Genel Hukuki Bilgiler

Tüketim Ödüncü Sözleşmesi Nedir?

Türk Borçlar Kanunu’nun 386. maddesinde tanımlanan tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir miktar parayı veya tüketilebilen bir malı ödünç alana devretmesini ve ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda malı geri verme yükümlülüğünü üstlenmesini ifade eder. Bu tür sözleşmeler, genellikle belirli bir süre içinde tarafların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmaktadır.

Tüketim ödüncü sözleşmesi, taraflar arasında güvene dayalı bir ilişkiyi yansıtır. Ödünç alan, aldığı miktarı veya malı kullanarak tüketmekte ve sözleşmenin sona ermesiyle birlikte, ödünç verilen malın eşdeğerini veya aynı miktardakini geri vermekle yükümlüdür. Bu sözleşmenin önemli bir özelliği, ödünç alanın tüketim amacıyla aldığı malın doğası gereği geri verilmemesi, bunun yerine eşdeğer bir malın sağlanmasıdır. Bu nedenle, tüketim ödüncü sözleşmelerinin dikkatlice düzenlenmesi ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin net bir şekilde belirlenmesi büyük önem taşır.

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinde Şekil Şartı

Tüketim ödüncü sözleşmesinde şekil şartına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu, sözleşmenin yazılı veya sözlü olarak yapılabileceği anlamına gelir; yani taraflar, sözleşmenin geçerliliği için belirli bir şekil şartına uymak zorunda değildir.

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinin Unsurları

Tüketim ödüncü sözleşmesinin temel unsurları, bir miktar paranın veya misli eşyanın ödünç verilmesi ile başlar. Sözleşme kapsamında, ödünç veren, sözleşme konusu malın mülkiyetini ödünç alana devretmeyi taahhüt eder. Ödünç alan ise, kendisine verilen malın aynı miktar ve nitelikte bir eşdeğerini geri verme yükümlülüğünü üstlenir. Ayrıca, taraflar arasında anlaşma sağlanması durumunda, ödünç alanın faiz ödeme yükümlülüğü de kararlaştırılabilir.

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinin Unsurları

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinde Zamanaşımı

Tüketim ödüncü sözleşmesinde, ödünç alanın kabul borcunda temerrüde düşmesi halinde, borç, temerrüde düştüğü tarihten itibaren altı ay içinde zamanaşımına uğrar. Bu süre zarfında, borçlu tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi, borcun zamanaşımına uğramasına neden olur. Bu nedenle, tarafların haklarını korumak amacıyla bu sürelerin dikkate alınması önemlidir.

Tarafların Borçları

Tüketim ödüncü sözleşmesinde ödünç verenin borçları arasında, sözleşmeye konu olan malın mülkiyetini ödünç alana devretmek ve bu malı teslim etmek yer alır. Ayrıca, sözleşme süresince ödünç alanın maldan yararlanmasını sağlamak da ödünç verenin yükümlülükleri arasındadır. Ödünç veren, sözleşme konusu malın ayıplı veya zaptedilmiş olmasından kaynaklanan sorumlulukları da üstlenir.

Ödünç alanın borçları ise, öncelikle ödünç verilen malı kabul etme yükümlülüğüdür. Bunun yanı sıra, sözleşme giderlerini karşılamak, ödünç verilen malı geri vermek ve eğer taraflar arasında bir faiz kararlaştırılmışsa, bu faizi ödemek de ödünç alanın sorumlulukları arasındadır. Bu yükümlülükler, taraflar arasındaki ilişkiyi ve sözleşmenin amacını güvence altına alır.

Tüketim Ödüncü Sözleşmesinin Sona Ermesi

Tüketim ödüncü sözleşmesinin sona ermesi, Türk Borçlar Kanunu’nda özel bir düzenleme olmadığı için, TBK m.392 kapsamında değerlendirilmektedir. Eğer taraflar, ödünç verilen malın geri verilmesi için belirli bir vade belirlemişlerse, bu vadenin sona ermesiyle birlikte sözleşme sonlanır ve ödünç alanın geri verme borcu muaccel hale gelir; bu durumda sözleşme, belirli süreli bir tüketim ödüncü sözleşmesi olarak kabul edilir.

Belirsiz süreli sözleşmelerde ise, ödünç verenin talebinden itibaren altı hafta geçtikten sonra sözleşme sona erer. Taraflar, ödünç verenin iade talebi sonrası sözleşmenin hemen veya belirli bir süre içinde sona ereceğini kararlaştırabilir. Eğer taraflar fesih bildirimi yapma hakkı tanımışlarsa, bu bildirimle birlikte belirlenen süre dolduğunda sözleşme sona erer ve geri verme borcu muaccel hale gelir.

Ayrıca, eğer taraflar geri verme borcunun ödünç veren veya ödünç alanın talebi üzerine hemen muaccel olacağını kararlaştırmışlarsa, ilk iade talebiyle sözleşme sona erer. Faiz kararlaştırılmışsa, ödünç alan genellikle belirlenen süre dolmadan geri verme borcunu yerine getiremez. Vade veya bildirim süresi belirlenmemişse, ödünç verenin iade talebinden sonraki altı hafta içinde ödünç alan geri verme borcunu ifa edebilir; bu süre, ödünç alanın korunması amacıyla konulmuştur.

Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu