Vekalet Sözleşmesi Nedir?
Vekalet sözleşmesi, bir kişinin bir başka kişiyi kendi adına ve hesabına belirli işleri yapmak üzere yetkilendirdiği bir sözleşmedir. Bu sözleşme, vekil olarak bilinen kişinin belirli işlemleri yapmak için vekalet veren kişinin adına hareket etmesine izin verir.
Vekalet sözleşmesi, vekalet veren kişinin belirli bir süre boyunca veya belirli bir işlem için vekalet vermesini sağlayabilir. Sözleşme, vekalet verenin isteği doğrultusunda sınırlı veya geniş bir yetki kapsamına sahip olabilir.
Vekalet sözleşmesinde, vekalet veren kişi, vekalet alan kişinin hangi işleri yapabileceğini, nasıl yapacağını, hangi durumlarda vekaletin sona ereceğini ve vekaletin ücreti gibi detayları belirler. Bu sözleşme, tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenler ve vekalet alan kişinin belirli işlemleri yapabilmesi için gerekli yasal izinleri sağlar.
Vekalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 502. maddesinde tanımlanmıştır. Söz konusu maddeye göre, “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.”
Vekalet Sözleşmesinin Niteliği ve Özellikleri
Vekalet sözleşmesi, borç doğuran ve rızai bir sözleşmedir.
Vekalet sözleşmesinde, Türk Borçlar Kanunu m. 502/2 gereğince, sözleşmeyle kararlaştırılan veya teamülün bulunduğu hallerde, vekil ücret talep edebilir. Bu şekilde vekalet verenin ücret ödemekle yükümlü olduğu durumlarda, vekalet sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliği taşır.
Buna karşılık vekalet ücret ödeme borcunun bulunmaması halinde, vekalet sözleşmesi, eksik iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğindedir.
Belirli bir işin görülmesini amaçlayan vekaletler hariç, vekalet sözleşmesiyle taraflar arasında devamlı borç ilişkisine benzer bir ilişki doğar.
Vekalet Sözleşmesinin Unsurları Nelerdir?
Vekalet sözleşmesinin unsurları şunlardır:
- Bir işin görülmesi veya işlemin yapılması,
- İşin başkasının menfaatine yapılması,
- Vekilin edim sonucundan değil, edim fiilinden sorumlu olması ve bağımsız olarak iş görmesi,
- Ücretsiz olarak veya bir ücret karşılığında iş görme.
Vekalet Sözleşmesinin Kurulması
Vekalet sözleşmesi rızai bir sözleşme olarak, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulur.
Türk Borçlar Kanunu’nun 503. maddesine göre, “Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmî sıfata sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa, bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılır.” Bu hüküm sadece hazır olmayan arasında vekalet sözleşmesinin kurulmasında uygulanır; hazırlar arasında, özellikle telefonla yapılan icaplarda bu hüküm uygulanmaz.
Vekalet sözleşmesinin geçerliliği kural olarak herhangi bir özel şekil şartına bağlı değildir. Buna karşılık, ispat açısından şeklin yararları bulunmaktadır. Taşınmaz mülkiyetinin devrine ilişkin sözleşmelerde tapu sicil tüzüğüne göre vekilden noterlik kanunu göre düzenlenmiş bir vekaletname gerekir.
Vekalet Sözleşmesinin Kapsamı Nedir?
Vekaletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.
Vekalet veren, vekilin iş görme ediminin ifasıyla ulaşmak istediği amaçla hareket etmesi gerekmektedir. Buna göre vekil, vekalet verenin bilinmesi gereken amacına uygun faaliyette bulunmak ve onun menfaatlerini bu amaç doğrultusunda sadakat ve özenle değerlendirmek zorundadır.
Türk Borçlar Kanunu m. 504/2’ye göre, “Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar.” Bu hüküm sadece hukuki fiilere ilişkin vekaletlerde uygulanır. Bu tür vekalet sözleşmelerinde, vekilin taahhüt ettiği hukuki işlemleri yapabilmesi için vekilin temsil yetkisine sahip olması gerekir.
Vekil, hukuki işlemleri, doğrudan doğruya temsilci sıfatıyla vekalet veren adına veya dolaylı temsili olarak kendi adına yapabilir.
Vekile verilen temsil yetkisi; sadece belirli bir veya birkaç işlemle sınır olabileceği gibi (özel temsil yetkisi), vekili, vekalet verenin her türlü işlerini yapabilmesine izin verecek şekilde (genel temsil yetkisi) de olabilir.
Özel Temsil Yetkisini Gerektiren Haller Nelerdir?
Özel temsil yetkisini gerektiren haller TBK m. 504/3’te ve davaya vekalet dolayısıyla HMK m. 74’te düzenlenmiştir.
Aşağıdaki hallerde özel temsil yetkisinin bulunması gerekir:
- Dava açmak, sulh olmak, iflas, iflasın ertelenmesi, konkordato talebinde bulunmak.
- Kambiyo taahhüdünde bulunmak.
- Vekalet veren adına bağışlamada bulunmak.
- Taşınmazların devri veya bir hakla sınırlandırılması.
- Kefil olmak.
- Vekilin başkasını tevkil etmesi.
- Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurmak, davadan veya kanun yollarından feragat etmek, karşı tarafı ibra ve davasını kabul etmek, yargılamanın iadesi yoluna gitmek, hakimlerin fiileri ile sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açmak, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açmak ve takip etmek.
- Davanın tamamını ıslah etmek, yemin teklif etmek, yemini kabul, iade veya reddetmek.
Vekalet Sözleşmesinin Tarafları ve Borçları
Vekalet sözleşmesinin tarafları şunlardır:
- Vekalet veren (müvekkil), kendi adına belirli işleri yürütmek üzere başkasını yetkilendiren kişidir.
- Vekil, vekalet veren adına belirli işleri yürütmek için yetkilendirilmiş kişidir.
Vekilin Borçlar Nelerdir?
TBK m. 506/2’ye göre, “Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.” Sadakat borcu, vekilin her durumda vekalet verenin menfaatine uygun hareket etmesini gerektirir. Vekilin sadakat yükümü sadece işin görülmesiyle sınırlı olmayıp vekalet sözleşmesinin sona ermesinden sonra da devam eder.
Vekil, belirli bir sonuca yönelik edim fiilini özenle yerine getirmekle yükümlüdür. Vekalet sözleşmesinde vekilin özen borcunun konusu, edim sonucunun başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için hayat tecrübelerine ve işlerin normal akışına göre gerekli davranışlarda bulunmak ve bunu engelleyecek davranışlardan kaçınmaktadır.
TBK m. 506/1 gereğince vekil, kural olarak sözleşme konusu işi şahsen ifa etmek zorundadır. Aşağıda sayılan üç halde, vekile üstlendiği iş görme edimini başkasına yaptırma imkanı vermektedir:
- Vekalet verenin vekilin başkasını vekil tayin etmesine açıkça veya zımnen rıza göstermesi.
- Vekiln başkasını vekil tayin etmesine teamül gereği yetkili olması.
- Vekilin başkasını vekil tayin etmesine halin gereklerine göre mecbur olması.
TBK m. 505/1’e göre, “Vekil, vekâlet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekâlet verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan hâllerde, vekil talimattan ayrılabilir.”
Vekil, vekalet verenin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermeğe mecburdur. Bunun yanında ayrıca vekalet sözleşmesinin ifası dolayısıyla almış olduğu şeyleri vekalet verene iadeyle yükümlüdür.
Müvekkilin Borçları Nelerdir?
Müvekkilin borçları aşağıda sayılmıştır:
- Ücret ödeme borcu.
- Vekil tarafından yapılan masrafları ve verilen avansları ödeme borcu.
- Vekili, vekalet veren hesabına yüklediği borçtan kurtarma yükümü.
- Vekilin uğradığı zararı tazmin borcu.
Vekalet Sözleşmesinin Sona Ermesi
Vekalet sözleşmesi, tarafların karşılıklı iradeleriyle sona erdiği gibi, taraflardan birinin ölümü, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi gibi durumlar da sözleşmenin otomatik olarak sona ermesine neden olur.
Türk Borçlar Kanunu’nda vekalet sözleşmesinin sona ermesine ilişkin olarak üç maddeye (TBK m. 512-514) yer verilmiştir.
Tek Taraflı Sona Erdirme
Vekalet sözleşmesi, güven ilişkisi temelinde kurulduğu için, vekil veya vekalet veren tarafından tek taraflı olarak sona erdirilebilir. Vekilin kendi isteğiyle sona erdirmesi istifa olarak adlandırılırken, vekalet verenin tek taraflı sona erdirmesi azil olarak bilinir.
Sözleşmeyi sona erdirmek isteyen tarafın bu niyetini açıkça belirtmesi yeterlidir ve herhangi bir şekil şartı aranmaz. Ancak, bu durumun yazılı olarak da belgelenmesi tercih edilir.
Vekalet sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın uygun olmayan bir zamanda sona erdirilmesi durumunda, sona erdiren taraf karşı tarafın zararını karşılamakla yükümlüdür.
Tek taraflı sona erdirme durumunda, vekil genellikle ücretin tamamını değil, adil bir karşılık alır. Ancak, avukatın haklı bir neden olmaksızın azledilmesi veya haklı bir nedenle istifa etmesi durumunda, Avukatlık Kanunu gereği ücretin tamamı ödenir. Vekalet sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte, o ana kadar yapılan işin bedeli ödenir, ancak vekalet veren görülmeyen işin ifasını talep edemez.
Ölüm, Ehliyetsizlik, İflas Hallerinde Sona Erme
Vekalet sözleşmesi, taraflardan birinin ölümü halinde genellikle sona erer. Ancak, sözleşmede taraflardan birinin ölümü halinde sözleşmenin sona ermeyeceği kararlaştırılmışsa, sözleşme sona ermez. Özellikle vekalet verenin ölümü sonrasında bazı işlemlerin yapılması hususunda tarafların anlaştığı görülür.
Vekil ya da vekalet verenin fiil ehliyetini kaybetmesi ya da iflas etmesi halinde vekalet sözleşmesi kural olarak sona erer. Ancak, sözleşmede aksi bir düzenleme kararlaştırılabilir. Vekalet verenin iflas etmesi halinde malvarlığını ilgilendirmeyen konularda vekilin işlem yapması mümkündür.
Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN