Aile Hukuku Kavramları ve Aile Hukukuna Hakim İlkeler
Aile Nedir?
Aile, aralarında evlilik ve kan bağı bulunan, eşler, çocuklar, kardeşler, anne, baba gibi bireylerin oluşturduğu ve toplum içindeki en küçük bütündür. Aile, yaşamakta olduğumuz toplumun temelini oluşturan en küçük birimdir. Toplumdaki dengeyi oluşturan aile, hukukla da korunmaktadır.
Aile Kavramının Hukukumuzdaki Yeri Nedir?
Aile hukuku, aile birliğinin güvenli, huzurlu şekilde muhafaza edilmesini sağlayan aile hukuku alanı son derece önemli olup aile kavramı Anayasamızın 41. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.”
Aile hukuku, Türk hukuk sisteminde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun ikinci kitabında düzenlemiştir. Aile hukuku; kanunumuzda 3 bölüme ayrılmıştır. Bunlar;
1) Evlilik Hukuku
2) Hısımlık Hukuku
3) Vesayet Hukuku
Aile Mahkemesi Nedir?
Aile mahkemesi, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlere bakan özel bir mahkemedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile kurulan Aile Mahkemesi, işbu kanuna göre, kural olarak her yargı çevresinde yeterli sayıda kurulmalıdır.
Ancak, aile mahkemesinin kurulamadığı yargı çevrelerinde, asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmaktadır.
Aile Mahkemesinin Amacı ve Görevleri Nelerdir?
Aile mahkemesinin amacı; ailenin, çocuğun ve engellilerin korunmasını sağlamaktır.
Aile mahkemesinin görevi, genel olarak, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlere bakmak olup Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;
Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler:
“1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre ailehukukundan doğan dava ve işler,
2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,
3. Kanunlarla verilen diğer görevler.”
Bunlara örnek vermek gerekirse;
- Boşanma davası
- Mal rejimi davası
- Velayet davası
- Nafaka davası
- Evlenmenin iptali davası
- Boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat davaları
- Boşanan kadının bekleme müddetinin süresinin kaldırılması
- Aile konutu şerhi konulması veya şerhin kaldırılması davası
- Aile soyadının değiştirilmesi davası,
- Babalık davası
- Soybağının reddi davası
- Evlat edinme ve evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası
- Çocuğun ve kadının korunması ve uzaklaştırma
Gibi tedbirler ve davalar aile mahkemesinin görev alanına girer.
Evlilik Nedir?
Evlilik, karşı cinsten iki kişinin; dinin, hukukun veya toplumun uygun gördüğü şekilde hayatlarını birleştirmek amacıyla resmi olarak evlendirmeye yetkili kişinin yani evlendirme memurunun önünde bir araya gelerek karşılıklı iradelerini açıklamalarıyla kurulan aile birliğidir
Evlilik Hukuku Nedir?
Evlilik hukuku, evlilik birliğinden doğan hukuki ilişkileri düzenlemekte olup aile hukuku kitabının birinci kısmında düzenlenmiş ve dört bölümden oluşmaktadır. Bunlar;
1. Evlenme (TMK md. 118-160)
2. Boşanma ( TMK md. 161-184)
3. Evliliğin Genel Hükümleri (TMK md. 185-201)
4. Eşler Arasındaki Mal Rejimi (TMK md. 2020-281)
Tüm bu hukuki ilişkiler ve hükümler, ilerleyen makalelerde ayrıntılı şekilde irdelenecektir.
Hısımlık Nedir?
Hısımlık, kişiler arasında bulunan akrabalık ilişkisini ifade etmekte olup kişiler arasında doğal veya hukuki bir nedene dayanan hukuksal bağdır. Hısımlık sadece gerçek kişiler bakımından bulunmakta, tüzel kişiler bakımından hısımlıktan bahsetmek mümkün olmamaktadır.
Hısımlık, Türk Medeni Kanunumuzun 129. Maddesinde evlenme engeli olarak düzenlenmiştir;
“Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:
1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,
3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.”
Hısımlık hukuku, hısımlık ilişkisinden doğan hukuki sonuçları barındırmakta olup aile hukuku kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş ve iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar;
1. Soy bağının Kurulması ( TMK md. 282-363)
2. Aile ( TMK m. 364-394)
Vesayet Nedir?
Vesayet, reşit olmayan küçüklerin veya yasal hakları kısıtlı olanların, haklarının korunmasını ve hukuken temsil edilmesini sağlayan kurumdur. Mahkemece atanarak söz konusu bireyleri temsil eden kişilere vasi denmektedir.
Vesayet Hukuku, aile hukuku kitabının üçüncü kısmında düzenlenmiş olup üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar;
1. Vesayetin Düzeni ( TMK md. 396-437)
2. Vesayetin Yürütülmesi ( TMK md. 438-469)
3. Vesayetin Sona Ermesi ( TMK md. 470-494)
Aile Hukukuna Hakim İlkeler Nelerdir?
1) Süreklilik İlkesi:
Aile Hukukumuza konu olan ilişkiler nitelikleri itibariyle sürekli ilişkilerdir. Çünkü; aile aynı zamanda ahlaki, manevi ve dini temelli bir kavramdır. Hatta aile kavramı birçok toplumda olduğu gibi Türk toplumunda da kutsal niteliğe sahiptir. Bu sebeple aile hukukuna konu olan ilişkiler; kısa süreli, şarta bağlı ve geçici özelliğe sahip değildir. Aile Hukukuna konu olan birlik; sürekli ve ömür boyunca sürecek bir ilişki olarak kurulmalıdır.
2) Birlik İlkesi:
Türk Medeni Kanunumuzun 185. Maddesinde;“Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır. Bu maddeden de yola çıkarak dar anlamdaki aile kavramının üyelerinin tek başlarına aile hukukunda yer bulmadığını, her ferdin ailenin bir parçası olduğunu ve ailenin bir bütün olarak değerlendirildiğini söylemek mümkündür. Kadının ve çocukların erkeğin soyadını alması da birlik ilkesinin bir sonucudur.
3) Zayıfları Korunması İlkesi:
Türk Aile Hukuku bakımından bu ilke kanunumuzda; çocukların; anne ve babalarından korunması olarak yer edinir. Eski Medeni Kanunda kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanamamış olmasından dolayı kadının da korunması söz konusuydu fakat 4721 sayılı Medeni Kanun döneminde bu ortadan kalktı ve kadın-erkek eşitliği hukuki açıdan da büyük ölçüde sağlanmış oldu. Türk Medeni Kanun, sadece evlilik birliği içinde doğmuş çocukları korumamakta olup aynı zamanda evlilik dışı doğan, üvey çocukları da koruyucu nitelikte hükümler barındırır.
4) Düzenleme Serbestliğinin Bulunmaması İlkesi:
Bu ilke gereği; taraflar Medeni Kanun kapsamı dışında, kendi aralarında bir ilişki düzenleyemezler. Aynı zamanda Türk Medeni Kanunumuzdaki ilişkiler, taraflar arasındaki bir sözleşmeyle değiştirilemez veya kanunda düzenlenmeyen bir ilişki anlaşma ile kurulamaz. Çünkü; Aile Hukukumuzdaki ilişkileri düzenleyen hükümler çoğunlukla emredici hükümlerdir. Aile hukukumuzda sözleşme özgürlüğünden bahsetmek katiyen mümkün değildir.
5) Eşler Arasında Eşitlik İlkesi:
Eşler Arasında Eşitlik İlkesi; kişiler arasındaki eşitlik ilkesinin evlilik birliği içerisindeki görünümüdür. Eşitlik ilkesi Anayasamızın 10. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” Evlilik birliği içerisinde de kadın ve erkek bu madde doğrultusunda eşit kabul edilmektedir.
6) Devletin Karışması İlkesi:
Ailenin toplumumuzun yapı taşlarından biri olması nedeniyle aile hukukuna konu olan ilişkiler hukuk açısından büyük öneme sahiptir. Bu doğrultuda devlet, aile hukukunun alanına giren ilişkilere, diğer ilişkilere kıyasen, daha çok müdahale etmektedir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Melike ERGÜN