İcra ve İflas Hukukunda Süreler
İcra ve iflas işlemlerinin belirli bir düzen ve kısa zaman içerisinde tamamlanması için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılacak her işlem için süreler belirlenmiştir. Kanunda öngörülen sürelerin büyük çoğunluğu yedi gündür ancak daha kısa ve uzun sürelerin de öngörülmesinin yanı sıra bazı işlemler işin azami ve asgari süreler de düzenlenmiştir.
Sürelerin Çeşitleri ve Özellikleri
İcra ve İflas Kanunu’ndaki süreler kesindir, ilgililer kendi aralarında anlaşarak bu süreleri değiştiremezler. İlgililerin sürelerin değişmesi için yaptıkları sözleşme hükümsüzdür.
Cebri icra organları süreleri değiştiren sözleşmeleri dikkate almaz, kanundaki sürelere göre işlem yapar. Sürelerin hak düşürücü nitelikte olması nedeniyle icra organlarınca re’sen kontrol edilir.
Sürelerin sözleşme ile değiştirilemeyeceği kuralının bir istisnası vardır: Herhangi bir sürenin geçmesinde menfaati olan borçlu bu hakkından vazgeçebilir.Örneğin borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse alacaklı haciz talebinde bulunabilir. Bu durumda borçlu yedi günlük itiraz süresi dolmadan icra dairesine başvurarak itirazı olmadığını bildirip borcunu kabul ederse alacaklı yedi günlük itiraz süresinin geçmesini beklemeden haciz talep edebilecektir.Ancak borçlunun bu vazgeçmesi üçüncü kişileri etkilemez.
İlgililer için konulmuş süreler
İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen sürelerin büyük bir bölümü ilgililer içindir.
- İlgililer yapacakları veya yapmaları gereken işlemi bu süreler içerisinde yapabilirler veya yapmalıdırlar.
- İşlemin süresi içinde yapılmış sayılabilmesi için ilgili kişinin beyanının o işlem için öngörülen sürede yetkili icra-iflas organına ulaşması gerekmektedir.
- İşlemi süresi içinde yapmayan ilgili o işlemden sağlanacak faydayı kaybeder. Örneğin alacaklı haciz konulan malın satışını süresi içinde istemezse o mal üzerindeki haciz kalkar.
- İşlemi süresi içinde yapmayan ilgili kendisine yönelik tehlikeyi önleme imkanını kaybeder. Örneğin borçlu ödeme emrine süresi içinde itiraz etmezse icra takibi kesinleşir ve alacaklı borçlunun mallarını haczettirebilir.
YARGITAY 4.HUKUK DAİRESİ 2005/3838 E, 2006/2754 K, 16.03.2006 T ÖZETİ: Davalı borçlu borca itiraz süresi dolduktan sonra itiraz ettiğine göre, davacı alacaklı icra dairesinden İcra ve İflas Kanunu’nun 66.maddesi gereğince takip muamelelerine devam edilmesini isteyebilir. Şu durumda, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. |
- İlgililer için konulmuş olan süreler hak düşürücü niteliktedir ve re’sen nazara alınır.
- Ancak Kanunda bazı haller için zamanaşımı süreleri de öngörülmüştür. Örneğin İİK m.7’de düzenlenen Devlet aleyhine açılan tazminat davası olan zarar ve ziyan davasını açma süresi zararı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl, herhalde fiilin gerçekleşme tarihinden itibaren on yıldır.
Cebri icra organları için konulmuş süreler
- Bu süreler hak düşürücü nitelikte değildir. İcra organları tarafından süresi geçtikten sonra yapılan işlemler de geçerlidir.
- İcra dairesi kendisi için konulmuş olan süre içinde işlemi yapmazsa ilgili kişiler icra mahkemesine şikayet yoluna başvurarak işlemin yapılmasını sağlayabilirler.
- İşlemin süresi içinde yapılmamasında icra müdürünün kusuru var ise kendisine disiplin cezası verilebilir ve hakkında tazminat davası da açılabilir. İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurları nedeniyle tazminat davası idare aleyhine açılabilir ve Devletin görevliye rücu hakkı saklıdır.
Sürelerin Başlaması ve Hesaplanması
İcra ve İflas Kanunu’na gün, ay ve yıl olarak belirlenen sürelerin nasıl hesaplanacağı düzenlenmiştir. Buna göre:
- Gün olarak belirlenen sürelerin hesaplanmasında ilk gün hesaba katılmaz.
- Ay veya yıl olarak tayin olunan süreler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve sürenin biteceği ayın sonunda böyle bir gün yoksa ayın son gününde biter.
- Resmi tatil ve hafta tatili günleri de süreye dahildir.
- Sürelerin hesaplanmasında sürenin başlamasına rastlayan tatil günleri de hesaba katılır.
- Sürenin son günü resmi bir tatile denk gelirse süre tatili izleyen ilk gün biter.
- Süre son günün tatil saatinde bitmiş sayılır. Elektronik ortamda yapılan işlemlerde ise süre gün sonunda biter, gün sonu Yönetmelikle 00.00 olarak kabul edilmiştir.
- İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen erteleme halleri sırasında da süre işlemeye devam eder. Ancak sürenin son günü bir talik (erteleme) gününe rastlarsa süre ertelemenin bitiminden sonra bir gün uzar.
- Bir sürenin son günü yangın, deprem, heyelan, sel gibi afetlerden birine rastlar ve o yerdeki mahkeme ve icra dairelerindeki dosyalar zarar görür veya yok olursa 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap Veya HeyelanSebebiyle Mahkeme Ve Adliye DairelerindeZiyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında YapılacakMuamelelere Dair Kanun’un o yerde uygulanmaya başladığı tarihten itibaren bir ay daha uzatılır.
- Öğleden sonraları tatil olan günler de iş günüdür ve nedenle son günü öğleden sonrası tatil olan bir güne denk gelen işlemlerin o gün saat 13.00’a kadar yapılması gerekir.
- İdari tatil ve izinler sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
- İcra daireleri mahkeme niteliğinde değildir ve icra mahkemelerinin bakacağı işler ivedi niteliktedir. Bu nedenle icra dairelerinde ve icra mahkemelerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz.Yani sürenin son günü adli tatil gününe denk gelirse süre adli tatilin bitiminden itibaren bir hafta daha uzatılmaz.
- İcra ve İflas Kanunu’nda sürelerin başlayacağı zaman ile ilgili genel bir hüküm bulunmamaktadır, genellikle her sürenin başlayacağı tarih ayrı ayrı belirlenmiştir.
- Sürelerin ne zaman işlemeye başlayacağı hakkında kanunda açıklık bulunmayan hallerde tebliğden itibaren işlemeye başlayacağını kabul etmekte yarar vardır.
- İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen sürenin kaçırılması halinde uygulanacak eski hale getirme ile ilgili düzenleme bulunmamaktadır. Sadece ödeme emrine elinde olmayan sebeplerle itiraz edemeyen borçlu ve haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişiye İİK m.65 ile gecikmiş itiraz yolu tanınmıştır.