İflas Hukuku
Takip yolları icra yolları ve iflas yolları olarak ikiye ayrılmaktadır. İcra yolları bireysel; iflas yolları ise toplu takip yollarıdır.
İflas, borcunu ödeyemeyen borçlu hakkında belli usullere göre ticaret mahkemesi tarafından hakkında iflas kararı verilen borçlunun iflas masasına giren bütün malvarlığı aktiflerinin paraya çevrilerek bilinen bütün alacaklıların tatmin edilmesini sağlayan takip yoludur.
İflas takip yolunun konusunu para ve teminat alacakları oluşturur. İflas takibi kural olarak tacirler ve tacirler hakkındaki hükümlere tabi olanlar bakımından mümkündür. İflasta alacaklılar arasında eşitlik ilkesi geçerlidir. Borçluya karşı yapılan iflas takibinden o borçlunun bütün alacaklıları faydalanır.
İflas Sebepleri
İflas kararının gerekçesine iflas sebebi denir.
Genel İflas Sebebi
Borçlunun borcunu ödememesi genel iflas sebebidir.
Özel İflas Sebepleri
- Ödeme güçlüğüne düşen borçlu, mahkemeden iflasını isteyebilir,
- Borçlunun ödemelerini tatil etmesi,
- İflasa tabi bir borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun malvarlığının yarısının elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vadesi bir sene içinde gelecek diğer borçlarını ödemeye yetmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur,
- Sermaye şirketleri ve kooperatifler, sermaye kaybı ve borca batıklık halinde mahkemeden iflas talep etmek zorundadır,
- Tereke mevcudunun borca yetmemesi.
İflas Organları
İflasın Resmi Organları
- İcra Dairesi,
- İflas Dairesi,
- İcra Mahkemesi,
- Asliye Ticaret Mahkemesi,
- Bölge Adliye Mahkemesi (ilgili daireleri),
- Yargıtay (ilgili daireleri),
- Cumhuriyet Savcıları ve Adalet müfettişleri (iflasın yardımcı organlarıdır).
İflasın Özel Organları
Birinci Alacaklılar Toplantısı,
- İflas Bürosu,
- İflas İdaresi,
- İkinci Alacaklılar Toplantısı.
İflasa Tabi Olan Kişiler
İflasa tabi olma kamu düzeniyle ilişkili olduğu için iflas davasında dava şartıdır. Alacaklı iflasa tabi borçlu için iflas takibi yapmak zorunda değildir. Takibi başlatan alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere harç ödemeden takip yolunu değiştirebilir.
Tacirler ve TTK Gereğince Tacir Sayılanlar
Gerçek Kişiler
Bir ticari işetmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir denir. Tacirler iflasa tabidir.
Fiilen işletmeye başlamasa dahi ticari işletmeyi kurup açtığının halka ilan edenler veya ticaret siciline kaydettirenler tacir sayılır ve iflasa tabidir.
Ticari yapmaları yasak olanlar buna rağmen izin ya da onay almadan ticari işletme işletirlerse tacir sayılırlar ve iflasa tabidirler.
Ticaretten men edilmesine rağmen ticari işletme işletenler tacir sayılır ve iflasa tabidir.
Hakim teşebbüs.
Tüzel Kişiler
Ticaret şirketleri (kollektif şirket, komandit şirket, anonim şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, limited şirket, kooperatif)
Amacına ulaşmak için ticari işletme işleten dernek ve vakıflar
Kamu tüzel kişiliği tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler
Tacir Olmadıkları Halde TTK Gereğince Tacirler Hakkındaki Hükümlere Tabi Olanlar
Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur. Bu kişilerin iflası istenebilir.
Donatma iştiraki.
Tacir Olmamalarına Rağmen Özel Kanunlar Gereği İflasa Tabi Olanlar
Ticareti terk edenler,
Kollektif şirket ortakları,
Komandit şirketin komandite ortakları,
Konkordato mühleti kaldırılan veya konkordatosu onaylanmayan veya konkordatosu feshedilen borçlu,
Karar ve işlemleriyle bankanın iflasına neden olan banka yöneticileri ve denetçileri,
Miras ortaklığı.
İflasta Görev ve Yetki
İcra Dairesi
İflas yoluyla takibin başlangıcında icra daireleri görevlidir. İflas yoluyla takip talebi iflas dairesine verilmez; verilirse görevsizlik nedeniyle reddedilir.
Yetkili icra dairesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesidir.
Gerçek kişi tacirler için muamele merkezi ticari işletmenin bulunduğu yerdir.
Tüzel kişilerin muamele merkezi şirket esas sözleşmelerinde yazılıdır.
Dernek ve vakıflar için yetkili icra dairesi dernek tüzüğü ve vakıf senedinde belirtilen yerdeki icra dairesidir.
Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmelerin, Türkiye şubesinin bulunduğu yer icra dairesi yetkilidir. Birden fazla şubenin olması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesi yetkilidir.
Taraflar usulüne uygun yapılmış bir yetki sözleşmesi ile yetkili icra dairesini belirleyebilirler.
Alacaklı yetkisiz icra dairesinde iflas takibi yaparsa borçlu yetki itirazında bulunabilir. Borçlu yetkiye itiraz etmezse yetkisiz icra dairesi yetkili hale gelir. İtiraz icra dairesine yapılır.
Asliye Ticaret Mahkemesi
İflas davalarında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir, mahkeme re’sen gözetir.
Asliye ticaret mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
İflas davasında borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İflas davasında yetki kesindir; taraflar yetki özleşmesi yapamaz.
İflas Dairesi
İflas dairesinin görevi kural olarak iflas kararı verildikten sonra başlar. İflas kararını veren asliye ticaret mahkemesinin yargı çevresindeki iflas dairesi yetkilidir. İflas dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkindir; yetki sözleşmesi yapılamaz.
İflas Yolları
İflas yolları genel ve özel iflas yolları olarak ya da takipli ve takipsiz iflas olarak sınıflandırılabilir. Genel iflas yolu ve kambiyo senetlerine özgü iflas yolu takipli iflastır. Alacaklının talebi ile iflas takibi başlar.
Genel İflas Yolu
Elinde ilam veya ilam niteliğinde belge bulunmayan alacaklı iflasa tabi borçluya karşı genel iflas yoluyla takip yapabilir.
Alacaklı icra dairesine takip talebinde bulunarak genel iflas yoluyla takibi başlatır. Takip talebi genel haciz yolundaki takip talebinin unsurlarını içermek zorundadır. Buna ek olarak alacaklının iflas istediğini açıkça belirtmesi gerekmektedir.
İflas takip talebini alan icra müdürü, üç gün içinde iflas ödeme emri düzenler ve borçluya gönderir.
Ödeme emrinin unsurları:
- Takip talebinde bulunan kayıtlar,
- Borcun ve takip giderlerinin yedi gün içinde ödenmesi ihtarı,
- Borcu olmadığına ya da iflasa tabi kişilerden olmadığına dair itirazı varsa yedi gün içinde icra dairesine dilekçe ile bildirmesi,
- Borcun yedi gün içinde ödenmemesi halinde iflas davası açılacağı ihtarı,
- Konkordato teklif edebileceği.
Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrinin kesinleşmesine rağmen borçlu borcunu ödemezse alacaklı iflas davası açabilir.
Ödeme emrine itiraz yedi gün içinde dilekçe ile icra dairesine yapılır. İtiraz takibi durdurur. Borçlu itirazında sebep belirtmek zorunda değildir ve sebep göstermişse bile bu sebeplerle bağlı değildir. Takibe devam etmek isteyen alacaklı iflas davası açmak zorundadır.
İflas davası ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık süre hak düşürücü niteliktedir.
Alacaklı iflas kararı verilinceye kadar davayı geri alabilir. İflas talebini geri alan alacaklı bir ay geçmedikçe bu talebini yenileyemez.
İflas davasında basit yargılama usulü uygulanır. İflas davasında mahkeme dosya üzerinden karar veremez; inceleme duruşmalı olarak yapılır.
İflas davası adli tatilde de görülebilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse iflas davası açan alacaklı mahkemeden hem itirazın kaldırılmasını hem de iflasa karar verilmesini ister.
Mahkeme iflas takip dosyasını getirtir ve inceler. Mahkeme öncelikle muhafaza tedbiri gerekip gerekmediğini takdir eder. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse mahkeme, alacaklının talep etmesi halinde muhafaza tedbirine karar vermek zorundadır. Mahkeme muhafaza tedbirine re’sen de karar verebilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse mahkeme şekli bir inceleme yapar. Mahkemenin vereceği karar ile takip kesinleşir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse mahkeme her türlü delili kullanarak genel hükümlere göre inceleme yapar. Mahkeme itirazın kaldırılmasına karar verirse takip kesinleşir.
İflas dairesi kesinleşen iflas takibini ilan eder. İlandan itibaren on beş gün içinde diğer alacaklılar iflası gerektiren bir durum olmadığını ileri sürerek itiraz edebilirler. İlana itiraz eden olmaz ya da itirazları yerinde görülmezse mahkeme depo kararı verir.
Depo kararı iflas takibi kesinleştikten sonra mahkemenin borçluya borcunu ve takip giderlerini ödemesi için verdiği son süreyi ifade eder. Depo kararı ara karardır ve temyiz edilemez. Borçlu yedi gün içinde borcunu ve takip giderlerini öderse veya mahkeme veznesine depo ederse mahkeme iflas davasının reddine karar verir. Borçlu bu süre içinde borcunu ve takip giderlerini ödemezse ilk oturumda iflasına karar verilir. Bunun için iflas isteyen alacaklıların, ilk alacaklılar toplantısına kadar olan giderleri ve diğer tüm masrafları peşin olarak mahkeme veznesine yatırması gerekmektedir. Aksi halde borçlunun iflasına karar verilemez.
Asliye ticaret mahkemesinin iflasa karar verdiği anda iflas açılmış olur. İflas kararından sonra davadan feragat edilemez. İflas açılma anından itibaren bütün alacaklılar için hüküm ve sonuç doğurur.
İflas kararının tebliğinden itibaren on gün içinde istinafa gidilebilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı da tebliğden itibaren on gün içinde temyize gidilebilir.
Kanun yollarına başvurulması iflasın sonuçlarını doğurmasını engellemez. Ancak iflas kararı kesinleşene kadar ikinci alacaklılar toplantısı ve masa mallarının satışı yapılamaz.
Asliye ticaret mahkemesi iflas kararını yargı çevresindeki iflas dairesine bildirir. İflas dairesi kararı ilan eder ve kanunda belirtilen yerlere bildirir.
ÖZEL İFLAS YOLLARI
Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu
Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolunun iflas hukukundaki yansımasıdır.
Alacağı kambiyo senedine dayanan alacaklı iflasa tabi olan borçluya karşı kambiyo senetlerine özgü iflas yoluna başvurabilir. Alacağı kambiyo senedine dayanan alacaklı isterse adi iflas veya kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna da başvurabilir.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu icra dairesine verilen takip talebi ile başlar. Takip talebi genel iflas yolundaki gibidir ancak kambiyo senedinin aslının eklenmesi zorunludur.
Takip talebini alan icra müdürü senedin kambiyo senedi olup olmadığını ve vadesinin gelip gelmediğini inceler. İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğu ve vadesinin geldiğini tespit ederse bir ödeme emri düzenler ve borçluya gönderir.
Ödeme emrinin unsurları:
- Takip talebinde bulunan kayıtlar,
- Borcun ve takip giderlerinin beş gün içinde ödenmesi gerektiği ihtarı,
- Kambiyo senedine ve borca itiraz ile şikayetin beş gün içinde icra dairesine dilekçe ile yapılması gerektiği,
- İtiraz veya şikayet edilmezse alacaklının iflas isteyebileceği ihtarı.
Ödeme emrine itiraz tebliğden itibaren beş gün içinde dilekçe ile icra dairesine yapılır. İtirazı asliye ticaret mahkemesi inceler. Borçlu itirazında sebep göstermek zorunda değildir ve gösterdiği sebeplerle de bağlı değildir.
Ödeme emrine karşı şikayet tebliğden itibaren beş gün içinde dilekçe ile icra dairesine yapılır. Şikayeti asliye ticaret mahkemesi inceler.
Ödeme emrine itiraz ve şikayet dilekçesinin bir örneği alacaklıya tebliğ edilir.
Asliye ticaret mahkemesi itiraz ve şikayeti her türlü delili inceleyerek karara bağlar.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmezse veya itiraz asliye ticaret mahkemesi tarafından kaldırılmışsa takip kesinleşir. Borçlu takibin kesinleşmesine rağmen borcunu ödemezse alacaklı iflas davası açabilir. İflas davası genel haciz yolundaki gibidir.
Doğrudan Doğruya İflas Yolu
Doğrudan doğruya iflas yolunda borçluya ödeme emri gönderilmeden iflas davası açılır. Burada depo kararı ve depo emri hükümleri uygulanmaz. Asliye ticaret mahkemesi doğrudan doğruya iflas sebeplerinin varlığını tespit ederse depo kararı vermeden iflasa karar verir.
Alacaklının talebiyle doğrudan doğruya iflas nedenleri:
- Borçlunun yerleşim yerinin bilinmemesi,
- Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçması,
- Borçlunun alacaklıların haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması veya teşebbüs etmesi,
- Borçlunun haciz yoluyla takipte mallarını saklaması,
- Ödemelerin tatil edilmiş olası,
- İlama bağlı alacağın icra emrine rağmen ödenmemesi,
- Konkordatonun onaylanmaması,
- Konkordato mühletinin kaldırılması veya konkordatonun feshi,
- Kollektif şirketin icra emrinin tebliğine rağmen borcunu ödememesi,
- Sermaye şirketlerinin borca batık olması.
Borçlunun talebiyle doğrudan doğruya iflas nedenleri:
- İhtiyari iflas nedeni
- Aciz halindeki borçlu kendi iflasını isteyebilir.
- Zorunlu iflas nedeni
- Borçlunun malvarlığının yarısına haciz konulması ve kalan kısmın muaccel ve bir yıl içinde muaccel olacak borçları ödemeye yetmemesi,
- Sermaye şirketlerinin pasiflerinin aktiflerinden fazla hale gelmesi.
Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Doğrudan Doğruya İflası
Terekenin İflas Hükümlerine Göre Tasfiyesi
İflasın Hukuki Sonuçları
MÜFLİS BAKIMINDAN SONUÇLARI
İflasın açıldığı andan itibaren borçlu müflis adını alır.
Özel Hukuk Açısından Sonuçları
İflas eden borçlu medeni haklardan yararlanma ve fiil ehliyetini kaybetmez. Ancak iflasın açılması müflisin tasarruf ehliyetini sınırlandırır. Müflisin haczedilebilen tüm mal ve alacakları iflas masasına girer. Müflisin iflas masasına giren mallar üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlandırılır. İflas masasındaki malların tasarruf yetkisi iflas dairesine aittir.
Müflis borçlandırıcı işlem yapabilir. Örneğin iflas masasına dahil olan bir mal için satış sözleşmesi yapabilir ancak malı teslim edemez. Yapılan bu sözleşme geçerlidir ancak iflas kalktıktan sonra etkisini gösterir.
Kural olarak iyiniyetli üçüncü kişilerin yaptıkları işlemler de iflas masasına karşı geçersizdir. Ancak bu durumun bazı istisnaları vardır. İflasın açılması ile ilanı arasındaki dönemde üçüncü kişinin iyiniyeti korunmuştur. Üçüncü kişinin iyiniyetinin korunduğu haller:
- Müflisin bono veya poliçe bedelini ödemesi:
- İflasın açılmasından önce müflis tarafından imzalanmış bono veya müflis üzerine düzenlenmiş poliçe olmalı,
- Bono veya poliçe vadesinde ödenmiş olmalı,
- Ödeme iflasın açılmasından sonra ve ilanından önce yapılmış olmalı,
- Bono veya poliçe hamili iyiniyetli olmalı,
- Ödeme reddedilirse hamilin üçüncü kişilere başvurma hakkı olmamalıdır.
- Emtiayı temsil eden senetlere dayanarak yapılan kazanımlar:
- Emtiayı temsil eden senet iflas kararından önce düzenlenmiş ve alıcıya teslim edilmiş olmalı,
- Senede konu mal satılmış/gönderilmiş ancak iflasın açılmasından önce müflise ulaşmamış olmalı,
- Müflis senetteki malı üçüncü kişiye satmış veya rehnetmiş olmalı,
- Tasarruf işleme iflasın açılmasından sonra ve ilanından önce yapılmış olmalıdır.
- Müflise yapılan ödemeler:
- İflas masasının konusuna giren bir ödeme olmalı,
- Borcun yerine getirilmesi amacıyla yapılmış olmalı,
- Ödeme para veya başka bir araçla yapılmış olabilir,
- Ödeme iflas masasına girmiş olmalıdır.
İflasın açılmasıyla kural olarak daha önce müflise karşı başlamış olan takipler durur. Müflisin alacaklı olduğu takipler durmaz, iflas dairesi takibe devam eder.
İflasın açılmasıyla duran ve iflas kararının kesinleşmesiyle düşen takipler:
- İlamlı ve ilamsız haciz yoluyla takipler,
- Genel iflas ve kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takipler,
- Teminat verilmesine ilişkin takipler,
- 6183 sayılı Kanun’a göre yapılan takipler.
İflasın açılmasıyla durmayan takipler:
- Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipler,
- Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamların icrası,
- İlamsız tahliye takipleri,
- Borçlunun şahsına ilişkin takipler.
İflas tasfiyesi aşamasında müflise karşı yeni takip yapılamaz. Masa alacaklıları iflas tasfiyesi sırasında masaya karşı haciz yoluyla takip yapabilir.
Müflisin davacı veya davalı olduğu iflastan önce açılmış ve derdest olan hukuk davaları iflasın açılmasıyla durur. Duran davalara ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edilebilir. Bu süreçte zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.
İflasın açılmasına rağmen devam eden davalar:
- İvedi (acele) davalar,
- Vücut üzerinde ortaya çıkan zararlardan doğan tazminat davaları,
- Evlenmeye ve kişisel durumlara ilişkin davalar,
- Şeref ve haysiyete saldırıdan doğan davalar,
- Nafaka davaları,
- Rehini paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde açılan hukuk davaları,
- İdari davalar,
- Ceza davaları.
Kamu Hukuku Açısından Sonuçları
İflasın kamu hukuk bakımından sonuçları müflisin iflasta kusuru olup olmamasına göre değişmektedir.
Adi iflas, müflisin kusurunun olmadığı iflastır. Adi iflas suç değildir ve müflise ceza verilmez. Adi müflis avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetleyicisi ve genel müdür yardımcısı olamaz. İtibarı iade edilirse bu işleri yapabilir.
Taksirli (taksiratlı) iflas, müflisin basiretli bir tacir gibi davranmaması nedeniyle sebep olduğu iflastır. Taksirli iflas Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur ve müflis cezalandırılır.
Taksiratlı iflas nedenleri:
- Müflisin zarar ve ziyan için makul sebep gösterememesi,
- Evinin masraflarının gerekenden fazla olması,
- Kumar veya şans oyunlarında ya da borsada önemli miktarda para harcaması,
- Borcunun alacağından çok olduğunu bildiği halde durumundan haberdar olmayanlardan veresiye mal veya borç olması,
- Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen defterleri hiç veya gerektiği gibi tutmaması,
- Mevcut malvarlığı ve alacağından fazla miktar için senet imzalaması,
- İflas takibi sırasında mahkeme, iflas idare veya iflas dairesi tarafından çağrılmasına rağmen makul bir sebebi olmaksızın gitmemesi,
- İşlerini terk ederek kaçması,
- Önceki konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflasına hükmedilmesi.
Taksiratlı müflis avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetleyicisi ve genel müdür yardımcısı olamaz. İtibarı iade edilse bile noter ve avukat olamaz.
Alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla malvarlığını hileli olarak azaltan kimse hakkında verilen iflasına karar verilmesine hileli (dolanlı) iflas denir. Hileli iflas hem İcra ve İflas Kanunu’na hem de Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Hileli iflas seçimlik hareketli bir suçtur.
Hileli iflas için aşağıdaki hareketlerden birinin varlığı yeterlidir:
- Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması,
- Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi,
- Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi,
- Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi.
Hileli iflas suçunda ağır ceza mahkemesi görevlidir. Müflis üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hileli müflis avukat, noter, banka yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetçisi ve genel müdür yardımcısı, yedek subay köy muhtarı, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve milletvekili olamaz.
Alacaklılar Bakımından Sonuçları
Vadesi gelmemiş olan alacaklar iflas kararı ile muaccel olur. Bu durumun iki istisnası vardır:
- Müflisin ipotek ile güvence altına alınmış alacakları,
- Müflisle birlikte müşterek borçlu veya kefil varsa alacak bunlara karşı muaccel olmaz.
İflasın açılmasıyla müflisin borçları muaccel hale gelirken üçüncü kişiden olana alacakları muaccel olmaz.
İflasın açılması müflisin borçlarının zamanaşımını kesmez. Zamanaşımının kesilmesi için alacaklıların alacaklarını iflas masasına kaydettirmesi gerekir.
Konusu para olmayan alçaklar iflasın açılmasıyla para alacağına dönüşür.
İflasın açılması ile iflas masasındaki alacaklar için faiz işlemeye devam eder.
İflas kural olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmeleri ortadan kaldırmaz. Ancak bazı sözleşmelerde bir tarafa fesih hakkı verebilir. Örneğin kira sözleşmesi yapıldıktan ve kiralanan teslim edildikten sonra kiracı iflas etmiş olabilir. Bu halde kiraya veren kira alacağı için güvence verilmesini isteyebilir. Güvence verilmezse kiraya veren bildirim yapmadan sözleşmeyi feshedebilir.
İflasın açılması kural olarak takas hakkını etkilemez. Müflisten alacaklı olanlar aynı zamanda müflise borçluysa borçlarını ödemek yerine iflas masasındaki alacaklarıyla takas edebilirler.
Bir borcu birlikte taahhüt edenlerin iflas işlemleri aynı zamana denk gelebilir. Bu durumda alacaklı, alacaklarının tamamını müflislerin her birinin masasından ayrı ayrı isteyebilir.
İflas Tasfiyesi
İflasta tasfiye, iflas masasına giren mal, hak ve alacakların nasıl paylaştırılacağını ve iflasın nasıl sona ereceğini gösteren aşamadır.
İflas tasfiyesindeki ilk işlemler ve bu işlemlerin ikinci alacaklılar toplantısına kadar yürütülebilmesi için iflas kararının kesinleşmesi gerekmemektedir.
İflas Masası
İflasın açılması ile müflisin haczedilebilen tüm mal ve haklarının oluşturduğu topluluğa iflas masası denir. İflas masası tasfiyeye girecek mal topluluğudur.
İflas masasına giren mal ve haklar:
- Borçlunun haczedilebilen tüm mal ve hakları,
- İflasın açılmasından kapanmasına kadar müflisin kişisel çalışmasına dayanmayan kazanımlar,
- Mülkiyeti borçluya ait rehinli mallar,
- İflastan önce haczedilmiş olan mal ve haklar.
İflas masasına giremeyen mal ve haklar:
- Müflisin ücreti,
- Müflisin borcu için üçüncü kişi tarafından verilen rehinler,
- İflasın açılmasından önce paraya çevrilmiş olan hacizli malın satış bedeli (alacaklılara paylaştırıldıktan sonra artan olursa iflas masasına girer.),
- Haczedilemeyen mallar,
- Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan mal ve haklar.
Üçüncü kişi iflas masana dahil edilmiş olan bir malını geri isteyebilir. Üçüncü kişinin bu hakkına masadan çıkarma hakkı denir. Talebine rağmen malı geri verilmeyen üçüncü kişi, iflas masasına karşı istihkak davası açabilir.
Üçüncü kişilerin masadan çıkarma hakkını özel olarak kullanabilecekleri haller:
- Bedeli tahsili için verilmiş emre veya hamiline yazılı senetler,
- Müflis iflasın açılmasından önce başkasına ait bir malı satmış ise mal sahibi, o mal için yapılan masrafların masaya ödenmesi karşılığında bedelin kendisine verilmesini isteyebilir.
- Satıldığı ve gönderildiği halde iflasına hükmedilmeden önce müflisin eline geçmeyen mallar için masa tarafından bedeli verilmiş olmadıkça satıcı istirdat iddiasında bulunabilir.
Müflisin iflas açıldığı andaki borçlarına iflas alacağı denir. İflas masasının oluşturulmasından tasfiye sonuna kadar, iflas masası tarafından yapılan harcamalardan doğan borçlara masa alacağı denir. Masa alacakları sıra cetveline geçirtilmeden öncelikle ödenir.
Defter Tutulması ve Tedbir Alınması
Asliye ticaret mahkemesi iflas kararını iflas dairesine bildirir. İflas dairesi hemen müflise ait mal ve hakların bir defterini tutar ve muhafazası için gerekli tedbirleri alır.
İcra dairesi deftere müflisin iflas masasına giren mal, hak ve alacaklarını, haczi caiz olmayan malları, üçünü kişilere ait gösterilen malları ve üçüncü kişiler tarafından hak iddia edilen malları yazar.
İflas dairesi deftere kaydedilen malların kıymet takdirini yapar veya bilirkişiye yaptırır. Yapılan kıymet takdiri de deftere geçirilir. Defterin doğruluğu ve eksikliği hakkında beyanda bulunması için müflise gösterilir. Müflisin beyanı deftere geçirilir ve müflise imzalattırılır.
Müflisin mağazaları, depoları, fabrikaları, perakende satış dükkanları ve benzeri yerler iflas masasının yararına olacağı kanaatine varılırsa birinci alacaklılar toplantısına kadar iflas dairesi tarafından yönetilebilir.
Tasfiye Türünün Seçimi
Masa mallarının defterinin tutulmasından sonra tasfiye yapılıp yapılamayacağına karar verilir. Daha sonra ise tasfiye yapılacaksa hangi usulün uygulanacağı belirlenir.
İflas Tasfiyesinin Tatili
Müflisin iflas masasına girecek herhangi bir malvarlığı yoksa iflas dairesi iflasın tatiline karar verir. İflas dairesi tarafından verilen tatil kararı ilan edilir.
İlanda alacaklıların otuz gün içinde iflas işlerinin devamını istemediği ve giderleri peşin olarak yatırmadıkları takdirde iflasın kapatılacağı ihtarı bulunur.
Otuz gün içinde hiçbir alacaklı giderleri peşin olarak ödeyerek iflasın devamını istemezse iflas dairesi asliye ticaret mahkemesine iflasın kapatılması için başvurur. Bunun üzerine mahkeme iflasın kapatılmasına karar verir ve ilan edilir.
Basit Tasfiye
İflas masasındaki malların adi tasfiye giderlerini karşılayamayacağı anlaşılırsa basit tasfiye usulü uygulanır. Basit tasfiye usulü istisnai bir yoldur. İflas dairesi yirmi günden az ve iki aydan çok olmamak üzere bir süre belirler. Bu süre içinde alacaklıları, alacaklarını ve iddialarını bildirmeleri için ilanla davet eder. Bu süre içinde alacaklılardan biri masrafları peşin olarak ödeyerek adi tasfiye yapılmasını talep edebilir. Bunun dışında adi tasfiyeye başlanmış ancak altı ay içinde sonlandırılamamışsa alacaklılar basit tasfiyeye geçilmesini kararlaştırabilir.
Basit tasfiyenin özellikleri:
- Basit tasfiyede iflas idaresi yoktur. Onun görevlerini iflas dairesi yapar.
- Alacaklılar toplantısı yoktur ancak iflas dairesi gerekli görürse alacaklıları toplantıya çağırabilir.
- Alacaklıların menfaatine en uygun sürede mallar paraya çevrilir ve paylaştırılır.
- Uygun düştüğü ölçüde adi tasfiyeye ilişkin hükümler uygulanır.
- Basit tasfiyenin sonunda iflas dairesi asliye ticaret mahkemesine son raporu verir. Bunun üzerine mahkeme iflasın kapanmasına karar verir ve ilan edilir.
Adi Tasfiye
Asıl tasfiye usulüdür. Deftere göre masa mallarının adi tasfiye masraflarını karşılamaya yeteceği anlaşılırsa bu usul uygulanır.
Adi tasfiyenin iflasın açılmasından itibaren en geç altı ay içinde tamamlanması gerekir.
Adi tasfiyenin aşamaları:
- İlan: İflas dairesinin tasfiye kararı vermesinden itibaren on gün içinde yapılır.
- Birinci alacaklılar toplantısı: İflas dairesi ilanda belirtilen yer, gün ve saatte alacaklıları toplantıya davet eder. İflas müdürü veya yardımcısı toplantıya başkanlık yapar.
- İflas idaresinin seçilmesi: İflas masasının kanuni temsilcisidir ve iflas dairesinin denetimi altındadır. Tüzel kişiliği yoktur.
- Masa alacaklarının tahsili ve acele hallerde satış
- İstihkak iddialarının incelenmesi: İflasta istihkak iddiasının konusu yalnızca mülkiyettir. Üçüncü kişilerin istihkak iddiasında malın verilip verilmeyeceğine iflas idaresi karar verir. İflas idaresi istihkak iddiasını reddederse üçüncü kişi istihkak davası açabilir. İcra mahkemesi görevlidir. İstihkak iddiasına konu mal üçüncü kişide ise mal üçüncü kişiden alınmaz ancak deftere kaydedilir. Daha sonra iflas idaresinin üçüncü kişiye karşı istihkak davası açması gerekir. Bu dava genel mahkemelerde, genel hükümlere göre görülür.
- İflas alacaklılarının incelenmesi: Alacaklılar ilandan itibaren bir ay içinde alacaklarını iflas masasına yazdırmalıdır.
- Sıra cetveli: İlk pay masa alacaklarına ayrılır. Sonra bir malın aynından kaynaklanan kamu alacakları ödenir. Daha sonra özel kanunlarda belirtilen imtiyazlı alacaklılar için pay ayrılır. En son adi alacaklar ödenir Adi alacaklar kendi içinde imtiyazlı ve imtiyazsız alacak olarak ikiye ayrılır.
- İkinci alacaklılar toplantısı: İflas idaresi hazırladığı sıra cetvelini iflas dairesine verir. İflas dairesi sıra cetvelini ilan eder ve ikinci alacaklılar toplantısı için davet yapılır. İlan toplantı gününden en az yirmi gün önce yapılır ve toplantıya katılacak alacaklılara ilanın bir örneği gönderilir.
- Masa mallarının satışı ve paraların paylaştırılması: Masa mallarının satışını iflas idaresi yapar. Satış usulü ikinci alacaklılar toplantısında belirlenir. Normalde açık artırma usulü uygulanır ancak alacaklılar isterse pazarlık usulü de uygulanabilir. Satışta haciz yolundaki kurallar geçerlidir. Paraların paylaştırılması sıra cetvelli kesinleştikten sonra yapılabilir.
İflas tasfiyesi sonunda alacağının tamamını alamayan alacaklılara iflas idaresi alamadıkları kısım için borç ödemeden aciz belgesi verir.
İflasın Kapanması
İflas tasfiyesinin bitmesi iflası kendiliğinden sona erdirmez. Asliye ticaret mahkemesi tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir.
İflas idaresi mahkemeden iflasın kapanmasını talep eder. İflasın kapanmasına ilişkin kararı iflas dairesi ilan eder. İflas idaresinin görevi biter.
İflasın kapanması müflis sıfatını sona erdirmez.
İflasın Kaldırılması
İflasın kaldırılması tasfiye devam ederken mahkemece iflas kararının verilmemiş sayılmasıdır. İflasın kaldırılması ile müflis hiç iflas etmemiş olur.
İflasın kaldırılmasında asliye ticaret mahkemesi görevlidir.
İtibarın İadesi
İflasın kapanması müflis sıfatını kaldırmaz. Müflis sıfatı itibarın iadesi ile kalkar.
Adi, taksirli ve hileli iflasta itibarın iade edilebilmesi için bütün alacaklıların alacağının itfa edilmiş olması ve talep gerekmektedir.
Adi iflasta itibarın iadesi için itfa yeterlidir. Taksirli iflasta ayrıca cezanın tamamen çekilmesi veya kanuni bir nedenle düşmesi gerekmektedir. Hileli iflasta ise müflisin cezayı tamamen çekmesi veya cezanın düşmesi, kişisel hakların ödenmesi, iyi halin saptanması ve memnu hakların iadesini isteme süresine uyulması gerekmektedir.
Adi ve taksirli iflasta itibarın iadesine iflasa karar veren asliye ticaret mahkemesi karar verir. İtibarın iadesi talebi reddedilen müflis temyize gidebilir.
Hileli iflasta itibarın iadesine müflisin yerleşim yerindeki ağır ceza mahkemesi karar verir.