Dava Türleri
Hukuk davaları farklı şekillerde sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırma genellikle mahkemeden talep edilen hukuki koruma, istem veya dava konusu hakkın niteliğine göre belirlenir.
Hukuksal koruma ölçüsüne göre davalar; edim (eda) davaları, tespit davaları ve yenilik doğuran davalar olmak üzere üç ana grupta toplanır.
Edim Davaları
Edim davaları veya eda davaları, mahkemeden davalının bir şey vermesi, yapması veya yapmamasının hüküm altına alınmasını talep eden davalardır. Bu tür davaların temelinde davacının hukuki yararı bulunur. Konu kişisel haklar veya ayni haklar olabilir.
Edim davalarının kabulüne ilişkin kararlar, davacının dayandığı hakkın veya hukuki ilişkinin varlığını tespit ederken davalıya yönelik bir edimi yerine getirme veya yapmama yönünde emir verebilir. Edim davasının esastan reddine ilişkin kararlar ise sadece davacının dayandığı hak veya hukuki ilişkinin yokluğunu tespit eder.
Tespit Davaları
Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun veya bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi için açılan davalardır. Bu tür davalar olumlu veya olumsuz tespit davaları olarak ikiye ayrılır.
Olumlu tespit davası, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının belirlenmesi için açılan davadır. Olumsuz tespit davası ise bir hakkın veya hukuki ilişkinin bulunmadığının tespiti için açılır.
Tespit davasında verilen hükümler cebri icraya uygun olmayabilir; yani icraya konamazlar. Ancak tespit hükümlerinin yargılama giderlerine ilişkin kısımları ilamlı takibe konu edilebilir.
Yenilik Doğuran Davalar
Yenilik doğuran davalar veya inşai davalar, mahkemeden yeni bir hukuki durumun ortaya çıkmasını, mevcut bir hukuki durumun değiştirilmesini veya ortadan kaldırılmasını talep eden davalar olarak adlandırılır.
Yenilik doğuran dava açılabilmesi için bazı koşullar bulunmaktadır:
- Yenilik doğuran bir hakkın varlığı: Bu haklar, hak sahibine tek taraflı irade açıklamasıyla yeni bir hukuki ilişki kurma, mevcut bir hukuki ilişkiyi değiştirme veya sona erdirme yetkisi tanır.
- Kanunda açıkça öngörülmesi: İnşai davalar, genellikle kanunda açıkça belirtildiği durumlarda açılır.
- Mahkeme kararına gereksinim duyulması: Her yenilik doğuran hakkın kullanımı için mahkeme kararına gerek olmayabilir; bazı durumlarda tek taraflı irade açıklaması yeterli olabilir.
Yenilik doğuran dava kabul edilirse, verilen hüküm yeni bir hukuki durumun oluşmasına veya değiştirilmesine yol açar. Yenilik doğuran davanın reddi ise mevcut hukuki durumun devam ettiğini tespit eder.
Belirsiz Alacak Davası
Alacaklının davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyemeyeceği veya bunun mümkün olmadığı durumlarda açtığı davadır.
Belirsiz alacak davası açılabilmesi için şu iki koşulun sağlanması gerekmektedir:
- Alacağın gerçek miktar veya değerinin belirsiz olması: Alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için alacağın miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi ya da bunun objektif olarak olanaksız olması gerekmektedir (HMK m. 107).
- Dava dilekçesinde hukuksal ilişkinin gösterilmesi ve bunun için asgari bir miktar veya değerin belirtilmesi: Belirsiz alacak davası açıldığında, alacaklı, tüm miktarı belirtmese bile davanın başından itibaren hukuksal ilişkiyi somut olaya dayandırmalı ve tespit edebildiği ölçüde asgari miktarı veya değeri göstermelidir.
HMK’ya göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemeyeceği durumlarda, karşı tarafın sağlayacağı bilgi veya tahkikat sonucunda alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenebilmesi mümkündür. Bu nedenle hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde davacı, davanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın istemini tam ve kesin olarak belirleyebilir.
Hâkim tarafından verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmemesi durumunda, dava, dava dilekçesinde belirtilen asgari miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av Kübra DEMİR