Ceza Muhakemesinde İstinaf Kanun Yolu
İstinaf; ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin maddi ve hukuki yönden denetlenerek hukuka aykırılıklarını gidermek için getirilmiş bir hukuksal çaredir.
Bu kanun yoluyla artık iki dereceli denetim muhakemesi kanunumuzda düzenlenmiş bulunmaktadır. Birinci derecede denetleyecek merci Bölge Adliye Mahkemeleri, istinaf yolunda yetkili merci olarak karşımıza çıkmaktadır.
İkinci olarak da istinaftan sonraki aşamada yine temyiz merci olarak Yargıtay denetim muhakemesini yapacaktır.
İstinaf kanun yolunun özelliklerini inceleyecek olursak; İstinaf hem hukuki hem maddi denetim yapar. Bu haliyle istinaftan önceki temyiz mahkemelerinin görevini yürütmektedir. Yani istinaf incelemesinde her şey tekrardan ele alınmaktadır. Burada istinaf incelemesi tam inceleme ve kısmi inceleme olarak ayrılmaktadır.
Tam istinaf; ilk derece mahkemesinden gelen dosyanın yeniden tüm işlemleriyle ele alınmasıdır. Yani ilk derece mahkemesi ne yapıyorsa istinafın da onu yapmasını ifade eder. Kısmi istinaf ise; sadece eksik olan kısımların giderilmesi, tamamlanması anlamına gelmektedir. Hukukumuzda şu an kısmi istinaf uygulaması söz konusudur.
İstinaf yargılamasında yeni deliller ileri sürülebilecektir, görülen eksiklikler giderilebilecektir, tanık dinleyebilecektir, bilirkişi raporu aldırılabilecektir, keşif yapılabilecektir. Fakat bunlar zorunlu değildir, tamamen eksik görülmüşse, ilk derece mahkemesi yapmamışsa ya da yapmış ama yeterli bir sonuç alınamamışsa istinaf mahkemesi bu işlemleri yapabilir.
İstinaf kural olarak istem üzerine işletilebilir ama otomatik istinaf yolu da kanunda öngörülmüştür.
CMK 272. maddede; “İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re’sen incelenir.” Buna rağmen kural olarak istinaf incelemesi talep üzerine olur.
Yine istinaf incelemesine tabii kararlara örnek olarak CMK madde 272’2 verilebilir. Buna göre; “Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir.”
İstinaf kanun yoluna başvurulması hükmün uygulanmasını engeller. Durdurma etkisi denen bu etki istinafta kendini gösterir.
İstinafa Götürülemeyen Kararlar
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bazı kararlara karşı istinaf kanun yolu denetimi yapılması öngörülmemiştir.
CMK madde 272/3’e göre;
- Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine,
- Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine,
- Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
İstinaf Başvurusunun Usulü
İstinaf başvurusu, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde istinaf istemi hükmü veren mahkemeye yapılacaktır. Yine dilekçe verilmek suretiyle veya zabıt kâtibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle ve bunun tutanağa geçirilmesi suretiyle bu başvuru yapılabilir. Bu husus 273. Maddede de hüküm altına alınmıştır.
Hükme karşı başvuru hazır olanlara karşı tefhim ile başlar. Ancak hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.
Kanun yoluna başvuru süreleri her zaman için hak düşürücü süredir. Süre geçtikten sonra müracaat edilirse söz konusu talep incelenmez. Tek bir olasılık vardır, geçerli bir mazereti varsa eski hale getirme mümkün olabilir; şartları varsa, süreyi kusursuz bir şekilde geçirmişse bu ihtimalde istinaf veya diğer kanun yollarına başvuru imkânı olabilecektir.
Ceza Muhakemesi Kanunu madde 276’da istinaf başvurusunun ilk incelemesi düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca;
“İstinaf istemi, kanunî sürenin geçmesinden sonra veya aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacak bir hükme karşı yapılmışsa ya da istinaf yoluna başvuranın buna hakkı yoksa, hükmü veren mahkeme bir kararla dilekçeyi reddeder.
İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı veya ilgililer, ret kararının kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bölge adliye mahkemesinden bu hususta bir karar vermesini isteyebilirler. Bu takdirde dosya bölge adliye mahkemesine gönderilir. Ancak, bu nedenle hükmün infazı ertelenemez.”
Dosya BAM’a gönderildiğinde BAM bir ön inceleme yapar. Bu ön inceleme usulünün düzenlendiği madde 279/1-b bendine göre; “Bölge adliye mahkemesine başvurunun süresi içinde yapılmadığının, incelenmesi istenen kararın bölge adliye mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının, başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması hâlinde istinaf başvurusunun reddine, karar verilir.”
İstinaf İncelemesinde Verilebilecek Kararlar
Bölge Adliye Mahkemesi, dosyayı ve dosya ile birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra aşağıdaki kararlardan birini verir:
İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İstinaf incelemesi yapan BAM, ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir (CMK m. 280/1-a).
İstinaf Başvurusunun Düzeltilerek Esastan Reddi
İstinaf incelemesi sonucu, 303’üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir. 303. maddenin ilgili fıkraları şu şekildedir;
- Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse.
- Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.
- Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece anığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.
- Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.
- Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.
- Türk Ceza Kanunu’nun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise.
- Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanunu’na göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.
Bu hallerin varlığında BAM, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı düzelterek onar.
İstinafın Bozma Kararı
İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir.
Bu durumda yerel mahkeme kendisine geri yollanan dosya hakkında yeniden karar verir.
İnceleme BAM’ın bozma kararına uygun yapılır. Çünkü istinafın bozma ilamına karşı direnme yasağı vardır. Bu yasak madde 284’te bulunmaktadır. Bu hüküm uyarınca; “Bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez; bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemez.”
İstinafta Hükmü Kaldırma Kararı
Diğer tüm hallerde ise, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verilir. Bu durumda BAM yeni bir hüküm kurar. Böylece BAM dosyayı bizzat karara bağlayacaktır. Bu husus madde 280/2’de şu şekilde düzenlenmiştir; “Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.”
Son yani 3. Fıkrada ise kanun yoluna başvurmanın yayılma etkisi düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca; “Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar.”
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ