Ticaret ve Şirketler Hukuku

Haksız Rekabet Ne Demek? Koşulları Nelerdir?

Haksız rekabet, ticaret hayatında dürüstlüğe ve adil rekabet koşullarına aykırı davranışlarla, rakiplerin zarar görmesine veya ticari avantajların haksız biçimde elde edilmesine sebep olan durumları ifade eder.

Türk Ticaret Kanunu‘nun 54 ila 63. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet, ticaretin adil bir zeminde yürütülmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Haksız rekabetin temel amacı, ticaret hayatında dürüstlük kuralına uygun davranışların benimsenmesini sağlamaktır. Bu makalede haksız rekabetin koşulları, haksız rekabet halleri ve sonuçları üzerinde durulacaktır.

Haksız Rekabetin Koşulları

Haksız rekabetin oluşabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekmektedir. İlk olarak, haksız rekabet eyleminin ticari hayat içerisinde gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Yani bu eylem, ticaretle uğraşan kişiler arasında ortaya çıkmalıdır.

İkinci olarak, rekabet ortamında yapılan haksız davranışların, bir rakibin zararına ya da potansiyel zararına neden olması gerekir. Bu zarar, doğrudan maddi bir kayıp olabileceği gibi, itibar kaybı ya da pazar payının azalması şeklinde de tezahür edebilir. 

Son olarak, haksız rekabetin hukuka aykırı olması ve dürüstlük kuralına aykırı bir davranışla gerçekleştirilmiş olması gereklidir.

Haksız Rekabetin Koşulları

Haksız Rekabet Halleri

Türk Ticaret Kanunu, haksız rekabet halleri olarak kabul edilen çeşitli durumları detaylandırmaktadır. Bu durumlar, dürüst rekabet ilkesine aykırı davranışları belirler ve cezai ya da hukuki yaptırımlara tabi tutulabilir. Bu hallerden bazıları şunlardır:

Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış Yöntemleri

Reklam ve satış yöntemlerinin dürüstlük kuralına uygun olması gerekmektedir. Yanıltıcı, aldatıcı, yanılsama yaratacak reklamlar ve satış yöntemleri haksız rekabet oluşturur.

Örneğin, bir firmanın, ürettiği mal ya da hizmetin niteliğini, kalitesini, kaynağını ya da fiyatını yanlış bir şekilde tanıtarak tüketiciyi yanıltması, haksız rekabetin tipik örneklerindendir. Ayrıca, rakip firmaların ürünlerine ilişkin yanlış, yanıltıcı ya da küçük düşürücü bilgiler yaymak da haksız rekabet oluşturur.

Sözleşmeyi İhlale ya da Sona Erdirmeye Yöneltmek

Bir kişiyi mevcut bir sözleşmesini ihlal etmeye ya da sona erdirmeye teşvik etmek de haksız rekabet halleri arasında yer alır. Özellikle çalışanların işvereniyle yaptığı sözleşmeleri ihlal etmeleri ya da sona erdirmeleri için yönlendirilmesi, işverenin zararına sonuçlar doğurabilir. Bu tür eylemler, dürüst rekabet ilkesine aykırıdır ve hukuki yaptırımlar doğurabilir.

Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanmak

Başkasına ait bir iş ürününün, o kişinin izni olmaksızın kullanılması ya da yararlanılması da haksız rekabet oluşturur. Bu ürün bir yazılım, tasarım, üretim tekniği ya da herhangi bir ticari ürün olabilir.

Bu tarz bir kullanım, bir kişinin emeğinin ve yatırımının haksız biçimde kullanılması anlamına gelir.

Üretim Sırlarını Hukuka Aykırı Olarak İfşa Etmek

Ticari işletmelerin üretim sırları ve diğer gizli bilgileri, işletmenin rekabet avantajını korumak için saklanır.

Bu sırların hukuka aykırı bir şekilde ifşa edilmesi, rakip firmaların haksız biçimde avantaj elde etmesine yol açar. Bu tür davranışlar, iş ahlakına ve dürüstlük kuralına aykırı olup, ağır hukuki yaptırımlar gerektirebilir.

İş Şartlarına Uymamak

Ticaret hayatında iş şartlarına uymamak da haksız rekabet kapsamına girer.

Örneğin, işçilerin çalışma koşulları, ücretler ve diğer haklar konusunda diğer rakip firmalara göre avantaj elde etmek amacıyla iş şartlarına aykırı davranışlarda bulunmak, rekabetin adil olmayan bir şekilde yürütülmesine neden olabilir. Bu da ticari hayatın dengesini bozar ve haksız rekabet olarak kabul edilir.

Dürüstlük Kuralına Aykırı İşlem Şartları Kullanmak

İşlem şartlarının dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kullanılması da haksız rekabet hallerindendir.

Örneğin, bir ticari işlemin taraflarından birine haksız avantaj sağlayacak sözleşme maddeleri oluşturmak ya da sözleşmeye aykırı davranışlarda bulunmak, ticaret hayatında haksız rekabeti doğurur.

Haksız Rekabet Sonucu Açılabilecek Davalar

Haksız rekabet sonucu zarar gören taraf, çeşitli davalar açabilir. Bu davalar arasında tespit davası, haksız rekabetin ortadan kaldırılması için açılan davalar ve maddi-manevi tazminat davaları bulunur.

Tespit davası, haksız rekabetin varlığının ve niteliğinin tespit edilmesi için açılırken, haksız rekabetin ortadan kaldırılması için açılan dava, haksız rekabet oluşturan fiillerin durdurulmasını hedefler. Maddi ve manevi tazminat davaları ise, haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararların giderilmesini amaçlar.

Haksız Rekabet Sonucu Açılabilecek Davalar

Dava Açmaya Yetkili Olanlar

Haksız rekabet nedeniyle dava açmaya yetkili olan kişiler, haksız rekabetten doğrudan zarar gören rakiplerdir.

Ayrıca, tüketiciler, ticaret odaları ve meslek birlikleri de kamu yararını korumak amacıyla dava açabilir. Tüketiciler, yanıltıcı reklamlar ya da haksız satış yöntemleri nedeniyle zarar görmeleri durumunda dava açabilirler.

İhtiyati Tedbirler

Haksız rekabet durumlarında, mahkemeler davanın sonuna kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verebilir. İhtiyati tedbirler, haksız rekabet oluşturan eylemlerin derhal durdurulmasını sağlar ve böylece davacı tarafın zarar görmesi engellenir.

Hüküm İlanı

Mahkemeler, haksız rekabetin varlığını tespit ettikten sonra, verilen hükmün ilan edilmesine karar verebilir. Bu ilan, genellikle bir gazetede ya da internet sitesinde yapılır ve böylece kamuoyu haksız rekabetin varlığı konusunda bilgilendirilmiş olur.

Zamanaşımı

Haksız rekabetten doğan davalarda zamanaşımı süresi, zarar gören tarafın haksız rekabet fiilini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her hâlükârda fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 3 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süreler içinde dava açılmaması durumunda, haksız rekabet fiilinden doğan haklar zamanaşımına uğrar.

Sonuç olarak, haksız rekabet, ticari hayatın adil ve dürüst bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir hukuki müessesedir. Haksız rekabetin önlenmesi, hem ticari aktörlerin hem de tüketicilerin haklarının korunmasını amaçlar ve ticari hayatın sağlıklı bir şekilde işlemesine katkıda bulunur.

Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu