Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçu ve Cezası (İİK m. 338)
Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu İcra İflas Kanunu m. 338’da düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun bazı hükümlerinde, borçlulardan belirli konularda gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamayı amaçlayan beyanlar istenebilir. Bu beyanların doğru ve güvenilir bir şekilde yapılması, icra organlarının işlemlerini etkili bir şekilde sürdürebilmeleri için önemli bir gerekliliktir.
Bu beyanların gerçeğe uygunluğu, kanun koyucu tarafından büyük bir önemle değerlendirilmekte olup, söz konusu beyanların gerçeğe aykırı olması durumunda, İcra ve İflas Kanunu’nun 338/1. maddesi uyarınca bu beyanlarda gerçeğe aykırılık tespit edilen borçlu ve üçüncü kişilerin, alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılması öngörülmüştür.
Gerçeğe aykırı beyanda bulunanların cezası İcra ve İflas Kanunu’nun 338. Maddesinde düzenlenmiştir.
Hakikata muhalif beyanda bulunanların cezası Madde 338 Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hakkında aciz vesikası alınmış borçlu, asgari ücretin üstünde bir geçim sürdürdüğü, aciz vesikası hamili alacaklının alacağının aciz vesikasına bağlanmasından en geç beş sene içinde müracaatı üzerine sabit olursa, asgari ücretin üstünde kalan gelirlerinden icra mahkemesinin dörtte birden az olmamak üzere tespit edeceği kısmını merci kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir ay içinde ve aciz vesikasındaki borcun ödenmesine kadar her ay icra dairesine yatırmaya mecburdur. Bu mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu hakkında bir yıla kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi bir yılı geçemez. Borçlunun nafaka borçluları dahil üçüncü şahıstan yardım görmesi, asgari ücretin üstünde eline geçen para ve menfaatlerin icra mahkemesi kararı ile belirlenecek kısmını, icra veznesine yatırmak mükellefiyetini ortadan kaldırmaz. İkinci fıkradaki hükmün tatbikini birden fazla aciz vesikası hamili alacaklı talep etmiş ise, bunlar talep tarihi sırasıyla öncelik hakkını haizdir. |
Suçun Maddi Unsurları
Suçun maddi unsurları fail, mağdur, konu, fiil ve netice bakımından değerlendirilmektedir.
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçunda Fail ve Mağdur
İcra ve İflas Kanunu’nun 338/1. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun faili, kesinleşmiş icra takibinde beyan istenen kişidir. Bu kişi, talep edilen beyanın niteliğine bağlı olarak takip borçlusu olabileceği gibi bir üçüncü kişi de olabilir.
İİK m. 338/1’de düzenlenen suçun mağduru somut olayda gerçekleştirilen icra takibinin alacaklısıdır. Suçun gerçekleşebilmesi için söz konusu icra takibinin kesinleşmesi gerekir.
Konu
Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun konusu, icra organlarının güvenilirliği ve işlerliğidir.
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçunda Fiil
Suçun oluşabilmesi için beyanda bulunması gereken borçlu veya üçüncü kişinin söz konusu beyanı hiç yapmaması veya yasal süre geçtikten sonra yapması, bu suçun oluşmasına engel olacaktır.
İİK m. 338/1’e göre, gerçeğe aykırı beyanda bulunanların, alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılması öngörülmüştür.
Suçun amacı, icra organlarını yanıltmak ve alacaklıların zarara uğrama riskini önlemektir. Mal beyanında bulunan kişinin, tüm mülkiyetine ait malları doğru ve eksiksiz bir şekilde beyan etmesi gerekmektedir.
İİK m. 82’de haczi caiz olmayan mallar belirtilmiştir. Bu konuda net bir belirleme yapmak zordur, ancak ekonomik faaliyeti destekleyen eşyalar haczedilemez.
Hacizli malların beyanında değişiklik gösteren Yargıtay uygulamaları bulunsa da, kanımıza göre, borçlu mal beyanında bulunurken hacizli mallarını da doğru bir şekilde beyan etmelidir.
Üçüncü kişinin haciz bildirisi üzerine yapacağı itirazın değerlendirilmesi için genel mahkemeler görevlidir. Bu durumda, tazminat ve cezalandırma istemleri bir arada değerlendirilmelidir.
İİK m. 338/1 çerçevesinde gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu, borçlu veya üçüncü kişinin mal beyanında dürüst ve doğru olma yükümlülüğünü düzenler. Suçun önlenmesi için mülkiyet durumunun eksiksiz beyanı gereklidir.
Netice
İİK m. 338/1’de düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşabilmesi için, somut olaya göre beyanda bulunan borçlu veya üçüncü kişinin gerçeğe aykırı ifadelerde bulunması yeterlidir. Bu suç, failin beyan ettiği ifadelerin doğruluğunu içermekle birlikte ayrıca bir neticenin gerçekleşmesini gerektirmez. Yani, suçun oluşabilmesi için alacaklının zarara uğraması veya başka bir sonuca ulaşılması şart değildir.
Bu bağlamda, suçun oluşumu tamamen beyanın gerçeğe aykırılığına bağlıdır. Alacaklının zarar görmesi suçun unsurları arasında yer almaz ve suçun somut bir zarara yol açması gerekmez. Suç, gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin kasten yanıltıcı ifadelerde bulunmasıyla ortaya çıkar.
Sonuç olarak, İİK m. 338/1’de düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu, failin beyan ettiği ifadelerin doğruluğuna odaklanan bir suç şeklidir ve suçun oluşumu için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmaz.
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçunun Manevi Unsuru
Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur. Kanun koyucu suçun işlenişinde failde özel bir amaç veya saik aramamaktadır. Failin söz konusu gerçeğe aykırı beyanları bilerek ve isteyerek vermesi gerekmektedir.
İİK m. 338/1’de düzenlenen suç ise yukarıda açıklandığı üzere neticesiz bir suç olduğundan ve failin fiili icra ederken öngörüp kabullenebileceği bir neticeden söz edilemeyeceğinden bu suçun olası kastla işlenmesi mümkün değildir.
Suçun Özel Görünüş Şekilleri
Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu neticesiz bir suçtur. Eğer bir suçun tamamlanmış sayılabilmesi için kanuni hareketin dışında bir neticeye yer verilmemişse bu suç icra hareketlerinin gerçekleştirilmesiyle tamamlanmış olacaktır. Dolayısıyla somut olayda failin suçu işlemek için gerçekleştireceği icra hareketleri bölünebilir vasıfta hareketler ise teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulabilecektir.
İİK m. 338/1’de düzenlenen suçun bir özgü suç türü olduğunu belirtmek gerekir. Dolayısıyla TCK m. 40/2 gereği, bu suçun işlenişine iştirak eden kişilerden ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olarak sorumlu olabilecek, suçun işlenişine katılan diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden sıfatıyla sorumlu olacaklardır.
Suçun Takip Usulü
İİK m. 338/1’de düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu, şikayete bağlıdır. İcra iflas suçlarından takip şikayete bağlıdır ve şikayet dilekçesi, doğrudan icra mahkemesine veya sözlü olarak icra mahkemesine sunularak yapılabilir. Ancak, suçun oluşabilmesi için failin İİK hükümlerine aykırı bir beyanda bulunmuş olması ve şikayetin usule uygun şekilde yapılması gerekmektedir. Beyanın hiç yapılmamış veya usule uygun olmaması durumunda suç oluşmaz.
Suçun Yaptırımı
İİK m. 338/1’de düzenlenen suçun cezası üç aydan bir yıla kadar hapistir. Bunun dışında maddede herhangi bir adli para cezası belirlenmemiştir.
TCK m. 66 gereği suçun dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Ceza zamanaşımı süresi ise TCK m.68/1 gereği on yıldır.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Evrim ÜSTÜNDAĞ