İş Hukuku ve Kapsamı Nedir?
İş hukuku, işçinin ekonomik olarak bağımlı bulunduğu işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen bir hukuk dalıdır. İşçinin işveren karşısındaki konumu ve karşılaştığı sorunlar sebebiyle devlet tarafından işçinin korunması amacıyla ortaya çıkmış olup işçinin hukuki bir güvence altına alınması amaçlanmıştır.
Genel hatları ile iş hukuku işçinin çalışma koşullarını, hak ettiği ücretleri, işçi sendikalarını, bu hususta kurulmuş olan vakıf ve dernekleri ve işçi ile işveren arasındaki hukuk kurallarının tamamını kapsamakta olan bir hukuk dalıdır.İş hukuku, işçi ile işveren arasında akdedilen iş sözleşmesi ile özel hukuk kapsamına girmekteyse de emredici hükümlerin bulunması sebebiyle kamu hukuku çerçevesinde değerlendirilmekte olup karma bir hukuk dalıdır. 4857 sayılı İş Kanunu ile düzenleme altına alınmış olup yaşanan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülmektedir.
İş Hukukunun Özellikleri Nelerdir?
4857 sayılı İş Kanunu, işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin korunmasını ve düzenlenmesini sağlamakta, bu ilişkinin sürekliliğinin sağlanmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda iş hukukunun özellikleri şunlardır:
- İşçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklı ilişki sebebiyle özel hukuk, işveren ve devlet arasındaki ilişki bakımından emredici hükümler içermesi sebebiyle kamu hukuku alanına girmekte olup karma bir hukuk dalıdır.
Örneğin;işverenin işçiye teşvik amacıyla vereceği prim ve ikramiyelerözel hukuk kapsamına girmektedir. İşveren tarafından ödenecek olan ücretin en az asgari ücret tutarında olması ise emredici nitelikte olup kamu hukuku kapsamına girmektedir.
- Amaç, üretim sağlayan işçinin emeğinin ve toplum faydasının korunmasını sağlamak ile hak kaybına uğranılmasının engellenmesidir.
- İşveren ile işçi arasında karşılıklı sorumluluklarının varlığı söz konusudur.
- İşveren ile işçi arasında herhangi bir uyuşmazlıktan kaynaklı olarak tereddüt oluşması halinde işçi lehine hükümler uygulama alanı bulmaktadır.
- İşçilerin işçi sendikaları kanalı ile yönetime katılmasına imkân verir.
İş Hukuku Kimleri Kapsar?
Çalışanlar, yani üretim yapanlar, bağımlı çalışanlar ve bağımsız çalışanlar olarak ikiye ayrılmaktadır.
- Bağımlı çalışanlar:
- Memurlar,
- İşçiler.
- Bağımsız çalışanlar:
- Serbest meslek sahipleri, esnaf ve zanaatkârlar.
Bağımlı Çalışanlar, başka bir kişinin otoritesi, emir ve talimatları altında bulunan kişilerdir. Bağımlı çalışanlar ile işveren arasında süreklilik arz eden bir iş sözleşmesi bulunmakta olup bu durum memurlar ve işçileri kapsamaktadır. Memurlar, idare hukukuna tabi olup atama usulü ile görev yapmaktadırlar ve Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. İşçiler ise iş hukukuna göre, iş hukukunun uygulanamadığı yerlerde ise borçlar hukukuna tabi olup iş sözleşmesinden kaynaklı görev yapmaktadırlar ve yaşanan uyuşmazlıklarda İş Kanunu ve sair mevzuat hükümleri uygulanmaktadır.
Bağımsız çalışanlar ise, kendi ad ve hesaplarına çalışmakta olan serbest meslek mensupları, esnaflar ve zanaatkârlardır.
Kısacası bağımlı çalışanlar başlığı altında yer alan kişilerin iş sözleşmesinin varlığı halinde işçi statüsünde bulunmaktadır.Söz konusu kişinin hakları ve yükümlülükleri iş hukuku kapsamında kalmaktadır ve bu hususta yaşanacak ihtilaflar halinde iş hukukuna ilişkin kanun hükümlerinin uygulanmasına yer verilecektir.
İş Hukuku Neleri Kapsar?
İş hukuku; bireysel (ferdi) ve toplu iş hukuku olmak üzere iki bölümü kapsamaktadır.
Bireysel İş Hukuku
Bireysel iş hukuku küçük işletmeleri ele almakla birlikte konusunu, işçi ile işveren arasında akdedilen iş sözleşmesi oluşturmaktadır.
Bu kapsamda iş hukukunun temel kavramları, çalışma şartları, prim, ikramiye, sosyal haklar, iş sözleşmesinin türleri, iş sözleşmesinden kaynaklı olarak ortaya çıkan hak ve yükümlülükler, iş sözleşmesin sona ermesi, iş sözleşmesinin sona ermesi ile oluşan tazminatlar, iş sağlığı ve güvenliğine dair konular bulunmaktadır.
Toplu İş Sözleşmesi
Toplu iş sözleşmesi ise büyük işletmeleri ele almakla birlikte konusunu ise işçi ile işverenden en az birisinin mesleki kuruluşu olan sendikalar veya konfederasyonlar ile hukuki ilişkiler oluşturmaktadır.
Sendikaların kuruluş aşaması, sona ermesi, toplu iş sözleşmesinin hazırlanması ve yapılması, toplu iş hukuku sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafların çözüme kavuşturulması, grev ve lokavt konuları ise bu kapsamda yer almaktadır.
İş Kanunu Kapsamı Dışındaki İşler Nelerdir?
4857 sayılı İş Kanunu dışında işçi ile işveren arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen birçok kanun bulunmaktadır. İş Kanunu madde 4 hükmünde yer alan “İstisnalar” kısmında yer alan işlerde ve iş ilişkilerinde İş Kanunu’nun uygulanamayacağı işkolları ve işler sayılmıştır.
“İstisnalar Madde 4 -Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz; a) Deniz ve hava taşıma işlerinde, b) 50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri, d) Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde, e) Ev hizmetlerinde, f) (…)çıraklar hakkında, g) Sporcular hakkında, h) Rehabilite edilenler hakkında, ı) 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde.” |
İlgili maddenin 2. fıkrasında ise her ne kadar 1. fıkra hükmünde yer alan işlerden sayılsa da İş Kanunu’nun uygulanacağı durumlara yer verilmiştir.
“Madde 4/2 – Şu kadar ki; a) Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri, b) Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler, c) Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, d) Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri, e) Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işleri, f) Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler, Bu Kanun hükümlerine tabidir.” |
Deniz Taşıma İşleri
Deniz taşıma işlerinde kural olarak Deniz İş Kanunu hükümleri uygulanmakta olup hüküm bulunmayan hallerde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.
Denizlerde yapılan taşıma işleri her ne kadar birinci fıkra ile İş Kanunu kapsamı dışında sayılmışsa da “Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri” ve “Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler “ İş Kanunu kapsamında yer almaktadır.
Hava Taşıma İşleri
Hava taşıma işlerinde bulunan hostes, pilot, makinist gibi kişiler İş Kanunu kapsamı dışında yer almaktadır. Hava taşıma işleri ile ilgili olarak özel bir kanun bulunmaması sebebi ile bu hususta yaşanacak uyuşmazlıklarda Türk Borçlar Kanunu uygulanacaktır fakat madde 4/2-b hükmü uyarınca “Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler” İş Hukuku kapsamında değerlendirilecektir.
50’den (50 Dahil) Az İşçi Çalıştırılan Tarım ve Orman İşleri
50 dahil olmak üzere 50’den az kişinin çalıştığı tarım ve orman işlerinde özel bir düzenleme bulunmaması sebebi ile Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
Belirtmek gerekir ki Kanun’un 113/1 hükmünde yer alan istisnai düzenleme sebebi ile bu işyerlerinde çalışan işçiler hakkında İş Kanunu’nda yer alan ücret ve ücretin ödenmesi, ücretin saklı kısmı, ücret hesap pusulası düzenlemelerinin yer aldığı 32, 35 ve 38. maddeler uygulanacaktır.
Yine 4/1-c hükmü uyarınca “Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri” İş Kanunu kapsamı dışında bırakılmıştır. Bir ailenin geçimini sağlamak amacıyla yaptığı su yolu, ev yapımı gibi işlerbu duruma örnek teşkil etmektedir. Söz konusu maddenin 2. fıkrasında ise “Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler” yönünden İş Kanununun uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu duruma örnek verecek olursak; üzümün üretimi İş Kanunu kapsamında yer almayacak olup üzümden şarap üretilmesi İş Kanunu kapsamına girecektir.
Aile Üyelerince Evlerde Yapılan El Sanatları İşleri
“Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde” İş Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Örneğin aile üyeleri ile birlikte evlerde yapılan halı dokuma işi, İş Kanunu kapsamına girmeyecektir.
Ev Hizmetleri
Evin günlük faaliyetleri olan temizlik yapmak, çamaşır yıkamak, yemek yapmak gibi işler İş Kanunu kapsamında bulunmamakta olup ev işlerinde çalışan kişiler hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
Aşçı, uşak ev hizmeti yapan kişilere örnek olarak gösterilebilecektir fakat hasta bakmak amacıyla çalıştırılan hemşire, hayvan bakımı ile ilgilenen kişiler, bahçıvanlar ev hizmetlerinde çalışan kişiler arasında sayılmamakta olup İş Kanunu kapsamında bulunmaktadır.
Çıraklar
Çıraklar Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında yer alması sebebi ile haklarında İş Kanunu hükümleri uygulanmamaktadır.
Sporcular
Profesyonel sporcular hakkında federasyonlarının talimatları ve Türk Borçlar Kanunu uygulanmakta olup İş Kanunu hükümleri uygulanmayacaktır.
Kanunda yalnızca profesyonel sporculara yer verilmiş olması sebebi ile spor kulüplerinde yer alan malzemeciler, temizlikçiler, antrenörler İş Kanunu hükümlerine tabidir.
Rehabilite Edilenler
Rehabilite edilenler, iş yapmaya engel olan sakatlığı veya hastalığı bulunan şahıslar olup tekrar çalıştırılabilmeleri için eğitim amaçlı olarak çalıştırıldıkları durumlarda haklarında İş Kanunu hükümleri uygulanmayacaktır.
Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’na Göre En Fazla 3 Kişinin Çalıştığı Yerler
Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’na göre en fazla 3 kişinin çalıştığı yerlerde İş Kanunu hükümleri uygulanamayacak olup ilgili şahıslar Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacaktır.
Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman İşleri
Hangi işlerin sanayi, ticaret, tarım ve orman işleri sayılacağı İş Kanunu madde 111 hükmünde düzenlenmiş olup İş Kanunu kapsamı dışında bırakılmıştır.
İş Hukukuna Hakim Olan İlkeler Nelerdir?
İş hukukunun ortaya çıkış amacının işçinin haklarını korumak ve toplumsal faydanın ve sosyal adaletin sağlanması, işçi ile karşısında daha güçlü bir konumda olan işveren arasındaki dengenin sağlanması olup bu durum iş hukukunda da her hukuk dalında olduğu gibi bazı ilkelerin varlığı ile sağlanmaktadır. Söz konusu ilkelerden kısaca bahsetmek gerekmektedir.
İşçinin Korunması İlkesi Nedir?
Anayasa madde 49 “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” hükmüne yer vermektedir.
İlgili madde ve devamı hükümlerinde işçinin korunması ilkesine istinaden düzenlemeler yapılmıştır.
İşçinin işverene karşı hem kişisel hem de ekonomik yönden bağımlı olması söz konusu maddeye gerekçe oluşturmuştur. Bu durumun Anayasa’da düzenlenmesi ile işverenin, geçim sağlamak amacıyla kendisine karşı ekonomik bağımlılığı bulunan işçiye yönelik olarak gerçekleştirme ihtimali bulunan ahlak ve hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin engellenmesi amaçlanmıştır.
Bu ilke ile işçinin onuru, gururu, saygınlığı ve sağlığı koruma altına alınmıştır. Sosyal devlet olmanın gereği olarak işçinin işverene göre daha güçsüz bir konumda bulunmasından hareket edilerek “işçinin korunması ilkesi” ile sosyal adalet sağlanmaktadır fakat belirtmek gerekir ki bahsedilen bu husus sınırsız bir özellik teşkil etmemektedir.
Bu sınırlama Yine Anayasa’da yer almakta olup madde 65 hükmünde “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” düzenlemesine yer verilerek açıkça ortaya konulmuştur. Söz konusu ilkeye örnek verecek olursak; İş Kanunu madde 27 hükmünde yeni iş arama izin süresi yer almakta olup kanuna göre bu süre en az 2 saat olmalıdır. Bu sürenin işçi lehine olacak şekilde 2 saatten fazla olması kararlaştırılabilecekken işveren lehine 2 saatten az olması söz konusu olamayacaktır.
“YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E.2001/15948 K. 2002/1627 KT.29.01.2002 İş Hukukunun temel ilkelerinden biri işçinin korunma ilkesidir. Anılan ilke, sadece iş ilişkisinin maddi ve ekonomik yönleri yanında işçinin kişiliğinin, onurunun yaşamı ve beden bütünlüğünün de korunmasını gerektirmektedir.” |
İşçi Lehine Yorum İlkesi Nedir?
İşçi lehine yorum ilkesi, işçinin korunması ilkesinin bir sonucudur. İlgili kanun maddelerinin yeterince anlaşılır ve açık olmaması halinde yaşanan uyuşmazlıklarda söz konusu boşlukların tamamlanmasının işçi lehine gerçekleşmesini konu almaktadır.
Uyuşmazlığa uygulanacak hükmün açıkça anlaşılır olması halinde ise söz konusu ilke uygulama alanı bulamayacaktır. Söz konusu ilkeye örnek verecek olursak; işveren ile işçi yarasında akdedilen iş sözleşmesinde çelişkili hükümlerin yer alması halinde işçi lehine olan hüküm esas alınacaktır.
“YARGITAY9. HUKUK DAİRESİE. 2016/19385K. 2020/6782 KT. 01.07.2020 Özeti: İnceleme konusu uyuşmazlıkta; davacı/karşı davalı iş akdinin davalı tarafça haksız feshedildiğini iddia ederken davalı/karşı davacı ise şirket paralarını kendi hesabına aktardığı, işyerinden kendisinin ayrıldığını savunmuş ve karşı dava ile de Şirketin uğradığı zararın tahsilini talep etmiştir. Mahkeme ise davacının davalı işyerinde 21 yıl 2 ay hizmeti bulunduğundan tazminat hakkından vazgeçecek şekilde davranmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, işçi lehine yorum ilkesi de dikkate alınarak tazminatlara hak kazanacak şekilde işverenlik tarafından iş akdine son verildiği gerekçeyle asıl davada kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar verilir iken karşı davanın da kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davalı/karşı davacının, karşı davaya konu ettiği davacının eylemleri nedeniyle hakkında ceza davasının açıldığı ve yargılamasının devam ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda, ceza yargılaması sonucunda verilecek karar bu davayı etkileyeceğinden söz konusu davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dosya içeriği ile çelişki oluşturulacak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” |
İş Hukukunun Bağımsızlığı İlkesi
İşveren ile işçi arasında akdedilen sözleşmeler ile alt-üst ilişkisi kurulmaktadır. Bahsedilen bu ilişkinin bir sonucu olarak işçinin işverenin emir ve talimatı altında bulunmasından söz edilecektir.
İş hukukundan farklı olarak genel itibari ile diğer hukuk dallarında ise taraflar arasında bir eşitlik söz konusu olup bu durum iş hukukunun bağımsızlığını göstermektedir.
Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlanması İlkesi
Türk Hukukunda sözleşme özgürlüğüne ilişkin hükümler yer almakta olup tarafların sözleşmeyi yapma, tarafı seçme, sözleşmenin konusu, sözleşmenin şekli, sözleşmeyi sona erdirme konularında özgürlükleri düzenlenmiştir. İş hukukunda ise mutlak emredici hükümler ve nispi emredici hükümler bulunmaktadır.
Nispi emredici hükümler ile işçi yararına olacak şekilde aksinin kararlaştırılması, mutlak emredici hükümler ile ise hiçbir surette değiştirilemeyecek hükümler ifade etmekte olup İş Kanunu kapsamında yer alan hükümler genellikle nispi nitelik taşımaktadır.
İşçinin Kişiliğinin Tanınması İlkesi
İş sözleşmesi, süreklilik arz eden bir nitelikte olup tek bir edimin yerine getirilmesi ile sona ermemektedir.
Örneğin işverenin işçiyi gözetme ve eşit davranma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu ilke ile açıkça görülmektedir ki işçinin yalızca maddi açıdan korunması değil; onur, şeref, saygınlık, sağlık konularında da korunup gözetilmesi gerekecektir.
İş Hukukunun Kaynakları Nelerdir?
İş hukukunun kaynakları genel ve özel kaynaklar olarak iki başlığa ayrılmaktadır:
Genel Kaynaklar:
İş hukukunun genel kaynakları şunlardır:
- Anayasa: İş hukukunda başvurulacak ilk kaynaktır.
- Kanunlar: Temel kanunu 4857 sayılı İş Kanunu olmakla beraber Basın İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası gibi birçok kanun söz konusu olmaktadır.
- Uluslararası Sözleşmeler,
- Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri,
- Yönetmelikler,
- Yargı kararları ve bilimsel görüşler.
Özel Kaynaklar:
İş hukukunun özel kaynakları şunlardır:
- İş Sözleşmesi ve Toplu İş Sözleşmesi,
- İşyeri İç Yönetmeliği,
- İşyeri Uygulamaları,
- İşverenin talimatları.
Av. Ennur GÜVEN & Av. Ahmet EKİN