Feodalite Nedir?
Feodalite, Ortaçağ’ın tamamında kendini göstermiş ve merkezi devletlerin çıkmasıyla ortadan kalkmıştır. Farklı feodalite modelleri vardır: İngiliz, Alman, Fransız modelidir bunlar.
İngiltere’de feodalite; kendiliğinden gelişmiş, daha yavaş ilerlemiş ve daha geç çözülmüştür. Fransa’daki gibi ihtilal yaşanmamış, parlamenter rejim daha oturmuş biçimde çıkmıştır.
Fransa’da ani bir değişim sonucu feodal düzenden modern devlete geçilmiştir.
Almanya birliğini geç tamamlamış, modern devlete en son geçmiş, feodal unsurları tam tasfiye etmeden geçişi sağlamıştır, Nazi rejimi doğmuştur.
Ortaçağ Öncesi Dönem
Polisler tarihe karışmıştır. Roma İmparatorluğu bölünmüştür.
Antik Yunan düşünürlerinin görüşleri kaybolmuş, Epikürcü ve Stoacı okullar ortaya çıkmıştır.
Epikürcüler: Toplumun bir sözleşme sonucu oluştuğunu ilk kez ortaya atan okuldur.
Stoacılar: Doğal hukuku ileri sürmüşlerdir. (evrensel hukuk, dünya vatandaşlığı)
Ortaçağ Dönemi
Yitik dönem denilir.
Bir görüşe göre; Yeniçağ Avrupa kültürü antik olana bir dönüştür. Karşıt görüş; Yeniçağ Avrupa’sının ekonomi ve düşünce sistemi varlığını, antik olana bir dönüş değil, feodal dışı üretim ilişkilerinin yaratıcılarına borçludur. Yeniçağ Avrupa’sının ekonomisi ile kültürünü doğuran şey Avrupa feodalizmi ile skolastisizminin karşıtı düşüncedir.
Ortaçağın modern düşünceye hiç katkısının olmadığını ileri sürmek doğru bir yaklaşım olmaz. Antik medeniyetlerin birikiminden de yararlanılmıştır. Ancak, Avrupa aydınlanmasında feodal düzen ve skolastik zihniyet de, kendi antitezlerini üretmişlerdir. Bu nedenle aydınlanmayı, sadece antik değerlere bağlamak gerçeği yansıtmaz.
Modern devlet, polisin modern çağa uyarlanmış versiyonu değildir. Modern devlet, feodal düzenin tasfiye edilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Modern devlet, feodal örgütlenmenin antitezidir.
Feodaliteyi Ortaya Çıkaran Nedenler
Poggi, Modern Devletin Gelişimi eserinde feodaliteyi ortaya çıkaran üç nedenden söz eder.
Feodaliteyi ortaya çıkaran nedenler şunlardır:
- Kavimler göçü,
- Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü,
- Ulaşım ve ticaret yollarının Akdeniz’den kayması,
- Dini anlayış ve skolastik düşünme biçimi feodal örgütlenmenin ortaya çıkmasını desteklemiştir.
- Feodalite aynı zamanda Germen ve Hun akınlarına karşı bir savunma (bütün yerine küçük birimler olarak örgütlenmek) biçimidir.
- Feodalite, tam anlamıyla bir devletsizlik dönemidir.
- Feodalite, toplumun egemen zümrelerini, bir hiyerarşi içinde birbirine bağlayan kişisel ilişkiler bütünüdür.
Feodal Düzene Özgü Kurumlar
Commendatio, özgür ama güçsüz bireyin, güçlü olan başkasının korumasına sığınması, hükmü altına girmesi ve hizmetkârı olmasıdır. Vassal, lorduna itaat ve yardım eder, lord da vassalı korur.
Beneficium (Fief) dinsel, idari görev üstlenmiş kişi ya da topluluklara verilen toprak imtiyazıdır.
Immunitas bir bireyin ya da topluluğun mülkünün, bağlı olduğu otoritenin mali, askeri ve yargı gücünden bağışık olmasıdır. Bunun anlamı, toprak imtiyazını kullananın, hiçbir zaman o toprağın sahibi olamamasıdır.
Toprağın asıl sahibi kral, kullanma hakkını soylulara vermekteydi. Böylece toprak ve köylü üzerindeki yönetsel yetkileri kral değil, soylu kullanmaktaydı. Kral tebaası ile doğrudan ilişkiye girme olanağına sahip değildi. Kısaca güç, feodal yapıda (feodal birimlerdeki feodal beylere) parçalanmış durumdaydı.
Feodal beyler kendi toprakları üzerinde yasama, yürütme ve yargı işlevlerinin hepsine sahiptir.
Ekonomik Açıdan Feodalite
Tarımsal üretime dayanmaktadır. Ticaret yok gibidir. Küçük ölçekli, kapalı bir ekonomik yapıdır. Üretimin amacı değiş tokuş değil, toplumsal ihtiyaçları karşılamaktır.
Üretim fazlası serfe değil, feodal beye aittir. Serf toprağa bağlı köylüdür, en alt sınıftır.
Demesne serfleri: Sürekli lordun evine bağlı ve onun tarlalarında çalışan serflerdir.
Bordar: İki-üç dönümlük bir toprağı olan yoksul köylülerdir.
Cotter: Kendi toprağı olmayıp, sadece bir kulübesi olan karın tokluğuna çalışanlardır.
Serbest köylüler: Az da olsa vardır. Bir kısmı lordlarına sabit bir hizmet verir. Bazıları ortaklık usulü ile lordun topraklarını işler. Bazıları hizmet görmeyip lordlarına nakdi ödeme yapar. Az bir kısmı da kendi topraklarının yanında lordun topraklarının bir kısmını kiralayarak işlerlerdi.
Feodaliteden Merkezi Devlete
Feodalite, merkezi devletlerin ortaya çıkmasıyla ortadan kalmıştır. Bu süreç, feodalitenin iç çelişkilerinin ve toplumsal, ekonomik, siyasal ve düşünsel dönüşümlerin bir sonucudur.
Ekonomik Gelişme
Erken dönemde ekonomi pek az parayla yürürdü. Kilise ve soyluların sermayesi durağandı. İhtiyaç üretilip tüketiliyordu. Para ile alışverişten çok mal değiş tokuşu vardı. Ticaret düşük seviyede olduğundan fazla üretim yoktu.
Ticaret zamanla canlanmaya başladı. Haçlı seferleri ile tüccarlar kıtaya yayıldı, Akdeniz ticaret yolu Müslümanların elinden alındı, mevsimlik panayırlar kalıcı ticarete doğru gelişti.
Ticaretin gelişmesi kentleri de geliştirdi. Şehirlerde bir katedral ya da burg(kasaba) vardı. Kentler surlar sayesinde daha güvenli hale geldi.
Tarımsal üretim yöntemleri gelişti. Yeni topraklar tarıma açıldı, verimlilik arttı.
Uzun mesafe ticaretin canlanması ile ekonomi canlandı, kapalı ekonomiden çıkış süreci başladı. Değiş tokuş ekonomisinden para ekonomisine geçildi.
Avrupa kentlerinin çoğunun kuruluşu 12-13. yy.dır.
Ticaretin canlanmasıyla burglardan başka burg-dışı anlamına gelen yeni yerleşim yerleri oluştu.
Fauburglar ahşap surlarla etrafı çevrilen yerlerdir. Fauburglar canlılığın, genişlemenin sembolü oldu.
Kentlere göç hızlandı. Kentlerin özerkleşme talepleri ortaya çıktı.
Feodal Toplum Tipi: Cemaat
Ortaçağın toplumsal yapılanma biçimidir.
Kişiler birey olarak değil, topluluğa tabi olarak değerlendirilir.
Toplum kurallarına, geleneklere aykırı davranılmaz.
Cemaat içinde kalmak hayatta kalmanın şartıdır.
Cemaatin avantajları: Güvenlik – dayanışma – aidiyet
Cemaatin bedeli özerk alanın olmaması, cemaat içinde erime ve otoriteyi sorgulama yasağıdır.
Yükselen Sınıf Burjuva
Ticaretle uğraşırlar. Zaman burjuva sınıfının lehine işlemiştir.
Feodal yapı ticari çıkarlara uygun olmadığından kralla işbirliği yapıldı.
Burjuvanın istediği güvenliktir. Güvenliğin iki boyutu vardır: Hukuksal ve fiziksel güvenlik.
Hukuki güvenliğin sağlanmasının yolu, yerel otoritelerin üzerinde olan merkezi iktidar, hukuku düzenlemelidir. Yerel ve farklı kuralların olduğu ortam ticaret için güvenli değildir.
Feodal birimler arasında kalan geniş bölgelerde fiziksel güvenlik ihtiyacını merkezi güç sağlayabilir.
Burjuva – Kral İşbirliği
Burjuva vergi vererek hukuksal ve fiziksel güvenliğini sağlamıştır. Kral, burjuvaya güvenlik sağlayarak iktidarını güçlendirmiştir.
Kral güçlendikçe, yerel birlikler olan loncaları kaldırmıştır. Böylece kentler güçten düşmeye (kral lehine) başlar ve tekelleşmenin önüne geçilmesi burjuvanın işine yaramıştır.
Bölgeciliğin yerini ulusçuluk almaya başlamıştır. (Soylu: İnsanlar iki efendiye birden hizmet edemezler. Bu vatana hizmet tutarsa, feodal lordların otoritesi de kilisenin otoritesi de çöker.)
Kralın gücü mali gücüne bağlıdır. Burjuvazi ile işbirliği sonucu düzenli vergi geliri (örneğin Fransa’da taille vergisi) doğmuştur. Burjuvaziden borç da alınabiliyordu.
Maaşlı kralın memurları para vergisi toplayabilir, bu parayla düzenli ordu kurulabilirdi.
Bu işbirliği feodal beylerin ve kilisenin işine yaramamıştır.
Hukuk ve iktidar kilisenin etkisinden kurtulmuştur. Kilise vergilendirilmek istenmiştir. Kilise ülkenin içişlerine karışmayı doğal bir yetki olarak görüyordu. Kilise mahkemeleri dışında kralın mahkemeleri oluşturuldu.
Kral ile feodal beyler doğal düşmandır. Magna Carta bu çatışmaya bir örnektir.
Magna Carta Libertatum – 1215
Feodal beyler, İngiliz Kralı 1. John’u (Yurtsuz John) zorlayarak elde ettikleri, karşılıklı yetkileri ve hakları içeren belgedir. Amaç, kralın kanunlara uymasını sağlamak ve feodal beylere haklar tanıyarak bu hakları güvence altına almaktır. Feodal beyler geniş imtiyazlar elde etmiştir.
En önemli üç maddesi:
- Hiçbir hür insan (serfleri dışlıyor), kanunlara başvurulmaksızın tutuklanamaz, hapsedilemez, mülkü alınamaz, sürülemez veya herhangi bir şekilde yok edilemez.
- Adalet satılamaz, geciktirilemez, hiçbir hür insan ondan yoksun bırakılamaz.
- Kanunlar dışında hiçbir vergi, kurula danışılmadan, toplanamaz.
Öznel anlamı: Ortaya çıktığı dönemin koşullarında sahip olduğu anlamdır. Anlaşmayı ortaya çıkaran dinamik, feodal beylerin feodalitenin çöküşüne gösterdikleri tepkidir. Kralın feodal beylerden bağımsız hareket etmesinin önüne geçilmiştir.
Feodaliteyi bir anlamda restore etmiştir. Öznel anlamda bakıldığında Magna Carta geriye gidiştir.
Nesnel anlamı: Ortaya çıktığı koşullardan bağımsız, daha sonra yüklenen anlamdır. Belge, iktidarın sınırlandırılması yolunda önemli bir adımdır.
Etkisi ABD anayasasında bile görülmektedir. Sonraları hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ilkesinin ve birey haklarının dayanağı olarak görülmüştür.
Mutlak Monarşi
Feodal unsurların tasfiyesi ile ortaya çıkmıştır. Feodaliteden farkı; düzenli ordu, kalıcı bürokrasi, ulusal vergiler, tek hukuk, tek pazar gibi konularda merkezileşmedir.
Vergi toplama; önceleri suiistimal olarak nitelendirilmiştir. Modern devletle düzenli olmuştur.
Merkezileşmeyi üçe ayırıyoruz.
- Coğrafi merkezileşme,
- Siyasal merkezileşme,
- Gücün merkezileşmesi (şiddet tekeli).
Siyasal merkezileşme: Hukuksal ve idari iki boyutu vardır. Kral tüm yetkileri kendinde toplamıştır. Siyasal iktidar egemenlik niteliğini kazanmıştır.
İdari boyut olarak, ülke çapında bürokrasi örgütlenmesi doğmuştur. Bürokrasi modern devletin makine dairesidir. Modern devlette bürokrasiye bağımlılık mutlaktır.
Bürokrasi: İki özelliği, gelişmiş işbölümü ve uzmanlaşmadır. Ussallaşmanın özgül biçimidir, rasyoneldir, toplu eylemi düzenli toplumsal eyleme dönüştürmenin aracıdır. Hesaplanabilir, akla dayalı kurallar bürokrasi için vazgeçilmezdir, duygusal öğelerden arındırılmalıdır. İnsanlar üzerinde otorite uygulamanın en ussal aracıdır.
- Asayiş bürokrasisi: Ordu – polis
- Sivil bürokrasi: Nüfus – vergi
Weber’e Göre Bürokrasinin Özellikleri
Bürokratik yönetim, belirli kurallara göre, hiyerarşi içinde, sınırları belli sorumluluklarla yönetilir.
Kamu hizmeti uzmanlığa dayanır, istihdam özel sınavlara dayanır.
Bürokratik yönetim, yazılı belgelere ve kuralların olaylara tarafsız uygulanmasına dayanır.
Kamu hizmetlisi yeteneğe göre değil, belli kamu görevinin uygulayıcısı olarak iş yapar.
Bürokrasiye Eleştiriler
Ahlaki sorumluluk yerine teknik sorumluluğu koyar.
Emir ve emrin sonucu arasındaki illiyet bağını koparır.
Hantallaşarak iş göremez hale gelebilir.
Neoliberal eleştiri: Piyasadan daha az verimlidir ve bürokratların rant sağladığı mekanizmadır.
Hukuki boyut olarak, hukukun kaynağı artık merkezi iktidar olmuştur.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN