Kişilerin Hatırasına Hakaret Suçu (TCK m.130)
Kişilerin Hatırasına Hakaret Suçu (TCK. m.130)
Kişinin hatırasına hakaret suçu Türk Ceza Kanununun kişilere karşı suçlar başlıklı ikinci kısmının şerefe karşı suçlar başlıklı sekizinci bölümünde, kanunun 130. maddesinde düzenlenmiştir.
Kişinin hatırasına hakaret Madde 130- (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır. (2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. |
Türk Medeni Kanunun 28. maddesine göre; “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. “ Bu sebeple kişinin yaşarkenki onur, şeref ve saygınlığını korumanın yanı sıra Türk Ceza Kanunu ölünün hatırasına yönelik ve geride kalan yakınları bakımından rencide edici fiillerin de cezalandırılmasını düzenlemiştir.
Kişilik kişinin ölümüyle sona erdiğinden bu suç kapsamında korunan hukuki menfaat ölenin onur ve şerefi değil, ölenin hatırasıdır. Kişinin hatırasına hakaret suçuyla, ölünün hatırasına olan saygının korunmasının yanı sıra, ölü yakınlarının bu fiiller sebebiyle rencide olmasının da önüne geçmek amaçlanmıştır.
I. Suçun Unsurları
1. Maddi Unsurlar
a. Fail
Madde metnin kişinin hatırasına hakaret suçu bakımından fail yönünden herhangi bir sınırlandırmaya yer verilmemiştir. Bu nedenle bu suçun faili herkes olabilir. Yani suç özgü suç niteliği taşımamaktadır.
b. Mağdur
Türk Ceza Kanununun 130. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen ölmüş bir kişinin hatırasına hakaret ve maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen ölünün ceset ve kemiklerini aşağılama suçları bakımından ölen kişinin hatırasına, cesedine saygı gösterilmesinde menfaati bulunan kişiler suçun mağduru konumundadır.
Kişinin hatırasına hakaret suçunun mağduru bakımından tartışmalar mevcut olmakla beraber suçtan zarar görenin, ölünün yakınları ve toplum olduğu doktrindeki hakim görüştür. Ölen kişi kimsesiz, geride yakınları kalmamışsa bu halde suçtan zarar gören toplumun ta kendisidir.
c. Fiil
Türk Ceza Kanununun 130. maddesine göre ölen kişinin hatırasına hakaret iki farklı şekilde oluşabilmektedir. Maddenin ilk fıkrasında sözlü, yazılı veya hareketle gerçekleştirilen hakaretlere yer verilmiştir. İkinci fıkrada ise, ölünün ceset ve kemikleri üzerinde gerçekleştirilen hakaret fiilleri yer almaktadır.
- Ölünün Hatırasına Hakaret
Ölen kişinin hatırasına hakaret ölenin hatırasını rencide edecek bir fiille gerçekleştirilebileceği gibi somut olgu isnadı ta da sövmek yoluyla da gerçekleşebilecektir.
Bu suçun oluşumu bakımından objektif cezalandırılma şartlarından olan ihtilat aranmaktadır. Suçun oluşabilmesi için, ölen kimsenin hatırasına hakaretin en azından üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. İhtilât şartının gerçekleşebilmesi için, kendileri ile ihtilat edilen kişilerin isnadın rencide ettiğini algılayabilmesi aranmaktadır.
- Ölünün Ceset veya Kemiklerinin Alınması
130. maddenin 2. fıkrası kapsamında düzenlenen suç için anılan maddede geçen “alma” fiili, kişinin herhangi bir hukuka uygunluk hali bulunmadığı halde cesedi veya ölünün kemiklerini hakimiyetine geçirmesidir. Bu suç tipi failin ceset veya kemik üzerinde hâkimiyet kurmasıyla tamamlanmış olmaktadır.
Failin bu suç bakımından cezalandırılabilmesi için ceset veya kemiklerin tamamının alınması aranmamakta, bir cesedin yalnızca kol, bacak veya bazı kemiklerinin alınması halinde de suç tamamlanacaktır.
Kanunda suçun oluşumu bakımından herhangi bir saike yer verilmediğinden ceset veya kemik hangi saikle alınırsa alınsın suç oluşacaktır.
- Ceset veya Kemikler Hakkında Tahkir Edici Fiiller Yapılması
Failin bu fiille kişilerin hatırasına hakaret suçunu işlemesi için, ölünün ceset veya kemikleri hakkında, ölüye gösterilecek saygının aksinde davranışlarda bulunması aranmaktadır. Bu hallere örnek olarak; ölen kişinin cesedini parçalamak, cesedin gözlerini sökmek, cesetle cinsel ilişkiye girmek fiillerini işleyen kişinin fiilleri kanunun 130. maddesinin 2. fıkrası kapsamında değerlendirilecektir.
d. Suçun Konusu
Kişilerin hatırasına hakaret suçunun konusunu ölmüş kimsenin ceset ve kemikleri oluşturmaktadır. Ceset; ölü doğan veya sonradan ölen insanın bedenidir. Kemikten anlaşılması gereken ise insan vücudunu oluşturan her türlü sert ve katı organdır.
Her ne kadar doktrinde yalnızca kemik ve cesedin bu suçun konusu olacağı düşünülmekteyse de Türk Ceza Kanununun 130. maddesinin 2. fıkrası hem insan küllerinin hem de mumyaların korumadan faydalanması gerektiği ve gerçekleştirilen hakaret içerikli fiillerin de yaptırımsız kalmamasını gerektirmektedir.
e. Suçun Nitelikli Halleri
Ölünün hatırasına hakaret suçu bakımından Türk Ceza Kanununun 130. maddesinin 1. fıkrasında yalnızca suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli haline yer verilmiş olup suçun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali bulunmamaktadır.
Bu maddeye göre hakaret alenen işlendiği takdirde cezanın ağırlaştırılması söz konusu olacaktır. Doktrinde aleniyet genel olarak üç ayaklı incelenmektedir. Bunlar; eylemin yapılışı açısından, eylem ile muhatap alınan kişi sayısı ve mekan açısındandır. Aleniyet konusunda suçun nitelikli halinin söz konusu olabilmesi için failin kastının aleniyet hususunu da kapsaması gerekmektedir. Yani failin aleniyete ilişkin kastı bulunmaması halinde bu sebebe dayanılarak ceza arttırılamayacaktır.
Aleniyet şartı suçun basın yayın organlarıyla işlenmesi sonucu gündeme gelebileceği gibi kalabalık bir ortamda işlenmesi halinde de gündeme gelebilir. Şayet fail, üç kişinin ihtilatı ile değil de, fiilin gerçekleştiği mekan gereği belirli olmayan üçten fazla kişinin duyabileceği ve algılayabileceği şekilde hakarette bulunmuşsa, suçun alenen işlendiği kabul edilmektedir.
Örneğin günümüzde; herkesin giriş çıkışına açık olan bir yer, pandemi sebebiyle alınan tedbirler kapsamında kapatılmış ve kişilerin giriş çıkışı engellenmiş ise burada işlenen hakaret suçunda aleniyet sebebiyle ceza artırımına gidilemeyecektir.
2. Manevi Unsur
Türk Ceza Kanununun 130. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında suçun oluşumu bakımından genel kast aranmaktadır. Ayrıca kişinin hatırasına hakaret suçunun olası kastla işlenmesi de mümkündür.
Kanunda kişilerin hatırasına hakaret suçunun taksirle işlenen hali açıkça düzenlenmediğinden suçun taksirle işlenemeyeceği hususunda görüş birliği mevcuttur.
130. maddenin 1. fıkrasına göre; “Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” Yani gıyapta hakaret açısından üç kişiyle ihtilat edilerek ölünün hatırasına hakaret edilmesi durumunda suç oluşacaktır. Meydana getirilen fiil haksızlık özelliği taşımakla birlikte, söz konusu objektif cezalandırılma şartı gerçekleşmediği halde fiil suç oluşturmayacaktır. Bu kapsamda gerçekleşmesi gereken ihtilat unsuru objektif cezalandırılabilme şartıdır.
3. Hukuka Aykırılık Unsuru
Suç kapsamında hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk sebeplerinden birinin bulunması halinde fiil suç teşkil etmeyecektir. Kişinin hukuk kurallarına dayanan bir yetkisi mevcut olması ve bu yetkiyi kullanması sonucunda, bir ölünün ceset ya da kemiklerini kısmen veya tamamen alması durumu da fiil hukuka aykırı olacaktır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 76. maddesinde düzenlenen beden muayenesi, 78. maddedeki moleküler genetik inceleme, 87. maddede yer alan otopsi hükümleri uyarınca yetkili kişiler tarafından ceset ve kemiklerin alınması hukuka uygun olacak, bu durumda suç oluşmayacaktır.
II. Suçun Özel Görünüş Biçimleri
1. Teşebbüs
Ölünün hatırasına hakaret suçu, sırf hareket suçu olduğundan teşebbüse elverişli bir suç tipi değildir. Suçun işlenmesi için, en az üç kişiyle ihtilat edilmesi durumu ise objektif cezalandırılabilme şartını oluşturmaktadır. Bu suç bakımından teşebbüs ancak icra hareketleri parçalara bölünebiliyorsa gündeme gelecektir.
Kişinin hatırasına hakaretin maddenin 2. fıkrasında belirtildiği gibi ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerinin alınması veya ceset ya da kemikler üzerinde tahkir edici fiillerde bulunulması biçiminde işlendiği hallerde suça teşebbüs mümkün olabilecektir. Ceset veya kemiklerinin alınması veya ceset ya da kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunulmasına fail doğrudan doğruya başlamış ancak elinde olmayan nedenlerle gerçekleştirememişse bu suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.
2. İştirak
Kişinin hatırasına hakaret suçu bakımından iştirak açısından herhangi bir ayrıksı durum bulunmamaktadır. Yani bu suç bakımından müşterek faillik, dolaylı faillik, azmettirme ve yardım etme gibi iştirak hallerinin uygulanması mümkündür.
3. İçtima
Ölünün hatırasına hakaret suçu açısından özel bir içtima durumu mevcut olmadığından Türk Ceza Kanununun 42. ve 44. maddeleri arasında düzenlenen genel kurallar çerçevesinde failin sorumluluğunun belirlenmesi gerekmektedir.
III. Muhakeme ve Yaptırım
Ölünün hatırasına hakaret suçunu işleyen fail, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Şayet fail fiilini alenen gerçekleştirirse bu durumda verilecek olan ceza altıda biri oranında artırılacaktır.
Maddenin 2. fıkrasına göre bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan fail üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ölünün hatırasına hakaret suçunun soruşturulması ise şikayete bağlıdır.
Suça ilişkin cezanın üst sınırı dikkate alındığında bu suç bakımından yargılama yapmakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL