Ceza Hukuku

Yağma Suçu ve Cezası (TCK m. 148)

Yağma suçu, failin bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmasıdır. Yağma suçunun cezası, altı yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır.

Yağma suçunun düzenlendiği 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu madde 148’e göre;

  • Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kâğıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.
  • Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.

Yağma Suçu Nedir?

Yağma suçu, failin bir malı ele geçirmek için bir kimsenin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına zarar vereceğinden bahisle tehdit etmesi veya söz konusu malı ele geçirmek için cebir kullanması şeklinde işlenir. Yağma suçu yönüyle hırsızlık suçuna benzer. Ancak yağma suçunda hırsızlığa nazaran cebir veya tehdit unsurları da vardır.

Hırsızlık suçunda ise fail yalnızca başkasına ait malı bulunduğu yerden alır. Yağma suçunun oluşması için söz konusu malın mülkiyetini kendine geçirme kastına gerek yoktur. Geçici olarak o maldan faydalanmak maksadıyla da yağma suçu işlenebilir.

Yağma Suçunun Maddi Unsurları Nelerdir?

Yağma suçunun oluşabilmesi aranan bazı şartlar vardır. Diğer suçlarda belirtilen fail ve mağdur bakımından yağma suçu bir özellik arz etmez. Ancak suçun oluşabilmesinin şartlarını taşıyan fiil unsuru bakımından bu suç ayırıcıdır. O nedenle fiil unsuru incelenmelidir.

Fiil

Yağma suçu, başkasına ait mala, tehdit ve cebir kullanılarak el konulmasıdır. Bu nedenle üzerinde durulacak unsurlar tehdit ve cebir unsurlarıdır. Bu iki unsur yağma suçunun fiil unsurunu oluşturur. Bu nedenle yağma suçu birleşik suç olarak nitelendirilir. Bu iki unsura bakaca olursak;

Tehdit

Türk Ceza Kanunu m. 106’da tehdit ayrı bir suç olarak düzenlenmesine rağmen burada yağma suçunun bir unsuru halinde gelmiştir. Tehdit, failin bir kimsenin veya yakının canına, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığına zarar vereceğinden bahisle korkutması, iç huzurunu bozmasıdır. Yağma suçunda mağdur kendisi tehdit edilmekte veya yakınına zarar verileceğinden bahisle elindeki malı faile vermesi yönünde korkutulmaktadır.

Cebir

TCK m. 108, hürriyete karşı suçlar başlığı altında cebri ayrı bir suç olarak şu şekilde düzenlemiştir: “Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.” Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere bileşik bir suç olan yağma suçu içerisinde cebir suçunu da barındırmaktadır. İşte yağma suçunun oluşabilmesi ilk ihtimalde fail, mağdura karşı cebir suçunu işleyerek mağdurun bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmaktadır. Yani burada failin hareketi, cebir suçu olmaktadır. TCK m. 148/3 tüm bunların dışında bir de cebir karinesi getirmiştir. Buna göre; “Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.” Cebir suçuna ilişkin daha fazla bilgi için “Cebir Suçu” isimli makale okunabilir.

Konu

Yağma suçunun konusu kanun maddesinde belirtildiği üzere “mal”dır. Ancak bu malın taşınır mı taşınmaz mı olduğu konusunda açıklık bulunmaktadır.

Suçun Manevi Unsuru Nedir?

Yağma suçu ancak kasten işlenebilen bir suçtur, taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Tıpkı hırsızlık suçunda arandığı gibi yarar sağlama amacının burada da bulunması gerekmektedir.

Suçun Manevi Unsuru Nedir?

Yağma Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru

Hukuka uygunluk sebeplerinin neler olduğu ise TCK genel hükümler kısmında m. 24, 25 ve 26’da belirtilmiştir. Bu maddelerden yola çıkarak hukukumuzda şu hallerin, koşullar uygun olduğunda, hukuka uygunluk sebebi sayılacağı söylenebilir:

  • Kanun hükmünü icra,
  • Meşru savunma,
  • Hakkın kullanılması ve
  • İlgilinin rızası.

Yağma suçu için sayılan bu hukuka uygunluk hallerinden yalnızca meşru savunmayı kabul edilebiliriz. Örneğin; kendisine öldürmek maksadıyla bıçakla saldıran bir kişinin elinden bıçağı cebir kullanarak alan kimse yağma suçundan cezalandırılamayacaktır.

Yağma Suçunun Özel Görünüş Biçimleri

Yağma suçunun özel görünüş biçimleri diğer suçlarda olduğu gibi, teşebbüs, iştirak ve içtimadır.

Yağma Suçunda Teşebbüs

Yağma suçu, failin suç konusu malı bulunduğu yerden almasıyla tamamlanmaktadır. Yani bu suç sırf hareket suçudur. Hareketin işlenmesiyle suç tamamlanır. Bu nedenle esasında bu suça teşebbüs mümkün değildir.

Ancak fail suçu gerçekleştirmeye elverişli hareketlerle yani tehdit ya da cebir kullanmasına rağmen yağma konusu suç unsurunu ele geçirememişse yağma suçu tamamlanamayarak teşebbüs aşamasında kalacaktır.

Yağma Suçunda İştirak

Yağma suçunda iştirak herhangi bir özellik göstermemektedir. İştirakin her türlüsü mümkündür.

Yağma Suçunda İçtima

Yağma suçunun birleşik suç olduğunu belirtmiştik. Yani yağma suçunda hem tehdit veya cebir ve hırsızlık suçları işlenir. Ancak bunlar yağmanın unsurları olduğu için neticede tek suç işlenmiş olur. TCK m. 42’ye göre; “Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.” Bu hükme göre tek fiil sayılan bileşik suçlara içinde barındırdığı her bir suç için ayrıca ceza verilemeyecektir. Yağma suçunda da faile ayrı ayrı hem hırsızlık hem de tehdit veya cebir suçundan ceza verilemeyecek, ayrıca düzenlendiği TCK m. 148’e göre ceza verilecektir.

Yağma Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Yağma suçu bakımından hem daha fazla cezayı gerektiren nitelikli haller hem de daha az cezayı gerektiren nitelikli haller düzenlenmiştir. İlk olarak daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hallere bakacak olursak, bu haller TCK m. 149’da düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Madde 149- (1) Yağma suçunun;
  • a) Silahla,
  • b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
  • c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
  • d) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde,
  • e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
  • f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
  • g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
  • h) Gece vaktinde, İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  • (2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Yağma suçunun daha az cezayı gerektiren hali ise TCK m. 150’de düzenlenmiştir. Bu maddedeki duruma bakacak olursak;

  • (1) Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
  • (2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.

Yani fail, mağdurda bulunan alacağını almak için yağma suçunu işliyorsa burada yağma suçundan değil, tehdit ve kasten yaralamaya ilişkin hükümlerden karar verilir.

Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık Hali

Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık Hali

Türk Ceza Kanunu’nda malvarlığına karşı işlenen suçlar bakımında TCK m. 168’de genel bir etkin pişmanlık hükmü düzenlenmiştir. Bu hükme göre;

  • (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
  • (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
  • (3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.
  • (4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

Burada önem arz eden husus 3. fıkradır.  İlk fıkrada sayılan suçlar bakımından etkin pişmanlık indirimi daha fazla iken yağma suçunun daha ağır bir suç olması sebebiyle etkin pişmanlık durumunda verilecek ceza diğerlerine göre daha yüksektir.

Yağma Suçunun Muhakemesi

Hem basit yağma suçu hem de nitelikli yağma suçunun soruşturulması ve kovuşturulması resen yapılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken asıl nokta alacağın tahsili amacıyla işlenen yağma suçları için TCK m. 150/1’in tehdit ve kasten yaralama suçlarının cezasına değil bunlara ilişkin hükümlerin tamamına gönderme yaptığıdır.

O halde alacağın tahsili amacıyla işlenen suçların kovuşturulması da tehdit ve kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlere göre yapılacaktır. Örneğin hukuki bir alacağını borçlu olan mağdura karşı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralamaya sebep olarak tahsil eden faile karşı resen takip yapılamayacak, mağdurun şikâyeti gerekecektir.

Diğer bir nokta ise, yağma suçu CMK m. 253/1’de sayılan suçlardan biri olmadığından dolayı uzlaştırılamaz. Şu kadar ki, alacağın tahsili amacıyla işlenen yağma suçlarında tehdit ve kasten yaralama ilişkin hükümler uygulanacağından bu hallerde uzlaştırılabilme mümkündür.

5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 12. maddesi uyarınca yağma suçlarında görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir.

Yağma Suçu Yargıtay Kararı

“Çek senet mafyası” gibi bir oluşum çerçevesinde belirli bir yüzde karşılığında gerektiğinde cebir veya tehdit kullanarak tahsilat işi gerçekleştiren kişi (B) hakkında TCK, madde 150, f. 1 hükmüne istinaden değil, TCK, madde 149 hükümlerine istinaden cezaya hükmetmek gerekir. Zira azmettiren (A) alacağını tahsil amacıyla hareket etmiş olsa bile, fail (B) azmettirenin alacaklı olup olmadığına bakmaksızın, paranın tahsil edilebilirliğinin ve tahsil karşılığında alacağı payı göz önünde bulundurarak yağma suçunu işlemektedir.

Fail, azmettirenin alacağını tahsil amacıyla hareket ettiğini bilse bile, kendi fiili bakımından bu amaç söz konusu olmadığı için, TCK; madde 150. hükümlerinden yararlanamaz” Yargıtay 6. CD Esas: 2022/24536, Karar: 2022/4787, Tarih: 31.03.2022

Sonuç

Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu