Genel Hukuki Bilgiler

İspat

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kesin veya yaklaşık olarak ortadan kaldırılmasına ispat denir. İspat bu bakımdan tarafların hakimi kendilerinin haklı olduğuna inandırma eylemidir.

İspatın Konusu

İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Taraflarca ileri sürülmeyen vakıalar ispatın konusunu oluşturmaz.

İkrar

İkrar, yargılama sırasında taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve aleyhine sonuç doğurabilecek bir vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir. İkrar ile birlikte söz konusu vakıa hakkında ispata gerek kalmaz.

İkrarı ancak taraflar veya vekilleri yapabilir. İkrarın yapılabilmesi için söz konusu vakıanın ikrar eden tarafın aleyhine olmalıdır. Ek olarak sulh görüşmeleri sırasında yapılan ikrar tarafları bağlamaz. Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez.

İkrar Türleri

İkrar yapıldığı yere göre mahkeme içi ve mahkeme dışı olarak ikiye ayrılmaktayken içeriğine göre basit, nitelikli ve bileşik olarak üçe ayrılmaktadır.

İkrar Türleri

Mahkeme İçi İkrar

Mahkeme huzurunda yapılan ikrara mahkeme içi ikrar denir. Mahkeme içi ikrar sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Duruşma sırasında yapılan ikrar tutanağa yazılıp ikrar edene karşı okunduktan sonra imzası alınmalıdır. Bunun dışında mahkeme içi ikrardan söz edilemez.

Mahkeme Dışı İkrar

Davanın görüldüğü mahkemenin dışında yapılan ikrara mahkeme dışı ikrar denmektedir. Örneğin tarafların birbirlerine yolladıkları mesajlarda yaptıkları ikrar mahkeme dışı ikrar olarak sayılır. Mahkeme dışı ikrar yalnızca takdiri delilin mümkün olduğu hallerde yapılabilir.

Basit İkrar

Basit ikrar halinde, ikrarı yapan taraf söz konusu vakıayı herhangi bir değişiklik yapmadan kabul etmektedir. Örneğin davacının davalıya karşı, bisiklet satımından dolayı borcu var demesi ve davalının “evet” demesi halinde basit ikrar söz konusudur.

Nitelikli İkrar

Nitelikli ikrar halinde, bir taraf diğerinin ileri sürdüğü vakıayı üzerinde değişiklik yaparak kabul eder. Nitelikli ikrarda söz konusu vakıa doğrulanır fakat karşı tarafın ileri sürdüğünden farklı bir niteliğinin olduğu öne sürülür. Örneğin davacının davalıya karşı, bana bisiklet satımından dolayı borcu var demesi ve davalının da bisikleti aldım fakat bana satmadı bağışladı demesi halinde nitelikli ikrar söz konusudur.

Bileşik İkrar

Bileşik ikrar, bir taraf diğerinin ileri sürdüğü vakıayı kabul etmekle birlikte söz konusu vakıadan çıkarılacak hukuki neticenin doğumuna engel olan yahut kullanılmasına engel olan başka bir olay sürmesidir.

Herkesçe Bilinen Vakıalar

Herkesçe bilinen vakıaların ve çekişmesiz vakıaların taraflarca ispat edilmesine gerek yoktur. Örneğin 1 ocak tarihinin yılbaşı olduğunun ispatına gerek yoktur. Aynı şekilde tarafların üzerinde anlaşmaya vardıkları bir vakıa artık çekişmesiz sayıldığı için bu hususun da ispatına gerek bulunmamaktadır.

Karine

Bilinen bir vakıadan belirsiz başka bir bilinmeyen vakıa için sonuç çıkarılmasına karine denir. Karine tiplerini şöyle sayabiliriz;

Olay karineleri, kesin olarak gerçekleştiği bilinen bir olaydan, gerçekleşip gerçekleşmediği belirsiz olan başka bir olayın çıkarılmasına dayanır. Hak karineleri ise, belirli bir hakkın veya hukuki ilişkinin devam edip etmediğine dair sonuca ulaşmayı amaçlayan yasal karineler olarak tanımlanır.

Fiili karineler, belli bir olaydan belirsiz bir olay için hakim tarafından çıkarılan sonuçlardır. Fiili karine lehine olan taraf karine konusu vakıayı ispat etmiş sayılır. Fakat karşı taraf bu durumun aksini iddia edebilir.

Kanuni karinelerde ise bir olaydan belirsiz bir olay için kanun koyucu tarafından sonuç çıkarılmaktadır. Karşı tarafın aksinin ispat edemediği karineler kesin kanuni karinelerdir. Fakat karşı taraf söz konusu vakıanın aksini ispat edebiliyorsa bu karineye adi karine denir.

Karine

Varsayım

Varsayım, aslında mevcut olmayan bir durumun mevcut olarak sayılmasıdır. Varsayım halinde mevcut bir durum için öngörülmüş olan kural, ona eşit sayılan ve gerçekte var olmayan bir başka duruma uygulanmaktadır. Örneğin Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesine dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olursa, koşul gerçekleşmiş sayılır. (TBK m. 175/1) Varsayımın aksinin ispatı mümkün değildir.

İspat Yükü

İspat yükü, uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğine veya varlığına ilişkin belirsizliklerin hangi tarafça giderilmesi gerektiğini ve bu belirsizliğin hukuki sonuçlarına kimin katlanacağını belirleyen kurallar bütünüdür.

Türk Medeni Kanunu‘na göre, kanunda aksi belirtilmediği sürece, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların gerçekleştiğini ispat etmekle yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise, özel bir düzenleme olmadıkça, bir vakıadan hukuki sonuç çıkaran ve bundan lehine hak talep eden tarafın iddiasını kanıtlaması gerektiği belirtilmiştir.

Genel kural olarak, ispat yükü davacıya aittir. Ancak, hayatın olağan akışına aykırı bir durum öne süren taraf, bu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Bazı durumlarda, kanun ispat yükünün hangi tarafa ait olduğunu özel olarak düzenlemiş olup bu gibi durumlarda genel kural uygulanmaz. Kanuni bir karineye dayanan taraf ise, yalnızca bu karinenin temelini oluşturan olayları ispat etmekle yükümlüdür.

Tam İspat

Kesin veya tam ispat, bir uyuşmazlığa konu olan olayların gerçekleşip gerçekleşmediği ya da varlığı ve yokluğu konusunda herhangi bir şüphe veya tereddüdün tamamen giderilmesini ve aksi öne sürülemeyecek şekilde kanıtlanmasını ifade eder.

Yaklaşık İspat

Yaklaşık ispat, uyuşmazlığa konu olan olayların gerçekleşip gerçekleşmediğine veya varlığına ilişkin şüphe ve tereddütlerin kesin bir şekilde değil, yüksek bir ihtimalle giderilmesini ifade eder.

Av. Furkan DİLER & Stj. Av. Furkan DİLER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu