Hukuk Kurallarının Çeşitleri
Hukuk kuralları nitelikleri bakımından; emredici, tamamlayıcı, yorumlayıcı ve tanımlayıcı hukuk kuralları olmak üzere dörde ayrılır.
Emredici Hukuk Kuralları
Emredici hukuk kuralları, bireylerin mutlak surette uymaları gerektiği aksine anlaşma yapamayacağı veya bu kuralları bertaraf edemeyeceği, bireylere serbesti tanınmamış olan hukuk kurallarıdır.
Bir hükmün emredici olup olmadığı ‘’mecburdur’’, ‘’hükümsüzdür’’, ‘’edemez’’, ‘’olunamaz’’, ’’yapamaz’’, ’’mükelleftir’’ gibi açık ifadelerden anlaşılabilmektedir.
Emredici Hukuk Kurallarının Konuluş Nedenleri Nelerdir?
Emredici hukuk kurallarının konuluş nedenlerini, belli bir toplumun temel yapı ve çıkarlarını koruma düşüncesiyle konulan kuralların kamu düzenini sağlaması; toplumun düzen ve devamlılığı için gerekli olan ahlak kuralların genel ahlak ve adap ortamını oluşturması, zayıfların korunması düşüncesi olarak sıralayabiliriz.
Emredici Hukuk Kurallarının Müeyyideleri Nelerdir?
Emredici hukuk kurallarının yokluk ve butlan gibi ağır müeyyideleri vardır. Yokluk, bir hukuki işlemin hiç yapılmamış sayılmasıdır.
Butlan, bir hukuki işlemin batıl olması yani iptal edilebilir olması anlamına gelir.
Tamamlayıcı Hukuk Kuralları
Tamamlayıcı hukuk kuralları, tarafların serbest iradeleri ile belirli bir hususu düzenlemedikleri, hiç kararlaştırmadıkları takdirde uygulanan hukuk kurallarıdır. Tamamlayıcı hukuk kurallarının aksine sözleşme yapılabilir.
Tamamlayıcı hukuk kurallarında çoğunlukla ‘’aksi kararlaştırılmadıkça’’, ‘’hilafına hüküm bulunmadıkça’’, ‘’hilafına mukavele yoksa’’, ‘’hilafı şart edilmedikçe’’ ifadeleri bulunur.
Yorumlayıcı Hukuk Kuralları
Yorumlayıcı hukuk kuralları, taraflarca kararlaştırılmış olan fakat anlaşılması zor, anlamı belirsiz olan hususlarda uygulanır. (Ayın başlangıcı için ayın birinci gününün anlaşılması vb.)
Tanımlayıcı Hukuk Kuralları
Tanımlayıcı hukuk kuralları, hukuki kavram veya kurumun anlamını belirten hukuk kurallarıdır.
Hukuk Kurallarının Yer Bakımından Uygulanması
Hukuk kurallarının yer bakımından uygulanması açısından mülkilik ve şahsilik olmak üzere iki ilke incelenir.
Şahsilik (Kişisellik) İlkesi Nedir?
Şahsilik ilkesi, bir devletin vatandaşı yabancı ülkede bulunmuş olsa dahi vatandaşı olduğu devletin kanunlarına tabi olduğu bir ilke olup, prensip olarak kamu hukuku alanında geçerli değildir.
Özel hukuk alanında geçerli olan bir ilke olsa da özel hukuk alanında da mutlak olarak geçerli olduğu söylenemez.
Mülkilik (Ülkesellik, Yersellik) İlkesi Nedir?
Bir devletin ülke sınırları içinde bulunan herkesin o devletin kanunlarına tabi tutulması ilkesine mülkilik ilkesi denir. Mülkilik ilkesi kamu hukuku alanında geçerlidir.
Belli bir ülkenin sınırları içinde suç işleyen kişi, ister vatandaş olsun ister yabancı hangi devletin sınırları içinde suç işlemişse o devletin ceza kanunlarına göre yargılanır.
Hukuk Kurallarının Zaman Bakımından Uygulanması
Hukuk kurallarının zaman bakımından uygulanması başlığı aynı devlete ait hukuk kurallarının ne zaman yürürlüğe girip, yürürlükten kalkacağı sorunlarına yön verir.
Yasama organı gibi yetkili bir makam tarafından kabul edilen ve devlet başkanı tarafından ısdar edilip resmi gazetede yayınlanan yani ilan olunan kanun hukuk aleminde geçerli hale gelmekte olsa da bu kanunun uygulanabilmesi için yürürlüğe de girmesi gerekmektedir. Bir kanunun yürürlüğe girmesi için de söz konusu kanunun ‘yürürlüğe girmiş’ ve ‘yürürlükten çıkmamış’ olması gerekir.
Bir kanunun yetkili makam tarafından kabul edildiği tarih, resmi gazetede ilan edildiği tarih ve yürürlüğe girdiği tarih farklı olabilir.
Kanunlar Ne Zaman Yürürlüğe Girer?
Bir hukuki işlemin yürürlüğe girip uygulanabilmesi için bu hukuki işlemin ilgililerine tebliğ veya yayın yolu ile duyurulması gerekir.
- Tebliğ, hukuki işlemin ilgililere kişisel olan bir şekilde elden verilmesi, posta veya e-posta yoluyla gönderilmesi ile gerçekleşir.
- Yayın, hukuki işlemlerin belirsiz sayıdaki ilgililerin bilgisine kişisel olmayan yollar ile sunulmasıdır. Aleni bir şekilde panoya asılması suretiyle, dergi veya Resmi Gazetede yayın ve ilan yoluyla yayın gibi çeşitli yöntemlerle gerçekleşebilmektedir.
Bir kanunun hangi tarihte yürürlüğe gireceği konusu o kanun metninde düzenlenmemişse, kanun metninin yürürlüğe gireceği tarih Resmi Gazetede yayınlandığı tarihtir. Bir hukuk normunun (kanun, kararname, yönetmelik vb.) ilgilisine ulaşmadığı, ilgilisinin bilebilecek duruma getirilmediği takdirde bu hukuk kuralının yürürlüğe girdiği dolayısıyla uygulanabilirliği söz konusu değildir.
Kanunlar, TBMM İçtüzüğü, milletlerarası antlaşmalar ve sözleşmeler, CBK’nin Resmi Gazetede yayınlanmaları gerekirken; Cumhurbaşkanlığı yönetmeliklerinin de Resmi Gazetede yayınlanmaları şart fakat Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerince çıkartılmış olan yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayınlanmaları şart değildir.
Kanunların Yürürlükten Kalkması
Kanunların yürürlükten kalkması çeşitli yollarla gerçekleşmektedir.
- Kendiliğinden Yürürlükten Kalkma: Bütçe kanununda da olduğu gibi bazı kanunların ne kadar süre yürürlükte kalacağını bizzat kanun metninin kendisi belirtmiş olabilir. Bu durumlarda belirtilen tarihte kanun yürürlükten kalkar.
- Başka Bir Kanunla Yürürlükten Kaldırılma (İlga): Yürürlüğe yeni giren bir kanun sarih (açık) veya zımni (örtülü) bir şekilde eski bir kanunu yürürlükten kaldırabilir. Buna ilga denir ve ilga yetkisi ilga edilen kanunun koyucusu ve üst makamına aittir.
- Anayasa Mahkemesinin Kararıyla Yürürlükten Kaldırma (İptal) : Anayasaya aykırı olan kanunların, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa uygunluk denetimi yapıldıktan sonra kaldırılması iptal kararı ile olur.
Metrukiyet, bazı kanunların devamlı olarak uyulmadığı ve uygulanmadığı durumlarda fiilen geçersiz hale gelmeleri durumudur. Yine de bu kanunlar biçimsel olarak yürürlüktedirler dolayısıyla metrukiyet kanunları yürürlükten kaldıran hallerden sayılamaz.
Kanunların Geçmişe Uygulanması Sorunu Hakkındaki Klasik Teori
Kural olarak bir kanun, yürürlüğe girdiği tarihten önceki olaylara uygulanamaz. Kanunların geçmişe uygulanamamasının altında hukuk güvenliği ilkesi, kazanılmış haklara saygı ilkesi ve eşyanın tabiatından kaynaklanması yatar.
Hukuk güvenliği ilkesi, kişilerin tabi oldukları hukuk kurallarının hukuk güvenliği sarsılmayacak şekilde belirlenebilir olması gerektiğini ancak bu şekilde hukuki güvenlik içinde hissedeceklerini savunan ilkedir.
Kazanılmış haklara saygı ilkesi, eski kanunun zaman diliminde elde edilmiş hakların yeni kanun sürecinde de sürmesi gerektiğini savunur.
Kanunların geçmişe yürütülememesinin bir sebebi olan eşyanın tabiatından kaynaklanması da, muhatapların yasak emir veya izin içeren kanunların onlara bildirilmeleri gerektiğini savunur.
Kanunların Geçmişe Yürütülmemesinin İstisnaları
Kanunların geçmişe yürütülmemesinin istisnaları aşağıda sayılmıştır:
- Özel hukuk alanında, kamu düzeni, genel ahlakın ve zayıfların korunması gibi düşüncelerle oluşmuş emredici hükümlerden kaynaklanan istisnalar olabilir.
- Ceza hukuku alanında, failin lehine olan kanun geçmişe yürütülürken aleyhine olan kanun geçmişe yürütülmez.
- Muhakeme hukuku alanında derhal yürürlülük ilkesi geçerli olup, yeni kanun derhal uygulanır.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Zeynep Öykü ÖNDER