içerir.

Örneğin, intifa hakkı veya sükna hakkı gibi haklar bu kategoriye girer ve mirasçılara devredilmez. Ayrıca, mirasbırakanın manevi tazminat talebi, karşı tarafça kabul edilmediği sürece mirasçılara devredilmez.

Malvarlığında Bulunmayan, Ancak Terekede Yer Alan Hukuki İlişkiler

Nadiren, mirasbırakanın malvarlığında bulunmayan ancak terekede bulunan haklar olabilir. Örneğin, denkleştirmeye tabi mallar bu kategoriye örnektir.

Medeni Kanun’un 669. maddesine göre, mirasbırakanın malvarlığına ait olmayan ancak terekede bulunan, belirli niteliklere sahip kazanımlar, mirasbırakanın malvarlığından çıkartılmış kabul edilir. Ancak bu kazanımlar tereke hesaplamasında dikkate alınır ve terekeye eklenir. Aynı şekilde, “edinilmiş mallara katılma” rejiminin sona ermesi sonucu oluşan artık değere katılma alacağı da doğrudan tereke içinde mirasçılara ait bir alacak hakkı olarak kabul edilir.

Ölüm Nedeniyle Doğrudan Mirasçılarda Oluşan Haklar

Bu hakların bazıları kamu hukukundan kaynaklanır. Örneğin, dul ve yetim aylıkları gibi haklar, mirasçılara doğrudan mirasçı oldukları için verilir. Bunun dışında Borçlar Kanunu’nun 55. ve 56. maddelerindeki destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat gibi haklar da bu kategoriye girer.

Ölüme bağlı tasarruf, mirasbırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesini istediği son dilekleri ifade eder. Bu tasarruflar, mirasçıların atanması ve vasiyet gibi formlarda gerçekleşebilir. Aynı zamanda, ölüme bağlı tasarrufların şekil olarak vasiyetname ve miras sözleşmesi gibi iki farklı türü bulunur. Bu tasarruflar, miras hukukunda önemli bir rol oynar ve mirasçıların haklarını ve mirasbırakanın iradesini şekil kurallarına uygun bir şekilde korur.

Ölüme Bağlı Tasarruf 

Miras hukukunda ölüme bağlı tasarruflar iki farklı anlama gelir:

  • Maddi Anlamda Ölüme Bağlı Tasarruf: Bu tür tasarruflar, mirasbırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesini istediği somut arzuları ifade eder. Örnek olarak, mirasçı atanması ve vasiyet bu tür ölüme bağlı tasarruflara örnek verilebilir. Mirasbırakan, bu tür tasarruflarla malvarlığını veya mirasçılarını belirler ve düzenler.
  • Şekli Anlamda Ölüme Bağlı Tasarruf: Bu tür tasarruflar, mirasbırakanın son arzularını ifade ederken uymak zorunda olduğu şekil kurallarını içerir. Bu, vasiyetname ve miras sözleşmesi olarak iki farklı türde gerçekleşebilir. Yani, mirasbırakanın son arzularını yazılı bir belge olan vasiyetname ile ifade etmesi ve bu belgenin yasal gerekliliklere uygun bir şekilde düzenlenmesi gereklidir. Benzer şekilde, miras sözleşmeleri de yasal prosedürlere uygun olarak yapılmalıdır.

Özetle, ölüme bağlı tasarruflar, miras hukukunda hem mirasbırakanın somut arzularını ifade eden maddi tasarrufları hem de bu arzuların düzenlenmesi ve ifade edilmesi için uygulanması gereken şekil kurallarını içeren iki farklı tür tasarrufu ifade eder.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu