Kefalet Sözleşmesi Nedir?
Kefil ile asıl borcun alacaklısı arasında yapılan, asıl borçlunun borcunu ödeyemediği durumlarda alacaklıya borcu ödeyecek 2. kişi güvencesi sağlayan bağımsız sözleşmedir.
Kefalet Sözleşmesinin Şekil Şartları Nelerdir?
Kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için yazılı şekilde yapılması gerekmektedir (TBK m. 583/1) Madde hükmünde de açıkça belirtildiği gibi yasa koyucu tarafından kefalet sözleşmesi için öngörülen şekil bir geçerlilik şeklidir. Bu sebeple söz konusu şekil şartına riayet edilmeksizin kefalet sözleşmesinin akdedilmesi halinde kefalet geçerli olmayacaktır. Kefalet sözleşmesinde yazılı şeklin yalnızca kefilin iradesini içermesi yeterli olacaktır.
Kefalet sözleşmesi bizzat kefil tarafından imzalanmalıdır. İmza kefalet sözleşmesinin metninin tamamını kapsayacak şekilde olmalıdır. Alacaklı tarafın iradesinin kefalet sözleşmesinde yer alması zorunlu değildir. Alacaklının beyanı sözlü olarak açık veya zımni irade beyanı ile açıklanabilir.
Kefalet sözleşmesinin metninde bir kefalet sözleşmesinin esaslı noktalarının yer alması gerekmektedir. Buna göre kefalet sözleşmesinin esaslı noktaları olan asıl borçlu, alacaklı, kefalet altına alınan asıl borç miktarıdır. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefalette müteselsil kefalet ya da bu anlama gelen bir ifadenin sözleşme metnine bizzat kefil tarafından el yazısıyla yazılması kanun koyucu tarafından Türk Borçlar Kanunu’nda sözleşmenin esaslı noktası olarak kabul edilmiştir.
Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olduğu azami miktarın kefalet sözleşmesinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kefalet Sözleşmesinin Türleri Nelerdir?
Kefalet sözleşmesinin altı farklı türü bulunmaktadır. Bunlar;
Adi Kefalet Sözleşmesi
TBK 585’e göre; “Adi kefalette alacaklı borçluya başvurmadıkça kefili talep edemez.” Buna göre sözleşmede kefaletin müteselsil olduğu kararlaştırılmamışsa ve bu konuda tereddüt varsa adi kefaletten söz edilir.
Müteselsil Kefalet Sözleşmesi
Alacaklının borçluya karşı gerekli işlemleri yapmadan kefile başvurabileceği kefalet türüdür.
TBK m. 586/1’e göre; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” Bu madde bağlamında kefile başvurulabilmesi için; alacaklının esas borçluyu ihtar etmesi gerekir.
Toplu Kefalet Sözleşmesi
Kısmi kefalet de birden fazla kefil bulunur ve kefiller birbirinden bağımsız olarak borcun bir kısmı için kefil olurlar. Kefalet; aynı borç için birbirinden bağımsız olarak kefil olanların borcun tamamından sorumlu olmasıdır. Borcun tamamını ödeyen kefil, diğer kefillere kefalet miktarındaki pay oranı kadar rücu hakkına sahip olur.
Kefile Kefalet Sözleşmesi
Alacaklı ile kefile kefil olan kişi arasında yapılan sözleşmedir.
TBK madde 588’e göre; “Alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumlu olur.”
Bu sözleşme ile kefil, borçlunun ödemediği borcu ödemekten kaçınıyorsa; kefile kefil olmuş kişi kefilin kaçındığı borcu ödemekle yükümlü olur.
Rücua Kefalet Sözleşmesi
Rücua kefalet sözleşmesi; kefili, asıl borçlunun ödemediği borcu ödemesi halinde asıl borçluya rücu edebileceğini garanti altına alan akittir. Kefil, ödediği miktarı asıl borçludan alabileceğini ve alması mümkün olmadığında ona güvence gösterilmesini isteme hakkı verir.
Rücua kefil, asıl borçlu ile müteselsil sorumlu olmayı kararlaştırması halinde borcu ödemiş olan asıl kefil; asıl borçluya gitmeden rücua kefile rücu etme hakkına sahip olur.
Zarara Kefalet Sözleşmesi
Kefil; yalnızca açığın kapatılması konusunda kefil olmuşsa, sadece asıl borçlunun alacaklıya ödemediği miktar tutarını ödemekle yükümlü olur. Alacaklı asıl borçludan borcun alamadığı kısmı zarara kefaletteki kefilden ister.
Kefalette Sözleşmesinde Eşin Rızası Gerekir mi?
Kefalet sözleşmesinde eş rızasını düzenleyen TBK 584 hükmüne göre; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir.”
Kanun koyucu bu konudaki düzenlemesinde eşin kefilliğe rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ve ya en geç kurulması anında verilmiş olması şartını aramıştır. Yani eşin kefilliğe kefalet sözleşmesinin imzalanmasından sonra rıza göstermesi sözleşmeyi geçerli hale getirmeyecektir. Eşin rızası şartı yalnızca kefalet sözleşmesinin ilk hali için geçerli değildir. Sözleşmede sonradan yapılacak kefilin sorumluluğunu arttıran değişiklikler için de yine eş rızası aranacaktır.
TBK m. 584/1’de bir eşin kefalet sözleşmesi yapabilmesi için diğer eşin yazılı rızasının bulunması kuralına iki tane istisna getirilmiştir. Bunlardan ilki TMK m 170 v.d. gereğince mahkemece eşler arasında ayrılık kararı verilmiş olmasıdır. İkinci istisna ise, TMK m. 197 uyarınca yasal olarak eşlerin ayrı yaşama hakkının doğmuş olmasıdır. Bir görüşe göre eşler arasında TMK’nın 242 vd. maddeleri gereğince mal ayrılığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin kabul edilmiş olması halinde ve TMK m. 206 gereğince kararın elverişli olması koşuluyla olağanüstü mal rejimine karar verilmiş olması halinde eşin rızasının aranmaması gerektiği savunulmaktadır.
Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızasının Şekli ve Zamanı?
Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler,
27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.
Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızasının Alınmamasının Sonuçları Nedir?
Kefalette eşin rızası, kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için eşinin rızası geçerli olduğu için, eşin rızası alınmadan kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak kefalet sözleşmesi düzenlenmesi sözleşmeyi kesin hükümsüz hale getirir. Eşin daha sonradan sözleşmeye icazet vermesi de sözleşmeyi geçerli hale getirmeyecektir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mehmet Can CİVAN