Medeni Usul Hukuku

Karar Türleri

Kararlar, davaya olan etkileri ve davayı sonlandırma biçimlerine göre farklı kategorilere ayrılır.

Davaya Etkisine Göre Karar Türleri

Kararlar, davaya etkilerine göre usule ilişkin ve esasa ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır.

Usule İlişkin Kararlar

Usule ilişkin kararlar, yargılamanın yürütülmesi ve işleyişiyle ilgili olarak verilen kararlardır. Bu tür kararlarda mahkeme, tarafların maddi hukuk bakımından haklı ya da haksız olup olmadıklarını değerlendirmez.

Esasa İlişkin Kararlar

Esasa İlişkin Kararlar

Esasa ilişkin kararlar, dava konusu hakkın ihlal edilip edilmediğini belirten kararlardır. Bu kararlarda mahkeme, tarafların maddi hukuk açısından haklı mı yoksa haksız mı olduklarına karar verir. Örneğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı (HMK m. 166/1) esasa ilişkin bir karardır, çünkü mahkeme boşanma talebinin haklı olduğuna karar vermiştir. Aynı şekilde, davanın kısmen veya tamamen kabulüne yönelik kararlar da esasa ilişkin kararlardır; zira mahkeme dava konusunun kısmen veya tamamen haklı olduğuna hükmetmiştir.

Davayı Sonuçlandırmasına Göre Karar Türleri

Davayı sonuçlandırmasına göre karar türleri ara kararlar ve son kararlardır.

Ara Kararlar

Ara kararlar, yargıcın davadan çekilmesine neden olmayan, yalnızca yargılamanın bir sonraki aşamaya geçmesini sağlayan ve uyuşmazlığı sonlandırmayan kararlardır. Örneğin, yetki itirazının reddi, tanık dinlenmesi, keşif yapılması veya duruşmanın ertelenmesi gibi kararlar ara kararlardır. Bu kararlar, uyuşmazlığı tamamen çözmediği için yargıç davaya bakmaya devam eder.

Ara kararlar için genel bir kanun yolu öngörülmemiştir. Ancak bazı ara kararlara itiraz edilebilmesi mümkündür. Örneğin, adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe ile itiraz edilebilir (HMK m. 337/2). Bunun dışında, ara kararlara karşı yalnızca esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilir.

Mahkeme, genel olarak verdiği ara kararla bağlı değildir. Yargıç, kendi verdiği ara kararla bağlı olmadığı gibi, bir yargıcın verdiği ara karar sonraki yargıçları da bağlamaz. Taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak doğurmayan ara kararlardan, nihai karar verilene kadar geri dönülebilir ya da taraflar bu karardan dönülmesini talep edebilir. Örneğin, mahkeme yetki itirazının reddine ilişkin bir ara karar verip, daha sonra bu karardan dönerek yetkisizlik kararı verebilir. Aynı şekilde, tanık dinlenmesi talebini reddeden bir mahkeme, daha sonra bu kararından dönüp tanık dinleyebilir.

Yargıcın ara karardan geri dönmesinin tek istisnası, “usuli kazanılmış hak”tır. Eğer ara karar taraflardan biri için usuli kazanılmış hak doğurmuşsa, yargıç bu ara kararla bağlıdır ve bu karardan dönüp yeni bir karar veremez. Örneğin, bozmaya uyma kararı (HMK m. 373/3) ve kesin süre verilmesine ilişkin (HMK m. 94) ara kararlar, taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu için mahkeme bu kararlardan dönemez.

Son Kararlar

Son Kararlar

Son (nihai) kararlar, yargıcın davadan el çekmesini sağlayan kararlardır. Örneğin, davanın tamamen veya kısmen kabul edilmesi, görevsizlik kararı veya yetkisizlik kararı son kararlardandır. Bu kararlar, yargıcın o davadaki görevini sona erdirir.

Mahkeme, önüne gelen uyuşmazlığı usule veya esasa ilişkin bir son (nihai) kararla sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen kararlar, son (nihai) hüküm niteliğindedir. Uyuşmazlığı usule ilişkin kararlarla sona erdiren mahkeme kararları ise hüküm niteliğinde olmayan son (nihai) kararlardır. Bu nedenle, “son karar” kavramı hem maddi hukuka ilişkin “hüküm” olarak adlandırılan kararları hem de usule ilişkin son (nihai) kararları içerir.

Son kararlar, uyuşmazlığı usulden veya esastan çözen kararlardır. Son kararlardan sonra yargıç davaya devam edemez. Bu kararlara karşı, kural olarak kanun yoluna (istinaf, temyiz) başvurulabilir.

Yargıç, verdiği son kararla bağlıdır. Son karar, üst mahkeme tarafından bozulmadığı sürece yargıç bu kararını değiştiremez.

Usule ilişkin son kararlar

Hakimin, davanın esası hakkında bir karar vermeden, yani dava konusunun varlığı veya yokluğu üzerine karar almadan, usuli bir sorunu çözerek davadan elini çekmesine neden olan kararlara usule ilişkin son kararlar denir. Örneğin, dava koşullarının bulunmaması durumunda verilen kararlar usule ilişkin son kararlardandır.

Bu kapsamda, görevsizlik kararı, yetkisizlik kararı ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı usule ilişkin son kararlardandır. Bu kararlarla birlikte, yargıç davanın esası hakkında bir karar vermeden davadan çekilir. Ayrıca, davanın açılmamış sayılmasına yönelik kararlar da usule ilişkin son kararlardandır.

Usule ilişkin son kararlara karşı da bağımsız olarak kanun yoluna başvurulabilir; çünkü HMK’da son kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenirken, kararın usule veya esasa ilişkin olması arasında bir ayrım yapılmamıştır.

Esasa ilişkin son kararlardan farklı olarak, ilgili eksiklik giderildikten sonra usule ilişkin son kararla reddedilen dava yeniden açılabilir. Zira usule ilişkin son kararlar yalnızca ilgili olduğu usul sorunu hakkında kesin hüküm oluşturur; uyuşmazlığın esası hakkında maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz.

Esasa ilişkin son kararlar

Yargıcın, dava konusu hakkın varlığı ya da yokluğu üzerine bir karar vererek davadan elini çekmesine neden olan kararlara esasa ilişkin son kararlar denir. Örneğin, davanın kabulüne ilişkin kararlar esasa ilişkin son kararlardır. Yargıç, dava konusu hakkı kabul ederek, dava hakkında nihai bir karar verip davadan çekilmiştir. Mahkemelerin esasa ilişkin son kararlarına “hüküm” denir (HMK m. 294/1).

Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu