Ceza Muhakemesinde İtiraz (CMK m. 367)
İtiraz, hâkim kararları ve yasanın açıkça gösterdiği durumlarda mahkeme kararlarına karşı başvurulabilen bir olağan kanun yoludur.
İtiraz incelemesi, itiraz edilen hükmün hem maddi hem de hukuksal yönden incelenmesini kapsar. İtiraz mercii, dosya kapsamındaki araştırma ile bağlı değildir. Kendisi de konu ile ilgili araştırma yapabilir.
Olağan kanun yolları, henüz kesinleşmeyen hükümlere karşı başvurulan yasa yollarıdır. Yani bir hüküm kesinleşmediyse bu hükme karşı kanun yoluna başvurulabilir. Olağan kanun yolları, itiraz, istinaf ve temyizdir.
Mahkeme ve yargıç kararlarına karşı;
- Cumhuriyet savcısı,
- Şüpheli,
- Sanık,
- Müdafi,
- Katılan sıfatına sahip olanlar,
- Yasal temsilci veya eş
Cumhuriyet savcısı hem sanık aleyhine hem de lehine kanun yoluna başvurabilir. Cumhuriyet savcısı kanun yolu başvurusunda sanığın lehine veya aleyhine başvurup başvurmadığını açıkça belirtmelidir. Yoksa başvuru şüpheli veya sanığın lehine sayılır. Cumhuriyet savcısı sanık lehine başvurduğunda, yeniden verilen hüküm önceki hükümde belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içermez (CMK m. 265). Ancak yeniden yapılan incelemede suç vasıf değiştirebilir.
Örneğin bilinçsiz taksirle verilen hüküm olası kasta çevirebilir. Bu husus aleyhe değiştirme yasağı olarak adlandırılır.
Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla yasa yollarına başvurabilir. Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişinin açık rızası olmadan da yasa yoluna başvurabilir.
Şüpheli veya sanık, kendisini ilgilendiren kararlara karşı kanun yoluna başvurabilir. CMK madde 263/1’e göre; “Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.” Katılan Cumhuriyet savcısından bağımsız olarak kanun yoluna başvurabilir.
CMK madde 262’ye göre; “Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler.”
Kanun yoluna başvurma, kural olarak hükmün kesinleşmesine ve yerine getirilmesine engel olur. Ancak itiraz kanun yoluna başvurulması hükmün yerine getirilmesini engellemez. Fakat kararına itiraz edilen makam veya kararı inceleyen merci geri bırakılmasına karar verebilir. Bu hususun da istisnası vardır. Eğer gözlem altına alınma kararına itiraz edilirse karar yerine getirilmez(CMK m. 74/4).
Hükme karşı yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya şüpheli tarafından kanun yoluna başvurulduysa, yeniden verilecek hüküm, önceki hükümde verilen cezadan daha ağır olamaz. Ancak suçun niteliği yönünden aleyhe bozma mümkündür.
Denetim muhakemesi dediğimiz kanun yollarına müracaat etmenin bazı etkileri vardır. Bu etkiler üç adettir. Bunlar;
- Aktarma etkisi; bir dosya hakkında mahkemenin verdiği kararın, kanun yoluna müracaat edildiğinde o dosya hakkında üst mahkemenin denetim yapmasıdır.
- Yayılma etkisi; denetim muhakemesine başvurmanın diğer sanıklara olan etkisi kast edilir. CMK madde 306 buna örnektir. Bu hükme göre; “Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.”
- Durdurma etkisi; Verilen kararın hukuksal kesinliğinin ortaya çıkmasını ve bu çerçevede kararın infazını engellemesi anlamına gelmektedir.
Olağan kanun yolları, itiraz, istinaf ve temyiz olmak üzere üç şekilde incelenmektedir.
İtiraza Konu Edilebilecek Kararlar
İtiraz konusu yapılabilecek iki tür karar vardır. İlki hâkim kararları diğeri de kanunda açıkça düzenlenen mahkeme kararları. Bu husus CMK madde 367’de düzenlenmektedir. Bu hükme göre; “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.” İtiraz kanun yoluna kesinleşmemiş kararlara karşı başvurulabilir.
Hâkim kararlarına örnek olarak; Sulh ceza hâkiminin soruşturma evresinde verdiği kararlar, koruma tedbirlerine ilişkin Sulh ceza hâkiminin kararları verilebilir.
Bunun yanı sıra mahkeme kararlarına karşı açıkça öngörülen durumlarda itiraz yolu açıktır. Mesela tutuklama kararları Sulh Ceza Hâkimi verebilir ama kovuşturma evresinde mahkeme de verebilir, durma kararına karşı itiraz yolu açıktır, zorlama amaçlı elkoyma kararına karşı 248/8’de itiraz yolu açık bir şekilde öngörülmüştür. Yani mahkeme kararlarına karşı da açıkça kanunun öngördüğü hallerde itiraz yoluna müracaat edilebilir.
İtiraz Usulü
İlgililerin kararı öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz yapılacaktır. Sözlü olarak da yapılabilir ama bu tutanağa geçirilecektir veya dilekçe ile kararı veren mercie itiraz başvurusu yapılabilir. Kararına itiraz edilen mercii veya mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltecektir.
Yerinde görmezse en çok 3 gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan mercie bu başvuruyu gönderecektir. Söz konusu merciiler Ceza Muhakemesi Kanunu madde 268’de düzenlenmiştir. Özellikle Sulh Ceza Hâkimliğinin tutuklama kararına karşı yapılan itiraza değinecek olursak, madde 268/3-b’ye göre; “Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.”
CMK madde 268/3-c bendine göre; “Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.”
CMK madde 270’e göre; “İtirazı inceleyecek merci, yazı ile cevap verebilmesi için itirazı, Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilir.”
Madde 271’de itiraz inceleme usulü düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca; “Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafi veya vekil dinlenir.
İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.
Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.”
Ceza Avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ