Ceza Sorumluluğu (Kusurluluk)
Ceza sorumluluğu bir kişiye işlediği fiilden dolayı ceza hukuku yaptırımlarının uygulanmasıdır. Ceza sorumluluğu kasten veya taksirle işlenen bir fiilden dolayı doğabilir. Fakat bunların yanında kişinin işlediği fiil dolayısıyla kusurlu olması gereklidir.
Kusurluluk bir kişinin hukuka uygun bir şekilde davranabilme olanağına sahip olup, hukuka aykırı davranışı seçmiş olmasına denir.
Kusur Yeteneği
Kusur yeteneği failin, fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayabilmesi, farkında olabilmesidir.
Kusur yeteneğinin hareketin yapıldığı zamanda ortada bulunması gerekir. Hareket yapıldıktan sonra ortaya çıkan durumlar ceza hukuku bakımından sorumluluğa etki etmez. Örneğin bir kişinin içeceğine zehir katan failin kişi içeceğini içerken kusur yeteneğini kaybetmesi failin cezai sorumluluğunu etkilemez.
Fail kendisini kast ile kusur yeteneğiniden mahrum bırakırsa işlediği suçtan dolayı kusur yeteneği mevcut sayılır. Örneğin bir kişinin cesaret kazanmak için alkol alması ve sarhoş bir şekilde öldürmek istediği kişiyi silahla vurması halinde kişinin kusur yeteneği mevcut sayılacaktır.
Kusur Yeteneğini Etkileyen Durumlar Nelerdir?
Kusur yeteneğini etkileyen durumlar aşağıda sayılmıştır:
Yaş Küçüklüğü
Failin reşit olmaması hali kanunda farklı yaş grupları için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Birinci Dönem Yaş Küçüklüğü (0-12 Yaş Aralığı)
Türk Ceza Kanunu’nda 12 yaşını doldurmamış çocukların kusur yeteneğinin olmadığı düzenlenmiştir. Hareketi yaptığı sırada 12 yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğu yoktur fakat bu kişilere çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
TCK m. 31’e göre; “Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.”
İkinci Dönem Yaş Küçüklüğü (12-15 Yaş Aralığı)
Hareketi yaptğı sırada 12 yaşını doldurmuş fakat 15 yaşını doldurmamış çocuklara, yaptığı hareketin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamamasına ve hareketlerinin yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmamasına göre cezai yaptırımlar uygulanır veya güvenlik tedbirleri uygulanır.
Küçüğün hareketi algılama veya yönlendirme yeteneğinin bulunması halinde verilecek ceza indirilir.
TCK m. 31/2’ye göre; “…İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.”
Üçüncü Dönem Yaş Küçüklüğü(15-18 Yaş Aralığı)
Hareketi yaptığı sırada 15 yaşını doldurmuş olup fakat 18 yaşını doldurmamış küçükler hakkında, işledikleri suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yetenekleri konusunda inceleme yapılmaz.
Bu yaş aralığındaki kişiler yetişkin gibi sayılırken bu kişilere verilecek cezalar indirilerek uygulanır.
TCK m. 31/3’e göre; “Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.”
Sağır ve Dilsizlerin Durumu
Sağır ve dilsizlik, anlama ve kavrayabilme yeteneğini etkilediği için Türk Ceza Kanunu’nda bu kişilere özel düzenleme yapılmıştır:
- 0-15 yaş arasındaki sağır ve dilsizler: Hareketi yaptığı sırada 15 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler tam ehliyetsiz sayılırlar.Bu kişilere Türk Ceza kanunundaki 0-12 yaş arasındaki çocuklara uygulanacak hükümler uygulanır.
- 15-18 yaş arasındaki sağır ve dilsizler: Hareketi yaptığı sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hareketin sonuçlarını algılayıp algılayamamalarına göre değerlendirilirler. Bu kişilerle TCK’daki 12-15 yaş aralığındaki çocukların durumu aynıdır.
- 18-21 yaş arasındaki sağır ve dilsizler: Bu yaş grubundaki sağır ve dilsizler yetişkinler gibi değerlendirilip hareketin sonuçlarını algılayabilme yeteneklerine bakılmaz. Fakat bu kişilere verilecek cezalar indirilerek uygulanır. Cezaların indirilme oranları Türk Ceza Kanunundaki 15-18 yaş arası küçüklere uygulanacak hükümlere göre belirlenir.
Akıl Hastalığı
Akıl Hastalığı bir kişinin düşünme, anlama, karar verme gibi yeteneklerine olumsuz etkilerde bulunan psikolojik durumdur.
Akıl hastalığına sahip bir kişinin işlediği her fiil açısından irade yeteneğinin ortadan kalktığı ve fiilin sonuçlarını anlayamadığı söylenemez.
Akıl hastalığına sahip kişinin işlediği fiil açısından davranışlarının saptanması psikiyatri çerçevesinde bilirkişi tarafından yerine getirilir.
Akıl hastalığı sebebiyle işlediği fiilin eylemin anlam ve sonuçlarını algılayamayan kişiye ceza kanunumuza göre ceza verilmez. Fakat bu kişiler hakkında akıl hastalarına uygulanacak güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Akıl hastalarına ceza verilememesinin sebebi kusursuz ceza ilkesinin sonucudur. Akıl hastalığının kişinin kusur yeteneğini ortadan kaldırdığı kabul edilmektedir.
Geçici Nedenler
Geçici nedenler, hareketin yapıldığı sırada mevcut olan ve kişinin algılama yeteneğini bir süre ortadan kaldıran veya azaltan nedenlerdir. Örneğin ateşli bir hastalık geçiren kişinin bu süreç içerisinde kusur yeteneğinin etkilendiği kabul edilebilir.
Geçici nedenin var sayılabilmesi için failin geçici nedene kendi kastı veya taksiriyle sebep olmaması ve suçun o geçici sebebin etkisi altındayken işlenmesi gerekir.
Alkol Ve Uyuşturucu Madde Etkisi Altında Olma
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisinde olmanın kusur yeteneğine etkisi bu halin irade ile veya irade dışı oluşmasına göre ayrılır.
- İradesi dışında alkol veya uyuşturucu maddeye alan kişinin anlama ve algılama yeteneği önemli ölçüde azalmışsa bu kişiye ceza verilmez.
- Kendi iradesi ile alkol veya uyuşturucu madde kullanan kişinin anlama ve algılama yeteneğine bakılmaksızın cezai sorumluluğu tam olarak kabul edilir
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan DİLER