Ceza Muhakemesinde Delil Yasakları
Delil yasakları, ceza muhakemesinde her türlü delilin kullanılamayacağı, bazı delillerin elde edilmesi ve değerlendirilmesinin sınırlandırıldığı durumları ifade eder.
Anayasa m.3 8/6’ya göre; yasaya aykırı elde edilmiş bulgular kanıt olarak değerlendirilememektedir. Hukuka aykırı delil, hukuk sistemine, dolayısıyla da hukuk kurallarına aykırı biçimde elde edilmiş delildir. Ortaya konulan kayıtların kanuna aykırı olarak elde edilmiş olması halinde bu kanıtların hükme esas alınmaları mümkün değildir.
Hukuka aykırılığın kesin olarak tespit edilememesi halinde ise hukuka aykırılığın bulunduğu yönünde karar verilmelidir.
Delil Yasaklarının Türleri Nelerdir?
Delil yasakları, delil elde etme yasakları ve delil değerlendirme yasakları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Delil Elde Etme Yasakları
Delil elde etme yasakları; konuda, araçta, yöntemde ve nispi yasaklar olmak üzere dörde ayrılmaktadır:
İspat Konusu Yasaklar
Kanıtların konuları nedeniyle kanıt olarak kullanılmasının yasak olması halidir.
Örneğin müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. Ya da uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
İspat Aracı Yasakları
Delilin elde edilmesinde bazı araçların kullanılması yasaktır. Bu araçlarla elde edilen deliller hükme esas alınamaz. Örneğin sanıklarla tanıklıktan çekilebilecek kişiler arasındaki mektuplar delil olarak kullanılamaz.
İspat Yöntemi Yasakları
Kanıtların elde edilmesinde bazı ispat yöntemlerinin kullanılması yasaktır. Örneğin şüpheli veya sanığın ifadesi alınırken hukuka aykırı bir yöntem izlenmişse bu ifade delil olarak kullanılamaz.
Nispi İspat Yasakları
Nispi ispat yasakları, delillerin elde edilmesinin belirli kişi ya da makamlar tarafından gerçekleştirilmesi veya belirli kişilerin emir ve kararı doğrultusunda yerine getirilmesi konusundaki yasaklardır.
Örneğin CMK m. 148/5 gereğince kolluk görevlileri, şüphelinin aynı olayla ilgili ifadesini bir kez alabilir. Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması gerekirse, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.
Delil Değerlendirme Yasağı Ne Demek?
Delil değerlendirme yasağı, delillerin değerlendirme yetkisine sahip kişilerin, toplanan delilleri ispat amacıyla kullanmalarına getirilen sınırlamalardır.
Aydınlatma Yükümlülüğünü İhlal
Şüpheli veya sanık, kendisine yöneltilen suçlamayı bilmek, ifade vermeyip susmak, avukat tutmak ve onunla hukuki destek almak, avukat tutacak durumu olmadığında baronun kendisine bir avukat atamasını talep etmek, somut kanıtların araştırılmasını ve kanıt sunmak, yakınlarına durumunun bildirilmesini istemek gibi haklara sahiptir.
Bu haklar, şüpheli veya sanığa anlatılmalıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu, bu hakların anlatılmamasının ne olacağını söylemese de haklar anlatılmadan alınan ifade ve sorgu sonucu elde edilen kanıtlar, değerlendirme yasağına girer ve delil olarak kullanılamaz.
Tanıklıkla İlgili Yükümlülükleri İhlal
Tanıklıktan çekinebilecek kişilere tanıklıktan çekinme haklarının bulunduğu bildirilmelidir. Bu durum bildirilmeden dinlenen tanığın beyanları delil olarak değerlendirilemeyecektir. Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi, duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz.
Koruma Tedbirleriyle İlgili Hükümlerin İhlali
Şüpheli veya sanık, tanıklık yapmaktan kaçınabilecek kişilerle kurduğu iletişim kaydedilemez.
Telefonla veya başka bir yolla yapılan iletişimin izlenmesi esnasında, devam eden soruşturma veya dava ile alakası olmayan ve sadece katalog suçlarından birine dair şüphe uyandıran bir kanıt bulunursa: bu kanıt saklanır ve Cumhuriyet Savcılığına hemen haber verilir. Fakat iletişimi izlenen kişi haricindeki kişilerin izlenen araç üzerinden yaptıkları görüşmenin izlenmesi, kaydedilmesi ve değerlendirilmesi mümkün değildir. Çünkü önlem, sadece kararda belirtilen kişi ve telefon için geçerlidir.
Yasak Ağacın Zehirli Meyvesi İlkesi Ne Demek?
Hukuka aykırı deliller vasıtasıyla elde edilen diğer deliller “zehirli ağacın meyvesi” olarak kabul edilir ve yargılamada kullanılamaz. Türk hukukunda genel kabul gören görüşe göre, hukuka aykırı delilden yola çıkılarak elde edilen deliller da hukuka aykırıdır.
Stj. Av. Nesrin KOŞAR & Av. Ahmet EKİN