Fiilin Niteliğine Göre Suçların Sınıflandırılması
Suçlar, çeşitli kriterlere göre tasnif edilebilir, bu kriterler arasında hareketin sayısı, şekli, önemi ve icrasının sürekliliği gibi faktörler yer almaktadır. Aşağıda bu kriterlere dayalı bir tasnif yapılacaktır.
Tek Hareketli Suçlar
Kanunun suçun oluşması için tek bir hareketi yeterli gördüğü durumlarda, tek hareketli suçlardan bahsedilir.
Hukuki anlamda önemli olan, tek bir fiilin varlığıdır.
Birleşmiş Hareketli Suçlar
Bazı durumlarda kanun koyucu, ceza normunda birden fazla hareketi gösterir ve suçun oluşabilmesi için bu hareketlerin tamamının gerçekleşmesini ister. Tek bir hareketin gerçekleşmemesi durumunda fail cezalandırılamaz.
Bu durumda birleşmiş hareketli suçlar, seçimlik hareketli suçlardan ayrılır. İkinci hareketin gerçekleşmemesi, ilk hareketi gerçekleştiren failin teşebbüsten sorumlu olmasını engeller. Örneğin, TCK m.207’de yer alan özel belgede sahtecilik suçu.
Bölünebilen veya Kesintili Suçlar
Amaç elde edilmese dahi ilk hareketin gerçekleşmesiyle tamamlanan suçlara bölünebilen veya kesintili suçlar denir.
Bu suç tipinde, gerçekleşmesi istenen sonuç, ilk hareketin gerçekleştirilmesinden sonra meydana gelmese dahi suç tamamlanmış sayılır. Failin amaçladığı sonuç gerçekleşirse, bu durum suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurunu oluşturur.
Bu suç tipi, birleşmiş hareketli suçlardan iki noktada ayrılır:
- Birleşmiş hareketli suçlarda ikinci hareketin gerçekleşmemesi suç tipinin tamamlanmamasına neden olur ve fail teşebbüsten cezalandırılamaz. Buna karşılık bölünebilen veya kesintili suçlarda, basit şeklindeki ilk hareketten sonra gerçekleşmesi istenen sonuç gerçekleşmese dahi suç tamamlanmış olur.
- Birleşmiş hareketli suçlarda ikinci hareketin bizzat fail tarafından yapılması gerektiği halde, bölünebilen veya kesintili suçlarda amaçlanan hareketin fail, mağdur veya üçüncü bir kişi tarafından gerçekleştirilmesi mümkündür.
Seçimlik Hareketli Suçlar
Ceza normlarında bazen birden fazla hareket, birbirinden bağımsız olarak gösterilir. Herhangi birinin gerçekleşmesiyle suç oluşur. Örneğin, hakaret (TCK m.125), sahtecilik (TCK m.204). Seçimlik hareketlerin tamamının gerçekleşmesi, suçun birden fazla olduğuna işaret etmez. Ortada yine tek bir suç bulunur.
İtiyadi Suçlar
Fiilin bir defa değil, birkaç defa işlenmesi gereken suçlardır. Diğer bir deyişle, fiilin bir defa işlenmesi suçun oluşması için yeterli değildir.
Eylem, failde itiyadın varlığını gösteren şekilde belirli bir sayıda tekrarlanmalıdır. Suç, itiyadın varlığını gösteren son hareketin yapıldığı anda tamamlanmış olur.
Basit itiyadi suçlarda, suçun gerçekleşmesi belirli bir fiilin çeşitli defalar tekrarıyla bağlantılıdır. Nitelikli itiyadi suçlarda ise, suçun temel şekli bakımından itiyat aranmaz. Ancak itiyadın varlığı, cezanın artırılmasını gerektirir.
Ceza kanunumuzda itiyadi suçlara özel bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinin (h) bendinde, itiyadi suçlunun tanımı yapılmıştır. Buna göre; “kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda iki defadan fazla işleyen kişi itiyadi suçludur.”
İcrai ve İhmali Suçlar
İcrai hareket, yasak şeklinde ortaya çıkan ve toplum düzenini bozan davranışların yapılmamasını emreden normlara aykırılıktır. Başka bir deyişle, “yapma” veya “işleme” diyen, yasaklama kuralını bozan olumlu davranışlar icrai suçları oluşturur. Örneğin, “başkasını öldürmeyeceksin” (TCK m.81, kasten öldürme suçu).
Emredici hukuk kuralına aykırılık, olumsuz davranışları ihmali suçları oluşturur. İhmali suçlara örnek olarak; aşı, hastalığı veya yaralanması nedeniyle veya başka bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kişiye yardım etmeme veya durumu derhal ilgili makamlara bildirmeme (TCK m.98/1), kaçak olan tutuklu veya hükümlüyü bildirmeme (TCK m.284/1).
İhmal halinin cezalandırılabilmesi için bir zarar neticesinin ortaya çıkıp çıkmadığına bakılmaz, salt ihmalin yapılmasıyla suç tamamlanır. İcrai suçlar (sırf hareket suçları) teşebbüse elverişliyken, saf (gerçek) ihmali suçlarda teşebbüs hali gerçekleşmez.
İhmal Suretiyle İcra Suçları veya Garantörsel İhmali Suçlar
Özellikle sırf hareket suçlarının aksine, hareketle neticenin birbirinden ayrılabildiği neticeli suçlarda netice, icrai bir davranışla değil, ihmali bir hareketle de meydana getirilebilir. Bu durumda, aslen icrai bir davranışla işlenebilecek bir suç, ihmali bir hareketle gerçekleştirildiği için “ihmal suretiyle icra suçu” olarak adlandırılır. Doktrinde ihmal suretiyle icra suçlarına görünüşte ihmali suçlar, gerçek olmayan ihmali suçlar, olumsuz hareketli icabı suçlar, garantörsel ihmali suçlar da denir. İhmal suretiyle icra suçlarında, belirli bir neticenin gerçekleşmesini önlemek hususunda özel bir yükümlülük altında bulunan fail, bu neticenin gerçekleşmesine neden olmasa bile, oluşumunu engellemediği için ihmali davranışla suç işlemiş kabul edilir. Örneğin; boğulmakta olan bir kişiyi kurtarmayan cankurtaran.
Bu tür suçlarda, kişinin neticeye sebep olan pozitif bir davranışı bulunmaz. Ancak neticenin meydana gelmesini istediği veya kayıtsız kaldığı için, hareketsiz kalmakta ve yasada icrai bir davranışla gerçekleştirilmesi düşünülen zararlı sonuç, onun hareketsizliği sayesinde meydana gelmektedir. Failin sorumluluğunun nedeni, müdahale eksikliğidir.
İhmal suretiyle icra suçlarında, ihmali suçların aksine sadece menfi hareketin yapılması suçun oluşması için yeterli değildir. Hareketin sonucunda neticenin de gerçekleşmesi aranır. Neticenin gerçekleşmemesi durumunda ise, şartlar mevcutsa teşebbüs girişiminden bahsedilebilir.
Teşebbüsün başlangıç anı olarak kabul edilen baskın görüş, teşebbüsün başlangıcı olarak korunan yarar bakımından doğrudan bir tehlikenin doğduğu anı kabul eder. Hemen müdahale edilmediğinde hukuki yarar somut bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaksa bu durumda teşebbüs başlamıştır. Örneğin, çocuğunu emzirmeyen anne bakımından, teşebbüs anı, emzirmemeye başladığı ilk an değil, bu durumun çocuğun hayatını tehlikeye soktuğu andır.
Serbest Hareketli- Bağlı Hareketli Suçlar
Suçun hareket şeklinin tipte belirtilmiş olması halinde bağlı hareketli suçtan, neticenin herhangi bir şekilde gerçekleştirilebildiği durumlarda ise serbest hareketli suçtan bahsedilir.
Örneğin, irtikap suçu tipte anlatıldığı için bağlı hareketli suç kabul edilir. Buna karşılık örneğin görevi kötüye kullanma suçunda, suç tipini oluşturan eylemin somutlaştırılmasından söz edilemez. Bu suçun oluşabilmesi için kasten görevin gereklerine aykırı hareket etmek yeterlidir (TCK m.257/1). Bu durumda ise serbest hareketli suçtan bahsedilir.
Ani Suç – Mütemadi Suç
Hareketin yapılmasıyla tamamlanan ve icrası devam etmeyen suçlara “ani suçlar” denir. Neticeli suçlarda, neticenin icra hareketleri tamamlandıktan hemen sonra meydana gelmesi şart değildir. Netice, icra hareketleri tamamlandıktan bir süre sonra da meydana gelebilir. Önemli olan yukarıda belirtildiği gibi neticenin bir süre daha devam etmemesidir. Ani suçlara örnek olarak kasten öldürme.
Buna ek olarak, tipik hareketin yapılmasıyla tamamlanan ve icrası devam eden suçlara “mütemadi suçlar” denir. Mütemadi suçlara örnek olarak, TCK m.109 (kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu).
Sonuç
Ceza hukuku, karmaşık ve hassas bir alandır ve bireylerin temel haklarını doğrudan etkileyebilen bir disiplindir. Bu nedenle, ceza hukuku konularında uzmanlaşmış avukatlardan yardım almak, adaletin sağlanmasını temin etmek ve müvekkilin haklarını korumak için kritik öneme sahiptir.
Uzman ceza avukatları, hukuki detaylar, delil değerlendirmeleri ve yasal süreçler konusunda geniş bir bilgi birikimine sahip olup, müvekkillerine adil bir yargılama süreci sağlamak ve en iyi sonucu elde etmek için etkili bir savunma stratejisi geliştirebilirler. Bu nedenle, ceza hukukuyla ilgili herhangi bir konuda uzman avukatlardan yardım almak, hukuki sorunlarla başa çıkma sürecini kolaylaştırır ve bireyin haklarını en iyi şekilde korumasını sağlar.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Evrim ÜSTÜNDAĞ