Aile Hukuku

Mallara Katılma Rejiminin Sona Ermesi

Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erme sebepleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 225. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.”

A.      Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Erme Sebepleri

1) Eşlerden Birinin Ölümü:

Eşlerden birinin ölmesi halinde evlilik kendiliğinden sona erecektir. Bu sona ermenin doğal sonucu olarak mal rejimi de ölüm anında kendiliğinden sona erecektir.

Gaiplik veya ölüm tehlikesi içinde kaybolma halleri için de bu hususun geçerli olduğunun kabulü gerekse de gaiplik durumunda evliliğin feshi için dava açılması şarttır. Fakat bu durumda mal rejiminin son bulduğu tarih olarak eşten son haber alma tarihi ya da ölüm tehlikesi altında kaybolduğu an kabul edilmektedir.

2) Başka Bir Mal Rejimine Geçilmesi:

Eşler, mal rejimi sözleşmesi vasıtasıyla seçimlik mal rejimlerinde birin, seçebilirler ve bu durumda da edinilmiş mallara katılma rejimin sona erdiğinden bahsedilecektir. İşbu sözleşmenin yapıldığı tarihte edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer.

3) Evliliğin Mahkeme Kararıyla Son Bulması:

Evliliğin boşanma ya da iptal yoluyla sona ermesinde de mal rejimi sona erecektir.

Dava sonucunda verilen karar neticesinde evlilik birliği sona erdiyse edinilmiş mallara katılma rejimi davayı açma tarihinde son bulmuş gibi hüküm doğuracaktır.

4) Hakim Kararı ile Mal Ayrılığına Geçilmesi:

Haklı bir sebep hâlinde, hakim eşlerden birinin talebi ile eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüşmesine TMK md. 206/1 doğrultusunda karar verebilir. İşbu maddede haklı sebeplere şu şekilde örnekler verilmiştir;

“Özellikle aşağıdaki hâllerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:

1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,

2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,

3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,

4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,

5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.”

B.      Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesi

Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesinden sonraki adım rejimin tasfiye edilmesidir. Tasfiye sonrasında karşımıza artış payı ve katılma alacağı gibi kavramlar çıkacak olup aşağıda tasfiye işlemi adım adım açıklanacaktır.

Mal rejimin sona ermesiyle birlikte tasfiye işlemleri devreye girmekte olup tasfiye işlemleri şu şekilde yapılır;

  • Malların geri alınması ve borçların durumu
  • Eşlerin edinilmiş mallarının ve kişisel mallarının sınıflandırılması
  • Değer artış payının, eklenecek değerlerin hesaplanması ve denkleştirme yapılarak artık değerin hesaplanması ve akabinde katılma alacağının hesabı

1.      Malların Geri Alınması ve Borçlar

Türk Medeni Kanunumuzun 226/1. Maddesinin öngördüğü şekilde, edinilmiş mallara katılma rejimi sona ermesi üzerine eşler birbirlerinde bulunan mallarını geri alır.

TMK md. 226/1: “Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.”

Eşler arasında kime ait olduğu bilinmeyen, ispatı mümkün olmayan malvarlığı değerleri eşlerin paylı mülkiyetinde kabul edilir. Eşler arasında paylı mülkiyetin geri alınması hususu TMK madde 226/2’de şu şekilde düzenlenmiştir; “Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir”

Madde metni oldukça açık olup daha üstün yararı olduğunu ispatlayan ve karşı tarafın payını ödeyen eş paylı mülkiyete konu malın kendisine verilmesini isteyebilecektir.

Tasfiye aşamasında eşler karşılıklı borçlarıyla ilgili de düzenleme yapabilirler. Söz konusu borçların doğduğu zaman ya da doğumuna ilişkin hukuki nedenin ne olduğu hiçbir önem teşkil etmemekte olup bu durum Türk Medeni Kanunun 226/3. Maddesinde şu şekilde düzenlenmektedir; “Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler”

2.      Edinilmiş Mal ve Kişisel Mal Sınıflandırılması

Yukarıda bahsedilen malların geri alınması adımından sonra her eşin malları edinilmiş ve kişisel mal olarak sınıflandırılacaktır. Bu sınıflandırma sonucunda kişisel mallar tasfiyeye dahil edilmeyeceğinden bu aşama oldukça önemlidir.

Türk Medeni Kanunumuzun 228/1 uyarınca tarafların edinilmiş malları mal rejiminin sona erme anındaki durumlarına göre ayrılacaktır. Bu hüküm emredici nitelikte olup aksine düzenleme yapılamayacaktır. Bir eşin tüm mal varlığı, ispat edilene kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir.

Tasfiye esnasında, malvarlıklarının mahiyeti, söz konusu mal rejiminin sona erdiği ana göre tespit edilir. İşbu kural Türk Medeni Kanunun 228/1. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır.”

TMK madde 228 aynı zamanda kişisel mal olarak kabul edilen malvarlığı değerlerine de yer vermiş olup bu düzenleme şu şekildedir; “Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır.”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, T.16.05.2013, E.2012/7103, K.2013/7298 sayılı kararı

 “… Öte yandan davalı-karşıdavacı vekilinin, davacının ailesi tarafından evlilik birliğine yapılan parasal katkılardan kaynaklanantazminat talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir. Ailesitarafından davalı-karşı davacıya verilen parasal katkılar, davalıya yapılan bağış olup onun kişisel malısayılır. Bunun taşınmazda yarattığı değer artışıyla birlikte hüküm altına alınmalıdır.”

3.      Değer Artış Payı

Değer artış payı, bir eşin, diğer eşin malvarlığındaki bir mala karşılıksız olarak katkıda bulunmasıdır.

Örneğin; eşler evlilik birliği içerisinde 100.000 TL değerinde bir araba alacaktır. Fakat 10.000 TL değerinde bir eksiklik bulunmaktadır. Eşlerden biri kendisine miras kalan aile yadigarı evin kirasından gelen 10.000 TL ile araba alınmasına katkıda bulunur. Bu durumda tasfiye sırasında destekte bulunan eş bu miktarı talep edebilecektir. Fakat geçen zaman ile boşanma sırasında işbu arabanın değerinin 200.000 TL olması durumunda yani değer artışı gerçekleşmesi durumunda katkıda bulunan eş katkı payı oranında değer artış payı alacaktır. Yani örnek olayda katkıda bulunan eş tasfiye anında 20.000 TL değer artış payına hak kazanacaktır.

TMK madde 227’de değer artış payının şartları düzenlenmiş olup eşlerin değer artış payına hak kazanabilmesi için şu şartların oluşturulması gerekmektedir;

  • Katkıda bulunan eşin talebi gerekmektedir.
  • Değer artış payı alacağı olan söz konusu mala katı yapılmış olunmalıdır.
  • İşbu katkının, söz konusu malın edinilmesi, iyileştirilmesi ya da korunması amacıyla yapılmış olması gerekmektedir.
  • Katkının karşılıksız yapılması ve bu katkının yapılma amacının bağışlama olmaması gerekmektedir.

Bu şartların somut olayda bulunması halinde, katkıda bulunan eş katkı payı oranında değer artış payı alabilme hakkına sahip olacaktır.

Eşler, değer artış payından feragat edebilmekte ya da pay oranını değiştirebilmektedir. Fakat bu durumun yazılı bir anlaşma ile yapılması gerekmektedir.

4.      Eklenecek Değer

Türk Medeni Kanunun 229. Maddesinde, edinilmiş mallara eklenmesi gereken değerler listelenmiştir. Bu değerler şu şekildedir;

  • “Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
  • Bir eşin mal rejimin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.”

5.      Denkleştirme

Denkleştirme, TMK madde 230’da şu şekilde düzenlenmiştir;

“Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.

Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.

Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.”

Denkleştirmede, bir eşin edinilmiş malından, diğer eşin kişisel malına ya dabir eşin kişisel malından edinilmiş malına kazandırma söz konusudur. Yani denkleştirmede, değer artış payının tersi bir durum söz konusudur. Örneğin; Eşlerden biri, manevi tazminat davası sonucu hak kazandığı tazminat ile aldığı evin duvarlarını, maaşı ile boyatmıştır.

6.      Artık Değerin Hesaplanması

Artık değer TMK’nın 231. Maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; “Artık değer, eklemeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dâhil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan değerdir.”

Artık değerin hesabı için öncelikle denkleştirme ve değer artış payının hesaplanmasıyla mümkün olacaktır.

ARTIK DEĞER = (EDİNİLMİŞ MALLAR + EKLENECEK DEĞERLER + KİŞİSEL MALLARA HARCANAN EDİNİLMİŞ MAL DEĞERLERİ) – ( DEĞER ARTIŞ PAYI + EDİNİLMİŞ MALLARA HARCANAN KİŞİSEL MAL DEĞERLERİ + BORÇLAR)

İşbu formül ile artık değer yani artık pay hesaplanabilecektir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi. Esas No:2014/19306. Karar No:2016/605. K. Tarihi:20.1.2016.

“Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden ( 229.m) ve denkleştirmeden ( 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının( 219.m) toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin ( 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır ( 236/1.m). Katılma alacağı Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır ( 227/1, 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir ( 222. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.”

7.      Katılma Alacağı

Türk Medeni Kanunun 236. Maddesine göre her eş, diğer eşin artık değerinin yarısı üzerinde hak sahibidir. Fakat işbu madde emredici olmayıp sözleşmeyle aksi kararlaştırılabilmektedir.

Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hâkim, kusurlu eşin artık değerindeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi. Esas No:2015/5939 Karar No:2017/367. K. Tarihi:17.01.2017

Mahkemece, yapılan keşif sonucu ibraz edilen bilirkişi raporuna göre davalı adına kayıtlı 374 parsel numaralı taşınmazdaki hissenin değerinin 64.240,00 TL olarak tespit edildiği,… plakalı aracın değerinin ise 19.500,00 TL olarak tespit edildiği, her iki bilirkişi raporunun mahkemece oluş ve usüle uygun bulunduğu, buna göre davacı tarafın normalde davalıdan talep edebileceği katılma alacağı miktarı 41.870,00 TL (64.240,00 TL + 19.500,00 TL = 83.740,00 TL / 2 = 41.870,00 TL) olduğu, ancak taraflar arasındaki boşanmanın davacının zinası nedeniyle gerçekleştiği anlaşıldığından TMK 236/2 maddesi gereğince hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak katılma alacağının 17.500,00 TL olarak belirlenmesine ve bu miktarın davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde reddedilen kısım yönünden davacı vekili, kabul yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, tasfiyeye konu edilen taşınmaz ve araç yönünden davacı lehine toplam tespit edilen alacak miktarı üzerinden yazılı gerekçe ile indirim yapılmış ise de, dosyadaki kayıtların incelenmesinden tasfiyeye konu 347 parselin 584/2344 hissesinin 31.05.2001 tarihinde,… plakalı aracın ise 05.01.2010 tarihinde davalı adına edinildiği anlaşılmaktadır.

Söz konusu taşınmaz eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4721 sayılı TMK 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Bu bağlamda tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı TMK’de, 01.01.2002 tarihinde yürülüğe giren 4721 sayılı yasanın 236/2 maddesinin karşılığı bulunmadığından boşanma sebebinin zina olmasına dayanarak davacının katkı payı alacağında indirim yapılması doğru değildir.

Araç yönünden ise, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden davalının edinilmiş malı olduğunun ve boşanma nedeni zina olmasına dayanılarak TMK 236/2 maddesi uygulananacağına ilişkin kabul yerinde ise de Mahkemece, davacının katılma alacağı ayrıca belirlenmeden katkı payı alacağı birlikte toplam oluşan değer üzerinden indirim uygulanması da hatalı olmuştur.”

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Melike ERGÜN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu