Tahkim Usulü
Tahkim usulü, taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların mahkemeler yerine bağımsız ve tarafsız hakemler tarafından çözülmesini sağlayan alternatif bir yargılama yöntemidir. Tahkim usulü, geleneksel yargılama süreçlerine kıyasla daha esnek, hızlı ve tarafların ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlenebilir.
Bu usul, tarafların bir tahkim anlaşması yapmasıyla başlar. Tahkim anlaşması, mevcut veya ileride doğabilecek uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözüleceğini belirten bir sözleşmedir. Tahkim süreci, taraflarca seçilen hakemlerin atanması, tahkim yargılamasının usulünün belirlenmesi, delillerin sunulması, duruşmaların yapılması ve nihayetinde hakem kararının verilmesiyle devam eder.
Tahkim usulünde, yargılama süreci, tarafların üzerinde anlaştığı kurallar çerçevesinde şekillenir. Ancak HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu), adil yargılanma hakkı, tarafların eşitliği ve savunma hakkı gibi temel ilkelerin gözetilmesini zorunlu kılar. Hakemler, tarafların sunduğu delilleri değerlendirir ve uyuşmazlıkla ilgili nihai bir karar verirler. Bu karar, mahkeme kararı gibi icra edilebilir nitelikte olup, taraflar için bağlayıcıdır.
Tahkim usulü, özellikle ticari uyuşmazlıklar, uluslararası anlaşmazlıklar ve teknik konularda uzmanlık gerektiren davalar için tercih edilen bir yargılama yöntemidir. Taraflara daha fazla kontrol imkanı sunması ve genellikle daha hızlı sonuçlanması nedeniyle birçok durumda tercih edilen bir alternatif olarak kabul edilir.
Hakemlerin Seçimi
Tahkim yargılamasının temel unsurlarından biri, tarafsız ve bağımsız hakemlerin seçilmesidir. HMK’ya göre, taraflar serbestçe hakem seçme hakkına sahiptir. Ancak, taraflar arasında hakemlerin seçimi konusunda anlaşmazlık çıkarsa, mahkeme devreye girerek hakemlerin atanmasına yardımcı olabilir.
Hakemlerin sayısı, nitelikleri ve seçilme usulleri, taraflar arasında yapılacak hakem sözleşmesinde veya tahkim şartında açıkça belirtilmelidir. HMK m. 416-419, hakemlerin seçimi ve atanması konularında detaylı hükümler içermektedir.
Tahkim Yargılamasında Usuli İlkeler
Tahkim yargılamasında, usuli kurallar, tarafların özgür iradeleri doğrultusunda belirlenir. Ancak, HMK, adil yargılanma hakkı, taraflar arasındaki eşitlik ve savunma hakkı gibi temel ilkelere uyulmasını zorunlu kılar.
Taraflar, tahkim usulüne dair detayları belirleyebilirler, fakat bu belirlemeler HMK m. 429’da yer alan usuli ilkelerle çelişmemelidir. Tahkim yargılamasında usuli ilkeler, sürecin adil, hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlar.
Dava Açılması ve Yargılama
Tahkim yargılamasında dava, tahkim talebinin hakemlere sunulmasıyla başlar. HMK m. 429 gereğince, dava dilekçesi, tarafların iddialarını, delillerini ve taleplerini içerir. Hakemler, dava dilekçesini aldıktan sonra tahkim sürecini başlatır ve duruşma tarihlerini belirler. Tahkim yargılamasında taraflar, delillerini sunmak ve savunmalarını yapmak üzere duruşmalara katılır. Tahkim yargılaması, HMK m. 431 uyarınca, esnek ve tarafların ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir bir usul izler.
Tahkimde Karar
Tahkim yargılaması sonucunda hakemler, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturan bir karar verir. Bu karar, HMK m. 436 uyarınca, nihai ve taraflar için bağlayıcıdır. Hakem kararı, gerekçeli olarak yazılmalı ve taraflara tebliğ edilmelidir. Tahkim kararının, mahkeme kararı gibi icra edilebilir nitelikte olması, tahkim yargılamasının etkinliğini artıran unsurlardan biridir.
Hakem Kararının İcra Edilmesi
Hakem kararı, taraflar için bağlayıcı olduğundan, bu kararın icra edilmesi de önem arz eder. HMK m. 439, hakem kararlarının icra edilebilirliğine dair hükümleri düzenler. Hakem kararı, icra dairesi aracılığıyla zorla yerine getirilebilir. Ancak, hakem kararının icra edilebilmesi için mahkemeden “icra emri” alınması gerekebilir. Bu süreç, hakem kararının yerine getirilmesini sağlar ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın kesin olarak çözülmesine katkıda bulunur.
Hakem Kararının Tavzihi, Tashihi ve Tamamlanması
HMK m. 440-442 uyarınca, hakem kararı ile ilgili olarak taraflar, kararın tavzihi (açıklanması), tashihi (düzeltilmesi) ve tamamlanmasını talep edebilir. Tavzih, kararın anlaşılmayan kısımlarının açıklığa kavuşturulmasını amaçlarken; tashih, maddi hataların düzeltilmesini sağlar. Tamamlama ise, kararın eksik kalan kısımlarının tamamlanmasına yöneliktir. Bu talepler, kararın tebliğinden itibaren belirli süreler içinde yapılmalıdır.
Karara Karşı Kanun Yolları
Tahkim yargılamasında hakem kararına karşı sınırlı sayıda kanun yolu mevcuttur. HMK, tahkim kararlarına karşı istinaf veya temyiz yolunu kapatmıştır. Ancak, taraflar, hakem kararına karşı iptal davası açma hakkına sahiptir. İptal davası, tahkim kararının usul veya esasa ilişkin ciddi bir hata içermesi durumunda açılabilir. Bu dava, tahkim kararının iptalini sağlayarak tarafların adil bir şekilde yargılanmasını temin eder.
İptal Davası
Tahkim kararına karşı açılacak iptal davası, HMK m. 439-443 hükümlerine dayanır. Taraflar, hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğu, tahkim anlaşmasının geçersiz olduğu veya hakemlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi şüphelerin bulunduğu durumlarda iptal davası açabilirler. İptal davası, tahkim kararının yerine getirilmesini engelleyebilir ve mahkeme tarafından iptal edilmesine neden olabilir.
Yargılamanın Yenilenmesi
HMK m. 444 uyarınca, tahkim yargılamasında verilen kararlar için yargılamanın yenilenmesi talep edilebilir. Yargılamanın yenilenmesi, yeni delillerin ortaya çıkması, hakemlerin tarafsızlığına ilişkin ciddi şüphelerin varlığı veya başka önemli sebeplerin ortaya çıkması durumunda mümkündür. Bu süreç, tahkim yargılamasında adaletin sağlanması ve taraflar arasında hakkaniyete uygun bir sonucun elde edilmesi için önemli bir hukuki imkândır.
Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN